Maalesef iktidar tencere pilavdan uzak meseleleri gündeme getirerek mutfak yangınını unutturmaya çalışıyor. Başlığı rahmetli Demirel’in güzel sözlerinden alıntı yaptım. “Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar” insanların sağlıklı olabilmesi yeni doğan çocuklarımızın iyi gelişebilmesi için süt, et, bal, yumurta gibi gıdaları tüketmesi gerekir. Okurlarımız bana çocuklarımıza bunları yedirmek için para var mı? dediklerinde işte o zaman cevap vermekte zorluk çekerim. 

Siyasilerin masalarında yediklerinin adlarını benim gibi ilk defa duyanlarınız vardır. Hatta “Masada sadece kuş sütü eksikti denir” Adaletli davranılıp “Komşusu aç iken rahat uyuyan bizden değildir denilerek fetva verilir. Belli bir zümrenin yararlandığı bir şeyden başkalarına yararlanma olanağı sağlanmazsa” siyasiler tarafından, orada sosyal barış sağlanamaz düzensizlik olur. İnsanlar birbirlerine düşman gözüyle bakarlar.

Halkını ayrıştırmayan ayrım gözetmeden kollayıp gözetleyen siyasilerin ülkesinde huzur ve barış vardır. Meclise son olarak getirilen baroların düzenlemesi pilavdan mutfaktan uzak halkın karnını doyurmuyor. Mahkeme salonunda hakim davasına katıldığında ayrıştırıcı bir şekilde “Bizim barodan mısın, öbür barodan mı” diye soracak mı acaba diye düşünmeden edemedim. Yazımın sonunda yine Demirel’in söylemiyle nokta koymak istedim.

“Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz” Fakat ortada bir mesele var. “Barolar.”