ENEZ MEKTUBU

Keşan Ticaret Borsası’nın BEREKET YEMEĞİ’nde Borsa Yönetim Kurulu Üyeleri’nin yanı sıra Kaymakam, Belediye Başkanı dahil Keşan’ın önde gelen bürokratları, kurum ve kuruluşların yetkilileri buluşmuşlar ve “BEREKETLİ OLSUN” diyerek hem yemişler hem de İSTİŞARE etmişler. Geleneksel bir yemek olduğunu sanıyorum.  O nedenle “Ne yemeği bu?” diyecek değilim. Afiyet olsun, bereketi bol olsun, yediğiniz içtiğiniz sizin olsun da istişareden hangi sonuçlar çıktı, bunu bilmek her halde en azından üyelerinizin hakları değil mi?

***

Örneğin; Bilmem o BEREKET yemeğinde gündeme geldi mi? Şu sıralar Keşan’ın ve hatta Trakya’nın BEREKETİNİ kaçıracak bir olay yaşanıyor. Adına FSRU denilen bir proje ile dünyanın en bereketli körfezlerinden biri olan Saros’un bereketi akıl almaz şekilde yok edilmeye çalışılıyor. Tertemiz Saros körfezi devlet eliyle kirletilmek için projeler yapılıyor; Saros’un doğası alt üst ediliyor ve Keşan’ın büyüklerinden ÇIT çıkmıyor. Hatta, buna en başta karşı çıkması gereken yörenin iktidar milletvekili Keşanlı Fatma AKSAL bu projenin ne kadar faydalı olduğunu anlatma çabasında oluyor.. O böyle deyince de konu elbette bereketi kaçmasın diye söz konusu BEREKET yemeğinde gündeme bile gelmiyor.

***

Bu olayla ilgili olarak açılan dava sürecinde, mahkeme, bilirkişi, Üniversitelerden alınacak raporlar vs. için yapılan hesaplara göre 70 bin TL civarında bir para gerekiyor. Keşan’da bir avuç insan yollara düşmüş bu parayı denklemeye çalışıyor. Yaklaşık 1 aydır sürdürdükleri bu çabalarla şu ana kadar toplayabildikleri para miktarı 25 Bin TL civarında. Katkı verenlerin listesine bakıldığında bereket yemeğine katılanların büyük çoğunluğu, elini cebine atmadığı gibi eller cepte havaya bakıp ıslık çalıyor. Böyle bir sorun YOKMUŞ gibi davrandıkları görülüyor. Belediye ve Odaların yanı sıra, çevre ve doğa konusunda çok hassas olan ya da “Ölürüm Türkiyem” türküsünü dillerinden düşürmeyen siyasi partilerden de ÇIT yok. Yani sonuçta Keşan’da sofra kurup, yemek yiyip istişare ederek BEREKETLİ bir yıl beklemenin anlamsızlığı canlı olarak yaşanıyor..

***

Önerim; şu ana kadar bu konuda duyarlılık göstererek katkıda bulunan kişilerin, kurumların, odaların, Derneklerin, sahil sitelerinin isimlerinin kamuoyu ile paylaşılması. Bu listenin peşindeyim. Görelim bakalım gerçek doğa severler, gerçek Keşanlılar, gerçek Saros aşıkları, gerçek milliyetçiler, gerçek sosyal demokratlar kimlermiş. BEREKET SOFRASI’nda oturanlar şunu bilsinler ki size rağmen bu para toplanacak ve bu dava açılacaktır. Ama sizlerden beklenen bu bir avuç insanı streslere sokmadan bu işin öncülüğünü yapmanız, ellerinizi cebinize atmanız ve açılacak davaya MÜDAHİL olmanız, bu süreci Keşanlılar adına sahiplenmeniz…  Size yakışan budur. 

***

Sonuçta Saros kurtarılır mı? Teslim olmak yerine son evresine kadar hukuk içinde mücadele etmek gerekmiyor mu? Bana kalırsa bir gün gelip akıllı insanlar bu yanlıştan döneceklerdir.. Ya da gün gelip bunun yanlışlığını savunan akıllı insanlar göreve gelecektir. Çünkü mahkeme süreci uzundur ve sonuçlarını şimdiden kestirmek mümkün değildir. 

Burası Türkiye.. Gün doğmadan neler doğar? Yeter ki herkes yaşadığı yöreye sahip çıksın. Aldığı görevin gereğini yapsın, onurunu torunlarına taşısın.  

Saros berekettir, kıymeti bilinmelidir..