CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Edirne Milletvekili Erdin Bircan, Uzunköprü’de taş köprüden atlayarak intihar eden Doğuş Tavukçu’nun cesedinin 5 gündür bulanamamasının sebebinin Ergene Nehri’nin kirliliği olduğunu iddia etti. Bircan’ın konuyla ilgili açıklaması şöyle:

“Seçim Bölgem Edirne’nin Uzunköprü İlçesi’nde 17 yaşındaki Doğuş kardeşimiz tarihi taş köprüden Ergene’ye atlayarak intihar etmiştir.

DALGIÇLAR SUYA GİRMEYİ REDDEDİYOR

İntihar olayı gibi bir elim olay da cesedin 5 gündür bulamamasıdır. Çünkü gelen dalgıçlar Ergene’nin zehirli olduğunu bildikleri için suya girmeyi reddetmektedir. AFAD ekipleri ile Tekirdağ'dan gelen dalgıç polisler, suyun aşırı derecede kansere yol açan kirli kimyasal madde taşıması nedeniyle ceset aramasını ağ ve tırmıkla yapabiliyorlar. Kirlilik nedeniyle sudaki görüş mesafesi çok düşük. Ekipler, yapılan tespitlerde çamur tabakası ile kimyasal atıklar nedeniyle sonar cihazıyla dip aramasının uygun olmadığını da tutanağa geçti.

Tüm ekip maskesiz nehrin üzerinde nefes alamıyor.

İntihar olayı 11’de ihbar ediliyor. 2-3 saat sonra AFAD ekipleri ve dalgıç polisler geliyor. Ve yalnızca yüzeysel arama yapıyorlar neden? Çünkü Ergene o kadar kirli ki dalgıçların o suya girmesi hayati tehlike yaratıyor. Cesedi bulma çalışmaları gönüllü balıkçılarla sürüyor. Ergene’yi bin 500 yakın fabrika atıklarıyla kirletmeye devam ediyor çünkü.

ERGENE, ÜLKEMİZDEKİ NEHİR KİRLİLİĞİNİN SEMBOLÜ

Ergene Nehri, Trakya Bölgesinde çiftçilerin yaklaşık olarak 300.000 dekarlık 1’inci, 2’nci ve 3’üncü sınıf tarım alanlarının beslendiği en önemli akarsu. 1990 yılına kadar yüzülen ve balık tutulan bir nehir olan Ergene, 90 yılından itibaren ciddi şekilde kirlenmeye başladı. Bir dönem Trakya tarımsal sulamasının simgesi olan Ergene bu gün ülkemizdeki nehir kirliliğinin sembolü oldu. Ergene’nin kirliliği bu yüzden tüm Trakya’nın en büyük sorunu. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu 2011’de önce “Bizim hedefimiz 2014 yılında Ergene Nehri'ni temiz bir hale getirmek” dedi. Aynı yıl daha sonra "Biz Haliç'i temizlemişiz, Ergene bizim için çocuk oyuncağı” diyen Bakan Eroğlu, 2015 yılında Ergene’nin tertemiz akacağını ve kendisinin Ergene’de yüzeceğini iddia etti. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da 2013 yılında yaptığı açıklamada “İnşallah 2 yıl sonra hep birlikte Ergene'de balık tutacağız.'' demişti.

Bakanların verdikleri sözlere göre geçen sene balık tutulacaktı, yüzülecekti bu nehirde, yıl 2016 ve arama kurtarma çalışmaları için özel kıyafetli dalgıçlar hala Ergene’de görevlerini yapamayacak durumdalar.

Ergene’ye çocuk oyuncağı olarak bakanlar, Ergene’de yüzeceğiz diyenler, özel koruma giysili dalgıçların Ergene’de arama yapmasını sağlayamamış durumda.

Bir nehir düşünün ki günden güne nehir özelliğini kaybediyor, kirliliği en ciddi boyutlara ulaşıyor ama iktidar şunu yapağız bunu yapacağız diyerek, yetersiz ve basiretsiz işlerle adeta topu taca atıyor.

BAKANLIKLARIN ERGENE ÇÖZÜMLERİ ÇOK YETERSİZ

Ergene’yi 2015’te temizleyeceğiz diyenler şimdi de 2019 tarihini veriyor. 3 sene sonra yine tarihi uzatmayacaklarını nereden bileceğiz? Maalesef Bakanlıkların Ergene çözümleri çok yetersiz ve kısır. Tek OSB arıtması ile bin 500’e yakın sanayi tesisi arıtmasını nasıl yapacakları soru işareti. Çözüm olarak sundukları derin deşarj yöntemi ile ilgili tatmin edici açıklamalar yapamıyorlar. Kirli suyu temizleyip Marmara’ya vereceğiz diyorlar. Ama bu temiz su tuzlu olacak da diyorlar. Madem su tamamen temizlenecek, tuzunu da arıtarak 90’dan beri Ergene’nin kirliliğinden mağdur olan çiftçimize verin bu suyu.Bunu yapmamalarının sebebi çok açık. Ergene’nin deşarj edilecek suyu tam olarak temizlenemeyecek çünkü. Çözüm olarak sundukları ile hem Ergene’yi temizleyemeyecekler, hem de Marmara Denizini kimyasal atık denizine çevirecekler. 

ERGENE’DE SU ÇÜRÜDÜ

Ergene’de su çürüdü. Ergene çevresine zehir saçıyor. Çözümü sürekli erteledikleri projelerini dinlemekten sıkıldık. Ergene temiz aksın, çevresine bereket taşısın.

Ergene’nin hali Türkiye’miz gibi. Üç beş kişinin çıkarı için bütün nehir kirletiliyor. Bedelini bütün bölgeye ödetiyorlar.

İnsanlar kanser oluyor, vücutları değişim geçirmeye başladı. Devlet seyrediyor. Türkiye’nin en güzel tarım alanları maalesef kirliliğe teslim edilmiş durumda.”