“Kritik toplantı sonrası konuşan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay paketin ne zaman açıklanacağı sorularını yanıtladı” yazıyordu TRT internet haber sitesinde ve Atalay "Her kesimi kucaklayan bir paket olacak. İnşallah cuma günü (bugün) tamamlayacağız, uygun bir zaman içinde de Başbakanımızın bunu açıklamasını arzu ediyoruz. Çünkü büyük bir paket, bizzat kendisi tarafından açıklanmasını arzu ediyoruz. Açıklama için tarih belli değil, cuma günü çalışacağız, inşallah o gün bitiririz. Bitiremezsek devam eder, çünkü çok başlık var, dolayısıyla biraz da detaylı analiz gerekiyor" açıklamasıyla konuya açıklık getiriyordu.

3 saat süren kritik toplantıya Beşir Atalay’ın yanı sıra Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, İçişleri Bakanı Muammer Güler, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Hüseyin Çelik ve Numan Kurtulmuş, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Başbakan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın katıldığı; çözüm süreci ile demokratikleşme paketi üzerinde görüşüldüğü; ancak demokratikleşme paketi ile ilgili bugün yapılacak ikinci toplantıdan sonra Başbakanın paketi açıklayacağı haberde yerini alıyordu.

Peki, bu gelişmeleri veren haber sitesi, Türkiye’nin dört bir yanında gelişen protesto olaylarını konu ediyor muydu? Tabiî ki hayır; sadece Cumhurbaşkanı Gül’ün Antakya’da protestolarda hayatını kaybeden Ahmet Atakan ile ilgili kısa bir açıklamasını veriyordu.

Hükümetin çözüm süreci ve demokratikleşme paketi (her kesimi kapsayacak paketini) hazırlama sürecinde pratikte yaptıklarına baktığımızda bir devlet kuruluşu olan TRT’nin iktidarın çizgisinde yayın yapması bu durumda doğaldır. Doğal olmayan ise özellikle de Haziran başından beri açıklayacağı pakete inat yurttaşlarına yaptıklarıdır. Siz paketi hazırlarken; TTB’nin (Türk Tabipler Birliği) istatistiklerine göre 12 Haziran itibari ile olaylar esnasında tazyikli su, kısa mesafeli biber gazı atışları ve plastik kurşunlardan dolayı 7.478 kişi yaralanmış, 91 kafa travmasına uğrayan, 10 gözünü kaybeden ve 1 de dalağı alınan vak'anın olduğu da kayıtlara geçmiş. Siz herkesi kucaklayan paket üzerinde çalışırken; olaylar sırasında yurdun çeşitli yerlerinde 1’i polis olmak üzere 7 yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Abdullah Cömert (22), Ethem Sarısülük (26), polis memuru Mustafa Sarı (27), Medeni Yıldırım (18), Mehmet Ayvalıtaş (20), Ali İsmail Kormaz (19) ve son olarak da Ahmet Atakan (22). Siz bu büyük paketi açıklamadan önce; 15 Haziran itibariyle yani 15 günlük süre içerisinde 150.000 adet gaz bombası atıldığı, 3.000 ton su sıkıldığı, OC Gas, CS Gas ve CR Gas olmak üzere 3 çeşit gaz sıkıldığı, göz gibi hassas organlarda kalıcı hasarlar verebilen FN-303 adlı silahtan göstericileri boyamak için ‘bizmut’ içeren kapsüller atıldığı medyada yer aldı. Siz “O” çok başlıklı detaylı paketinizle uğraşırken; İçişleri Bakanlığı'nın 23 Haziran'da yaptığı açıklamaya göre Bayburt ve Bingöl hariç 79 ilde düzenlenen eylemlere toplam 2.5 milyon kişinin katıldığı, bundan daha fazla kişinin de sosyal ağlar üstünden destek verdiği bildirilmişti. Siz, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununu bile çok görüp insanların bir parka girmesini engellerken, hangi çok başlıklı detaylı paketten bahsediyorsunuz? Siz, televizyonlar önünde Mısır’da ölenler için gözyaşları dökerken kendi yurttaşlarınız için bir damla gözyaşı bile dökmezken, bırakın gözyaşını dökmeyi, üstüne “Çapulcu, Vandal, vb” sıfatlarla içinizdeki nefreti çekinmeden söylerken hangi kucaklaşmadan bahsediyorsunuz? Ne demiş eskiler: “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”

Sizdeki bu samimiyetsizlik olduğu sürece bu halk gaz yemekten, TOMA’larla ıslanmaktan yorulmaz, siz de paket açıklamaktan!