Avukat ve Arabulucu Aylin Arıkan, yaptığı açıklamada, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi alacağı ile işe iade talebiyle açılacak davalarda getirilecek zorunlu arabuluculuk uygulaması ile ilgili bilgi verdi.

Yeni yılda meclise gelmesi planlanan İş Mahkemeleri Kanunu Yasa Tasarısı ile ilgili bilgi veren Arıkan, "Belki de öncelikle Arabulucuyu ve Arabuluculuğu tanımlamak daha iyi olur. Arabuluculuk, hukuk sistemi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan bir Alternatif Uyuşmazlık Çözümü (ADR) yöntemidir. Tarafların içinde bulundukları uyuşmazlığı tarafsız bir üçüncü kişi yardımı ile mahkemeye gitmeden ya da mahkeme yönlendirmesiyle çözmelerinde kullanabilecekleri bir yöntemdir. Arabulucu ise, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çalışan tarafsız üçüncü kişidir. TBMM'ye sevk edilmesi beklenen İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı Taslağı ile bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi alacağı ve işe iade talebiyle açılacak davalarda, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olması öngörülüyor.Uyuşmazlıkların arabuluculukla çözülememesinin ardından iş mahkemelerinde dava açılabilecek. Başvurular, yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna yapılabilecek.Arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise başvurular, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğünce alınacak. Arabulucu, hazırlanacak listeden taraflarca belirlenecek. Tarafların herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşamamaları halinde görevlendirme, arabuluculuk bürosu tarafından yapılacak." dedi.

İŞ KAZALARI KAPSAM DIŞINDA BIRAKILDI

Aylin Arıkan, arabuluculuğa gitmeyenlerin davasının reddedileceğini dile getirerek, şunları söyledi: "Tasarıda, önce arabulucuk sistemini denemeden, doğrudan dava açanların, davalarının reddedileceği de hükme bağlandı. Kanun tasarısı ile işten çıkarma, işe iade, tazminat gibi anlaşmazlıklar için getirilen arabuluculuk zorunluluğu, iş kazaları konusunda ise getirilmedi. Kanun tasarısına göre, iş kazaları ile meslek hastalığından dolayı oluşan maddi ve manevi tazminat talepleri, arabuluculuk zorunluluğu dışında bırakıldı. Yine kanun taslağında arabulucuların ücretlerinin nasıl ödeneceği de ayrıntılı şekilde yer alıyor. Buna göre, taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşırlarsa, arabulucunun ücretini eşit olarak bölüşüp ödeyecekler. Eğer arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflar arasında uzlaşma sağlanamazsa, arabulucunun ilk iki saatlik ücreti devlet tarafından karşılanacak. Eğer süreç iki saatten uzun sürmüşse, kalan saatleri taraflar yine eşit olarak paylaşarak ödeyecekler. Devletin karşıladığı ve taraflarca ödenen arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılacak." 

ARABULUCULUK FAALİYETİNE SADECE TAŞERON DEĞİL, ASIL İŞVEREN DE KATILACAK

Arıkan, açıklamasını şöyle tamamladı: "Eğer iş anlaşmazlığında taraflardan biri taşeron şirketse, arabuluculuk faaliyetine sadece taşeron değil, asıl işveren de katılacak. Bu durumda, taşeron ve asıl işverenin, iradelerinin birbirine uygun olması aranacak. Arabuluculuk faaliyeti sırasında zaman aşımı duracak. Tarafların arabulucuya başvurdukları andan itibaren mahkemeye başvurmaya ilişkin zaman aşımı duracak. Ara buluculuk faaliyetinin zorunlu tutulduğu yeni sisteme, 5953 Sayılı Basın Kanunu’na tabi çalışanlar ile 854 Sayılı Deniz İş Kanunu’na göre çalışanlar da dahil edildi."