Dün, Keşan yerel gazetelerinde Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan’ın CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyareti haberi yer aldı. Haber, yerel medyadan önce ise sosyal medyada yer alırken, büyük bir mutlulukla karşılandı. Başlıkta “bütünşehir” sevindik bu ziyarete dediğime bakmayın, sevinenler belli öyle bütün şehir değil. Mehmet Özcan’ın “bütünşehir” belediye başkanı olmasını isteyen sevenleri hatta çok sevenleri, onunla var olanları seviniyorlar. Bu sevinenler hatta bir şeyi de ilan ediyorlar hem de zafer kazanmış komutan edasıyla ve Mehmet Özcan’ın “bütünşehir” belediye başkan adaylığını konti garanti olduğunu taaaa Edirne’ye kadar duyuruyorlar.
Not: Bu arada Başkan Özcan’ın Kılıçdaroğlu ziyaretinde neler konuşulduğunu bilmiyoruz. Sevgili başkanımız Mehmet Özcan gelince konu hakkında basına bilgi verecektir. Ziyarette “Bütünşehir” ile ilgili konuştuğunu da iddia etmiyorum. Tamamen onu sevenlerinin yorumları “bütünşehir”i işaret ediyor bunu da belirtmek isterim, sonra hukuki hakları saklı kalmak kaydıyla bir şey göndermesinler.
KILIÇDAROĞLU’NA ZİYARETE GAYTANCIOĞLU’YLA GİTTİ
“Bütünşehir”in ne olduğu hakkında bilgi vermeden önce ziyaret ile ilgili durum değerlendirmesini yaparsak “bütünşehir” belediye başkanlığı hakkında bir şeyleri anlamak daha kolay olur. Gaytancıoğlu ile giden Özcan, diğer vekil Bircan’la ziyaret karesinde yer almamış. Özcan’ın önseçim öncesi Gaytancıoğlu’nu desteklediğini herkes biliyor. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın da Erdin Bircan’ı desteklediğini de herkes biliyor. Bu noktada ziyarete Gaytancıoğlu ile gitmesi gayet normal. Çünkü geleceğe dair planların uygulanması ve başarıya kavuşturulması bir kadro işidir. Kadro işidir tabirini kullandım şu sebeple: Erdin Bircan’ın 14 Şubat 2015 tarihinde Edirne’deki Milletvekilliği aday adaylığı açıklamasında söz alan Recep Gürkan, “Bu kadro bunu başarır” demişti, oradan çağrışım yaptı bende.



CHP DER Kİ: “BÜTÜNŞEHİR ANAYASAYA AYKIRI”
Bu durum değerlendirmesinden sonra yazının başından beri değindiğimiz ve AK Parti’nin gündeme getirdiği “bütünşehir” belediyesi’nin ne olduğuna bir bakalım. Öncelikle AK Parti’nin uygulamaya koymak istediği “bütünşehir” kavramına CHP’nin parti olarak temelden karşı olduğunu görüyoruz. Neden karşılar peki? Şimdi çok çeşitli nedenleri var. Dönemin CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ile Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu, 31 Ocak 2013 tarihinde AYM’ye (Anayasa Mahkemesi) yaptıkları başvuruda basına bilgi verirken şunları söylemişler: Kanunun içerisinde bazı maddeler, Anayasa’ya aykırıdır. Bu nedenle, 121 CHP milletvekili olarak bu kanunun bazı maddelerinin iptal edilmesi istemiyle dava açtık.Esas olarak başlıca itiraz noktamız, köylerin tüzel kişiliklerinin kaldırılması, yine kaldırılan belediyelerde referandum yapılmaksızın o belediyelerin kaldırılması ikinci itiraz noktamız. Üçüncü itiraz noktamız da yine hepimiz biliyoruz ki büyükşehir belediyesi vasıtasıyla kırsal kesime etkin ve verimli bir hizmet götürmek mümkün değildir.Daha önce belediye sınırları dışındaki köylere hizmet, il genel meclisi üyeleri eliyle ve il encümenleri vasıtasıyla yapılıyordu. Köy muhtarları etkin olarak görev yapıyorlardı. Şimdi köylerin tüzel kişiliği kaldırıldı ve mahalleye dönüştürüldü. Köy muhtarları merkez valisi yapıldı, hatta vali yardımcısı yapıldı. Etkinlikleri ve anlamı yitirildi. Köyler aslında bizim devlet yapılanmamızın ve demokrasimizin en temel taşlarıdır ve dolayısıyla köyleri ortadan kaldırmak, köylü düşmanı, faşist bir anlayışın, zihniyetin tipik tezahüründen ibarettir. Şimdi örneğin Mardin’de köy korucuları var, bunların hepsi şimdi mahalle korucusu oldu.” 
Atatürk’ün ”Köylü milletin efendisidir” dediğini anımsatan Öztürk, “Bu yasayla köylü milletin efendisi olmaktan, zaten çıkmıştı da şimdi hukuken de çıkarılmış oluyor” değerlendirmesinde bulunmuş.
BAŞKANLIK SİTEMİNİN TEMELİ BÜTÜNŞEHİR
14 Mart 2015 tarihinde basına yansıya bir haberde dedönemin CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili aday adayı Nurgül Eker, başkanlık siteminin temellerinin 2008 yılındaBütünşehir Yasasıyla atıldığını iddia etmiş ve herkesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde verdiği mücadeleye müdahil olmaya çağırmış.
ÇAM: BU TAM ANLAMIYLA BİR TOPRAKSIZLAŞTIRMA HAREKETİDİR
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da 20 Ekim 2015 tarihinde CHP’nin resmi internet sitesi www.chp.org.tr’de çıkan haber ise Bütünşehir Yasasıyla mahallelere dönüştürülmesinin çilesini çektiklerine tanıklık ettiğini söylemiş. Gençlerin artık köyde kalmadığını belirten köy halkına Bütünşehir Yasasının adeta bir topraksızlaştırma yasası olduğunu anlatan Çam, “Yanlış tarım politikalarıyla kendi toprağından geçimini sağlayamaz hale gelen köylü, bu yasayla temel belediyecilik hizmetlerinden de mahrum edildi. Köy statüsünden mahalleye dönüşen yerleşim birimlerindeki halk artık alın terinin karşılığını dahi alamadığı toprağının da vergisini ödemek zorunda” diye konuşmuş.
Çam sözlerine şunları eklemiş: “Bütünşehir Yasası’nın iptali için çok uğraştık, size söz veriyorum bu zorbalığa, bu mahkûmiyete son vereceğiz. Buradaki asıl amacın köy ve belde tüzel kişiliğine ait mal ve toprakları talan etmek olduğunu hepiniz yaşayarak görüyorsunuz”
GİZLİ BÜTÜNŞEHİR YARIŞI
Kısacası CHP parti olarak “bütünşehir” kavramına kapalı. Kapalı olmayanlar ise Mehmet Özcan’ın Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ettiği fotosunu paylaşan Özcan’ı sevenleri hatta çok sevenleri ve onunla var olanları. Sadece onlar mı bir de bu işin Edirne boyutu var. Son ziyaretten sonra “bütünşehir” kavramının altında bir iddialaşma olduğunu göreceksiniz. Yazının başında değindiğim “bu kadro başarır” söylemini de göz önünde bulundurursak, ben öyle düşünüyorum. Bu iddialaşmayı gözler önüne seren ise Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın Keşan yerel gazetelerine önemli gün ve haftalarda verdiği tam sayfa reklamlar. Mehmet Özcan’ın 30 Ağustos 2015 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği çeyrek sayfa reklam ve Edirne’nin yerel gazetelerinde icraatlarını anlattığı reklamlar bu iddialaşmanın şiddetini arttırıyor. Gizli bir yarış var. Özcan’ın Kılıçdaroğlu’nu ziyaretinden sonra bu yarış gizli olmaktan çıktı.



2019’A DAHA ÇOK VAR, KÖPRÜNÜN ALTINDAN ÇOK SULAR AKACAK
Şimdi ne olacak derseniz? 2019 seçimlerine daha çok var. Köprünün altından çok sular akacak. Kim kimin yanında duracak. Kim kimin yanından ayrılıp kimin yanına gidecek bilemeyiz. Ama şunu söylemek isterim. “Benim başkanım bütünşehir başkanı olacak” demek bugüne kadar bütünşehir için yapılmış itirazları, parti politikalarını göz ardı etmek demektir. Şu unutulmamalı; bu partiden kimler geldi geçti ama bu parti hala yerinde duruyor. Bu ziyaret her şeyin sonu değil her şeyin başı da değil. Şu gerçek, Bütünşehir Yasası elbette yürürlüğe girecek. Edirne de dâhil birçok il de bütünşehir olacak. Ve bu bütünşehire bir başkan seçilecek. Ama bu başkanı genel merkez mi belirleyecek yoksa tüm üyelerin katılımıyla ön seçimle mi seçilecek işte bütün mesele bu. Esas savaş bundan sonra başlıyor. Bir tarafta Milletvekiliyken ve 6 aday adayı varken genel merkez tarafından Edirne Belediye Başkanı olarak atanan ve seçimi kazanan Recep Gürkan, diğer tarafta da bugüne kadar bir önseçim 2 atamayla 8 aday adayını geride bırakarak 3 seçim kazanan ve 11 senedir Keşan Belediye Başkanlığı yapan Mehmet Özcan.
Bütünşehir şimdiden hayırlı olsun Edirne’mize. Başka söz bulamadım.