MURAT ARKAN

Basın toplantısına CHP Keşan İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcineli, CHP Edirne Milletvekili Erdin Bircan, Mecidiye Eski Belediye Başkanı Recep Çınar ile partililer katıldı.

BİRCAN’A İLÇE TEŞKİLATI OLARAK TEŞEKKÜR EDİYORUZ

Halkın değiştirilmek istenen anayasaya karşı duyarlı olmasını isteyerek, partilerin oylanmayacağı bir seçim olacağını belirten Gümülcineli, şunları kaydetti: “Bölgemizde ve doğada olan bu kadar güzel yerlerin maalesef hiçbir çevre duyarlılığına ilgi gösterilmeden, önem vermeden hunharca doğamızı tahrip ediyorlar. Sayın Bircan, bu konuda ve Ergene nehri ile ilgili olarak yoğun çaba sarf etmektedir. Kendisine bu anlamda ilçe örgütü olarak teşekkür ediyoruz. Tam da bu referandumun anlamı burada ortaya çıkıyor. Vekillerin, referandumda evet çıkarsa parlamentoda soru sorma haklarını elinden alacaklar. Kanun teklifi ve önerge hiçbir şey veremeyecekler. Ben halkımızın bu konuda değiştirilmek istenen anayasaya karşı duyarlı olmalarını ve partilerin oylanmayacağı bir seçim olacağını belirtmek istiyorum. Sadece ülke ve çocuklarımızın geleceğini etkileyecek bir anayasa değişikliğine gidiliyor. Seçimlerde halkımızın gerekli katlım sağlamalarını istiyoruz.”

KUŞA BAK KUŞA DERKEN AŞAĞIDA OLANI GÖSTERMEK İÇİN TOPLANDIK

Mecidiye’de toplam 5 adet taş ve kalker ocağının kurulduğunu belirten Bircan, “Şu anda vatan dedikleri toprakları ne hale getirdiklerini referandum sürecini kuşa bak kuşa derken aşağıda yaptıkları talanı göstermek için toplanmış bulunmaktayız. Referandum sürecinde ne işiniz var, taş ocağı, kalker ocağı doğayla diyorlar. Bu da bizim geleceğimiz, bu bizim çocuklarımızın geleceğidir. Yarın onlara hesap verebilmemiz için taş ve kalker ocaklarını da dikkate almak zorundayız. Bunları açtırmamak durumundayız. Biz geldik baktık bir mecidiyeyi elimize aldık, orman talan edilmiş, her şey bitmiş. 4 tane ocak açılmış ve ben kucağımda dört ocakla kaldım. Bir talan var. Mecidiyeyi bilmeyen var mı? Gitmeyen var mı? Evet var. Valilerimiz gitmiyor. Sadece internetten görsel indiriyorum. Bana yapma ya diyorlar. Ben de sizin imzaladığınız yer diyorum. Olamaz diyor. Oluyor diyorum. Denize 300 metre, köye 1 km uzaklıkta. Ama bunları imzalayıp geçiriyorlar. ÇED düzenlemesi raporuna gerek yoktu deniyor. Nasıl bir şey bu. Sen orada ormanı patlatıyorsun. Ormanı yok ediyorsun. Bunun için çevre değerlendirme raporu istenmiyor diyorsun. Taş ocağı ile ilgili girişimlerde bulunmuş. Bakanlar kurulundan onay çıkmış, geri döndürmek zorun zoru. Bunu Kırklareli yapmış. Onun örneklerini de aldım. Dedik ki emsal gösterelim, zamanı geçmiş. 30 gün içerisinde buradan bir arkadaşımız hemen görüp dava açsak veya haber verseydi emsal olarak gösterip kurtarma şansımız olabilirdi. Ama bu kalker ocağı ile ilgili olarak önüme geldiğinde tüylerim ürperdi. Bu yetmedi, bu yetmedi. Şimdi bir tane daha kalker ocağını açarak toplamda 5 ocak açarak orayı talan edilebilir hale getirildi. Tarih var diyoruz. Turizm alanı ilan edilmiş diyoruz. Burası orman alanı diyoruz. Yine yok. Dalış merkezi yapmışlar Dünya’ya burasını tanıtacaklar diyoruz. Bize, olmaz diyorlar.” şeklinde konuştu.

ORMAN BÖLGE MÜDÜRÜ ÇED RAPORUNU GEREKLİ DEĞİLDİR DİYE İMZALIYOR

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun yaptığı açıklamalara da değinen Bircan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Ne var? Rant var. Bunların gözünde rant var. Yani rant için bu ülkeyi satıyorlar. Öncelikli olarak burada maden ocaklarının 2 km takibi olayı var. Sayın Veysel Eroğlu denize 5 km diyor. Taş ve maden ocaklarının denize ve su havzalarına ve karayollarına 2 km olmasına ilişkin çıkardıkları genelgeyi sıkı takip ettiklerini vurguladı diyor. Gazetede çıkan haberi söylüyorum. Tüm izinleri 6 aylık periyotlar halinde takip ettiklerini söyleyen Sayın Eroğlu üzerimde ciddi baskı var dedi. Nerden ciddi baskı var? Ranttan. Orman alanlarının yapılaşma ve maden ocaklarından dolayı zarar gördüğü ve yok edildiği iddialarını yanıtlayan Sayın Eroğlu birden fazla yaptıkları denetimlerle geçmiş yıllara oranla büyük oranda azalttıklarını söyledi. Sayın Eroğlu her yere kameralı takip sistemi koyduklarını ve izleme yaptıklarını belirterek ayrıca vatandaşların da bu konuda çok duyarlı olduklarını, ihbar ettiklerini ve çok caydırıcı cezalar olduğunu, hapis cezaları da var diyor. Daha yeni 14 Mart’ta yaptığı açıklama. Bunu görüyorsun ama orman bölge müdürü ÇED raporunu gerekli değildir diye imzalıyor. Bunu bakan söylüyor. Bakan’a bağlı orman müdürü imzalıyor. Nasıl bir şey bu. Sonuçta ben komisyon başkanı ve ÇED genel müdürü ile konuyu görüştüm. Onun söylediği daha bana gelmedi dedi. Ya beni kandırıyorlar ya da gerçekten bunların gözü dönmüş. Rant için gözü dönmüş bir hükümet var. Referandum sürecinde bu konuşulmazmış, evet bu konuşulur. Bu ülkeyi nasıl talan ettiklerinin göstergesidir. Hayır veya evet de çıksa ama siz dikkatli olun alacağınız alın, anlaşmalarınızı yapın konumunda getirmişler. Keşan halkından hassasiyet istiyoruz.”

ENEZ BELEDİYESİ KUM HIRSIZLIĞI YAPIYOR

Anayasa paketinde bakanların dışarıdan atanacağını ve meclisten seçilemeyeceğini belirten Bircan, sözlerini şu şekilde tamamladı: “İki haftadır Edirne barolarını göreve davet ettim. Teknik bilgi bilmiyorum. Hukukçu değilim. Bana ne verebilirseniz verin dedim. Baro başkanının aklı başka bir yerde zaten. Edirne baro başkanı bu kadar önemli bir konuyla ilgilenmiyorsa bıraksın gitsin. Zaten baro başkanı mutlaka referandumda evet veya hayır diyeceğini açıklar. Onu da yapmıyor. Bunların çevre komisyonları vardır. O arkadaşlarımızdan birisini görevlendirir ve çevre komisyonundan birisi ile koordine kursa idi o da olurdu. Ben hukuk anlamında hiçbir destek almıyorum. Çevre talan ediliyor. Enez’de kum hırsızlığı yapılıyor. Belediye kum hırsızlığı yapıyor. Meriç’in girişinden çalıyor. Gölle, denizin birleştiği yerden çalınıyor. Ekolojik denge bozuluyor. Yakında denizle, göl birleşecek. Göl de hiçbir işe yaramayacak. Enez’deki AKP zihniyeti de aynı. O da çalıyor. O da çalıyor. Bunlar çaldıkları için maalesef ülke ve gelecek adına herkesi tarumar ediyor. Referandumda evet çıktığında hiçbir işe yaramayan bir meclis haline geliyoruz. Gelecekte anayasa paketi dedikleri bu pakette bakanlar meclisten seçilmeyecek. Bakanlar hesap vermeyecek. Milletvekilleri bakanlar soru soramayacak. Gelecek budur. Bunlar şaşırdılar. Hollanda’ya saldır, oraya buraya saldır. Ekonomi düzelecek diye bir şey gördünüz mü? Yarın senin başkan yardımcısı diyerek atadığın ve seçilmeyen kişi gelecek. Gelen kişi FETÖ’cü çıkarsa ne olacak?”