AYŞİN SEÇİL GEZER

Suçlu olan insanların saldırı haline girdiğini iddia eden Boyalık, “Ama insanların yaptığı işe saldırmazlar, yaptığı işleri eleştirmezler. İnsanların şahsına, kişiliklerine saldırırlar veya konuyu farklı mecralara çekmeye çalışırlar. Hizmet etmeyen insanlara bakarsanız, hep yanlış yerlerde gezerler. Evet, Keşan’ı sahiplenmek gerekir. Keşan’ın tek sahibi ben değilim. Ama Keşan’ın dertlerini, sıkıntılarını, sorunlarını sahiplenip, sorun üretmeye çalışan kişilerden biriyim. Bunu da kendi menfaatim için değil toplum menfaatini öne çıkartarak mücadele ediyorum.” dedi.

KİMSE TEK BAŞINA KEŞAN’IN HAKİMİ OLAMAZ

AK Parti’nin misyonunun hizmet olduğunu dile getiren Boyalık,“Biz, bu hizmeti yaparken yarın ne olacağız diye düşünerek değil, Keşan’a temiz yarın bırakma için çabalıyoruz. Keşan’ın sahiplenilmesi gerekir.  Fakat belli kurumlarla iş ilişkimiz olarak sahiplenmemeliyiz. Gerçekten, gönülden ve kalpten nasıl hizmet ederim, Keşan’a nasıl bir çivi çakarım noktasında ortak fikirle hareket etmeliyiz. Keşan Kent Konseyi Başkanımız Necmettin Baygül, kendisini şaşırmış. Kimse tek başına Keşan’ın hakimi olamaz. Tam tersi ortak akılla, yapılan hizmetlerle Keşan ön plana çıkartılmalı. Ama bu arkadaşlarımız yaptıkları ortaklıklarla ön plana çıkmaya çalışıyorlar. Bugün, Kent Konseyi’nin Keşan’a kattığı hizmeti bana söylesinler. Kent Konseyi’nin Keşan’da yapılan kötü işleri bir kez olsun eleştirdiğini gösterin. Ayrıca ‘Keşan için şu proje uygundur’ dedikleri bir proje gösterin. Özgür bir insan, hizmet etmek zorunda olan insandan üstündür. Bunlar kendilerini hizmet etmek zorunda zannediyorlar. Fakat özgür değiller. Özgür olmayan insan zaten hizmet edemez. Bu işler gönülden olur, zorla olmaz. Kent Konseyi yanlış mecralarda geziyor.”

KENT KONSEYİNİN İŞİ KEŞAN İÇİN PROJE ÜRETMEK OLMALI

Kent Konseyi’nin işinin siyaset yapmak olmadığını ifade eden Boyalık, açıklamasını şu şekilde sonlandırdı: “Kent Konseyi’nin işi siyaset yapmak değildir.  Kent Konseyinin işi Keşan için proje üretmek olmalı. Ortaklıklarla yürütülen sistemden çıkıp gerçekten özgür bir konsey haline gelmeli. Ben de biliyorum Kent Konseyi’nin hangi şartlarla oluşturulduğunu. Siyasetçi olmak, CHP’nin bireyi olmak Kent Konseyi’nde görev aldığında belediyenin arka bahçesi haline gelmesini sağlamak değildir. CHP’nin içerisinde tanıdığım çok Belediye meclisi üyesi var. Bütün CHP’liler tu kaka demiyorum. Çok düzgün insanlar var, görevlerini layığıyla yapıyorlar. Zaman zaman kendi parti meclislerine eleştiri yaptıklarını biliyorum. Diğer taraftan da bir grup kararı alındığında bütün yanlış işlere ‘evet’ dendiğini de biliyoruz. Belediyede ahbap- çavuş ilişkisi olduğunu bilmeyen yok. Ahbap-çavuş ilişkileri ile birilerinin işe alındığını, birilerinin maaşının, kıdeminin arttırıldığını biliyoruz. Kent Konseyi bunlara baksın. Bana niye takılıyor? Bizler işimizi layığıyla yapıyoruz zaten. İl genel meclisi üyeliğimi yaptım, devrettik. İlçe başkanlığımızı hakkıyla yapıyoruz. Biz, seçildiğimiz günden beri siyaset yapıyoruz. Bunu gururla söylüyorum hiç ahbap-çavuş ilişkimiz olmadı. Bizim Keşan’a hizmet borcumuz var. Keşan’da yaşamanın bir bedeli var, bunun bir kirası var. Siyasetçilerinde yapacağı en güzel şey bu kirayı hizmet ederek ödemektir. Kirli lafları ağızlarına almasınlar, bu işi ferdileştirmesinler. Siyaset toplumsal olaylarla olur, kişilerle olmaz. Kişilerin kendi özgür düşüncelerini konuşmalarını engellemesinler.”