AYŞİN SEÇİL GEZER
Geçtiğimiz yıl Keşan Merkez Sulama Kooperatifi’nin sulama alanında ciddi bir susuzluk yaşandığını söyleyen Boyalık, “Buradaki üreticilerimizin çeltik ürünleri yanmıştı, hasat yapılamaz hale gelmişti. Çeltiğin canı sudur. Ürünü yanan, bozulan, zarar gören üreticilerin içerisinde ben de vardım. Bu sene bu suyun gelmesinden oldukça memnunuz. Burada DSİ 114 Şube Müdürü Çınar Turgay’ın, bölge müdürlüğümüzün büyük bir emeği vardır. Biz onlara bu çalışmalarından dolayı teşekkür ediyoruz. Geçen sene yaşanan bu susuzluğu gördüler ve bütün kış hiç durmadan hummalı bir şekilde bu suyu Keşan’a getirmek için çalıştılar, çok teşekkür ediyoruz. Hamzadere Birliği Başkanı Seçkin Şimşek de bu konuda son derece duyarlı. Kendisi de çeltik ekicisi olması ve buradaki durumları bilmesi nedeniyle o da buraya suyun gelmesi konusunda oldukça özverili bir çalışma yaptı. Söz konusu olan Hamzadere sadece Keşan’dan ibaret değil. Keşan ovası çok ufak ve dar bir yer. Asıl Hamzadere’nin kümesine bakmak lazım. Bugün, Karahisar köyünün tepelerine su çıkmış, Siğilli, Türkmen, Boztepe ve Akçeşme’ye su gelmiş, bakın hep bayır yerlerden bahsediyorum. Her tarafta Hamzadere’nin bir kolunu görmek mümkün. Hamzadere’nin bölgeye ekonomik anlamda sağladığı katma değer yaklaşık 5 yıl sonra görülecek, 1 günde görülmesi mümkün değil. Yapılırken bazıları ‘hayal’ diyordu, ‘olmaz bu proje, bitirilemez’ diyordu. Rahmetli Evren Bulut bu konuda çok mücadele etti, çalıştı, ardından o günkü milletvekilimiz Necdet Budak, Hamzadere ile yatıp Hamzadere ile kalktı. Bizim hükümetimiz çok önem verdi bu işe.” dedi.
PROJE BAŞLIYOR VE BİTİYOR
AK Parti hükümetinin hiçbir projeyle yatıp kalkmadığını, projelerin zaman kaybedilmeden sonlandığını kaydeden Boyalık, “Bütün işler daimi. Eskiden bir yola başlanırdı, 10-15 sene sürerdi. Şimdi öyle bir şey yok. Proje başlıyor, parası hazır oluyor ve bitiyor. Biz bu işlerde sadece başlıyoruz ve bitişini kısa zamanda görüyoruz. Ülkede yapılan hizmetleri göz önüne alırsanız bir Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü mesela, insanlar hayal bile edemezdi, 2 yılda bitti. Örneğin dünyanın en büyük havaalanını yapıyoruz şu an yüzde 60-65 seviyelerine geldi. Seneye onun açılışını yapacağız Allah’ın izniyle. O büyük projeleri görünce Hamzadere bize ufak görünüyor şu anda. Evet, bizim bölgemiz için büyük bir katma değer ama ufak bir proje. Trakyamız daha büyük projelere layık. Ergene Havzasını koruma anlamında yapılan projeleri düşünürseniz Çakmak Barajı, Hamzadere, Ergene Havzasında bulunan ilçelerde yapılan arıtmalar, çöp arıtma tesisleri; bunların hepsi Trakya’ya verilen önemdir, Trakya’ya katılan katma değerdir. AKP hükümetinin bu hizmetlerini eminim ki Trakya her zaman göz önüne alacaktır diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
GIDA OSB’NİN BURADA KURULMAMASI İÇİN BİR SEBEP KALMAYACAK
Basın mensuplarının yapılması planlanan Gıda OSB’nin ne aşamada olduğunu sorması üzerine Boyalık, şunları söyledi: “Herkes bu konu hakkında çıkıyor bir şeyler söylüyor ama ben size en doğrusunu söyleyeyim. Gıda OSB’nin bulunduğu yer mera vasfında. Bu iş parayla alakalı değil, günlerdir insanlar yanlış bilgilendiriliyor. Mera parasını yatıramadığımız için olmadı diyorlar. Hayır, böyle bir şey kesinlikle yok. Mera vasfından bir yeri çıkartmak o kadar kolay bir şey değil. Bir daha o merayı yerine koyamazsınız. Şimdi bir komisyon toplandı. Daha önce Ticaret Odası Başkanı, Ticaret Borsası Başkanı, Vali bey ve İpsala Ticaret Odası Başkanının olduğu bir heyetle biz Tarım Bakanımıza gittik. Tarım bakanımızın beyan ettiği tek bir şey var; herkes böyle bir tesis kurulacağı zaman meraların üzerine gidiyor. Bu meraları yerine koymak bir daha mümkün değil. Bizim meramız da kötü durumda. Bunun için bu heyet gelecek, bu kötülüğü tespit edecek ve inşallah olumlu sonuçlarla burayı mera vasfından çıkardıktan sonra Gıda OSB’nin burada kurulmaması için bir sebep kalmayacak. Ama öncelikle mera vasfından çıkması lazım. Yaşadığımız hareketli günler, bu esnada Tarım Bakanımızın iki defa değişmesi bize eksi olarak yansıdı. Ama önümüzdeki günlerde emin olun ki bu iş de çözülecektir.”
BELEDİYENİN BU İŞE BİR EL ATMASI LAZIM
Bölgemizdeki sebze-meyve üreticilerinin Gıda OSB’den çok şey beklediğinin hatırlatılması üzerine Boyalık, şöyle devam etti: “Sebzeciliğin, meyveciliğin, bahçeciliğin gelişmesi noktasına gelince, bence Gıda OSB ile alakalı bir durum değil bu, Gıda OSB ile hiçbir alakası yok. Tam tersine yaş sebze ve meyveyi zamanında satarsanız para kazanırsınız. Domates çıktı, daha yeşilken satarsanız para kazanırsınız. Onu konserveye koymak için endüstriye gittiği zaman fiyatı düşüyor, sözleşmeli ekime gidiyor. Daha önce burada Dardanel, Akva gibi tesisler kuruldu ama o zaman domatesin fiyatı yerle bir oluyor. Biz İstanbul’a çok yakın bir yeriz. Bizim sebze halimizin çok iyi yerlere gelmesi, Belediye’nin sebze haline bir çeki düzen vermesi lazım. Sebze halindeki alım-satımların buradaki üretimin artmasıyla orantılıdır bu da. Yaş sebze-meyve halinde iyi bir pazar kurulması, Belediyenin burayı iyi denetlemesi, bu işe bir el atması lazım. İstanbul’a çok yakın bir yer. Burada üretilen malın da İstanbul’a iyi şartlarda pazarlanması ve üreticinin mağdur olmaması lazım. Seydiköy, Şükrüköy, Kadıköy, Çamlıca, Bahçeköy gibi bizim sebze-meyvecilikle uğraşan köylerimiz bellidir. Bu köylerimizde üretilen bu malların, değerinde İstanbul’a satılması lazım. Bunlar aracılar vasıtasıyla olur, bu aracılar da kabzımal dediğimiz insanlardır. Halde bulunurlar, bu hal de belediyenin kontrolünde olan bir yerdir. Yine Keşan Belediyesi’ne iş düşüyor. Daha vurdumduymaz, daha sorumluluk sahibi insanların orada olması lazım, daha kontrollü olması lazım.”
SOĞUK HAVA DEPOSU İSTANBUL’A MAL SATMANIN BİR YOLU DEĞİLDİR
“Bölgemize soğuk hava deposu gerekiyor mu?” şeklindeki soruya da Hüseyin Boyalık, şöyle cevap verdi: “Soğuk hava deposu hangi malı depolayacağınıza bağlıdır. Keşan’ın ihtiyacı olan bir şey değil. Soğuk hava deposu ticaret yapan insanın ihtiyacı olan bir şeydir. Nasıl ben çeltiği depolamak için kendi depomu yapıyorsam, peynirini koyacak olan da, meyvesini koyacak olan da kendi deposunu yapabilir. Etini depolayacak olan kendi soğuk hava deposunu yapabilir, bunda bir şey yok ki. Kendi ürettiği kadar deposunu yapar. Soğuk hava deposunun örnekleri etrafımızda örnekleri vardır ve bakarsınız eğer hepsi zarar eder pozisyondadır. Soğuk hava deposu İstanbul’a mal satmanın bir yolu değildir. Biz ürettiğimiz malı satmaktan bahsediyoruz. Örneğin domatesi o soğuk hava deposunda bekletebilir misiniz? Bamyayı mı bekleteceksiniz ya da? Bamyanın iki günde satılması lazım mesela. Yaş sebze-meyveden soğuk hava deposunda depolanacak şey bellidir, deveci armudu ve elma. Bizim de burada meyve konusunda öyle çok büyük bir üretimimiz yok, meyve bahçelerimiz yok ki zaten. 50-100 dönüm meyve bahçesi, meyve bahçesi değildir. Bunun daha detaylı olması lazım. O yüzden de soğuk hava deposu konusunda Keşan’ın bir ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Bunun öncesinde Keşan’ın bir pazara ihtiyacı vardır. Çok kıymetli bir ağabeyimiz var, onun lafını söylüyorum; ‘Malın mal olacağına, pazarın pazar olsun.”
BİR MALIN SATILMASI İÇİN DEVAMLILIĞININ OLMASI GEREKİR
Daha önceleri gündeme gelen buradan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne sebze-meyve gönderilmesi işinin durumu sorulduğunda Boyalık, şunları söyleyerek sözlerini noktaladı: “Bunun daha önce görüşüldüğünü biliyorum. Ama benim AKP İlçe Başkanı olduğum dönemde hiç böyle bir girişim olmadı. Bana gelen hiçbir üretici de bu konuda bir şey söylemedi. Yani bu münferit mallarla olacak bir şey değildir. Bir malın satılması için devamlılığının olması gerekir. Bugün domatesi 1 ay verip de ertesi ay veremiyorum diyemezsiniz. Ertesi ay da bulup o malı vermeniz, tedarikçi konumunda olmanız lazım. Keşan’da tedarikçilerin artması lazım yani kabzımalların daha iyi çalışır pozisyona gelmesi lazım burada. Bu kabzımalların da İstanbul pazarında pazarı olması lazım.”
Google Play Store’dan Medya Keşan uygulamasını indirmek için BURAYA TIKLAYINIZ
Apple Store’dan Medya Keşan uygulamasını indirmek için BURAYA TIKLAYINIZ
Facebook sayfamız için BURAYA TIKLAYINIZ
Twitter için BURAYA TIKLAYINIZ
Instagram için BURAYA TIKLAYINIZ
