AYŞİN SEÇİL GEZER

Balaban, şunları söyledi: “Taş ocağı sorununu 25 yıldır yaşıyoruz. Ocaklar doğayı ve insan sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Ocakların çalışmalarını durdurması için gerekli mücadeleyi veriyoruz ancak şu ana kadar herhangi bir sonuç alamamıştık. Taş ocakları artık bizim dostumuz oldu. Örnek vermek gerekirse; Mecidiye’de yaşayan bir vatandaşımız taş ocaklarında çalıştı ve bekçilik yaptı. Ama bu vatandaşımız şu anda Edirne’de kanser tedavisi görüyor. Kısacası bu ocaklar insan hayatına kast ediyor. İşin uzmanı olan kişiler dahi bu yönde söylemlerde bulunuyor.”

MECİDİYE DOĞA ANLAMINDA ÇOK GÜZEL BİR BÖLGEYDİ

İrfan Balaban sözlerine şöyle devam etti: “Mecidiye doğa anlamında çok güzel bir bölgeydi. Ancak ocakların çalışmasıyla birlikte tozdan geçilmez bir hal oldu. Bölgemiz turizm koruma ve geliştirme alanı ilan edilmesine rağmen ocaklar çalışmaya başladı. Hatta çalışma sahaları artarak devam etti. Ama bununla ilgili davalarda açıldı. Taş ve kalker ocaklarının faaliyetlerini durdurma yönünde karar alacağını umut ediyorum. Biz adaletimize güveniyoruz. Adalet, kalker ocağı konusunda gerekeni yapacaktır. Allah yardımcımız olsun.”

GELECEK NESİL BİR GÜN BİZDEN HESAP SORARSA EN AZINDAN MÜCADELE ETTİĞİMİZİ ANLATIRIZ

Açıklamasına, “Bizim gelecek nesillere karşı bir sorumluluğumuz var.” diyerek devam eden Balaban sözlerini şöyle tamamladı: “Gelecek nesil bir gün bizden hesap sorarsa en azından mücadele ettiğimizi anlatırız. Amacımız; bizden sonra gelecek nesle güzel bir Mecidiye bırakmaktır. Bu konuda karşı çıkması gerekenlerinde yaşanan bu tabloya seslerini çıkarmalarını istiyoruz.”