AYGÜL KONAR

İYİ Parti Grubu adına söz alan Çakırlar, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi'nde 6 ayrı yasada değişiklik yapılmasının öngörüldüğünü kaydetti.

Çakırlar, TBMM’de yaptığı konuşmada şunlara yer verdi: “İktidar torba kanunlar vasıtasıyla kanunda yapmaktan vazgeçemediği ve... Bu durum tartışmasız bir şekilde öze, otoriterliğe ve keyfiyete dayanan partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasama faaliyetlerine olan olumsuz bir yansıması olarak devam etmekte. Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinin içinde sivil toplum kuruluşlarını rahatsız edecek uygulamalara yol açacak maddeler var derneklerin kapatılması durumu gibi. Adalet mekanizmasına güvensizliğe inanışın yükseldiği bu dönemde bir dernek neye göre kapatılacak? Terörle veya kötü niyetle bir bağlantısı tespit edilmesi durumunda ne gerekiyorsa sonuna kadar yapılsın. Ancak yaşadığımız bu dönemde vatandaşın adalete olan güveni gün geçtikçe azalmakta. Nasıl azalmasın ki? Anayasa Mahkemesinin kararını tanımayan mahkemeler, cübbesini iliklemeye çalışan bazı hukukçular; bunları gördükçe azalmamasının imkânı var mı? Arkadaşlar, hukuk yangından kurtarılması gereken ilk gerçektir. Yargının bağımsız olarak hareket etmesi her zaman gereklidir. Bu sebeple her türlü akıl yargıdan elini çekmelidir. Adalet, sadece adalet kasrı ve adalet sarayı yapmakla yerine gelmez; adalet, büyük sineklerin delip geçtiği, küçük sineklerin takılıp kaldığı örümcek ağı olmaktan kurtarılmakla yerine getirilir. Adalet mülkün temelidir.

“SAROS KÖRFEZİ 1'İNCİ DERECEDE DEPREM BÖLGESİNDE YER ALMAKTADIR”

Konuşmasının devamında Saros Körfezi'nde yapılması planlanan FSRU Liman ve Boru Hattı Projesi kapsamında uluslararası likit doğal gaz ve petrol taşımacılığında kullanılan 100 bin tonluk dev kargo gemilerinin barınacağı liman ve iskele yapılmak istendiğini hatırlatan Orhan Çakırlar, “Saros gönüllülerinin mücadelesi sonunda 17 Mayıs 2019 tarihinde ÇED kararına karşı yürütmeyi durdurma ve iptal davası açılmıştır. Edirne İdare Mahkemesi’nin atadığı bilirkişi heyetinin bahse konu keşif çalışmaları sonucunda oluşturulan raporda Çevre Mühendisliği, Orman Mühendisliği, Ziraat Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği, Petrol Ve Doğal Gaz Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Şehir Plancılığı, Biyolog ve Bitki Bilimciliği, Biyolog ve Kuş Bilimciliği, Biyolog ve Su Ürünleri Bilimciliği açısından 10 kişinin oy birliğiyle 10 ayrı bilim disiplinine aykırı olduğu tespit edilerek ‘ÇED Olumlu’ kararının yerinde olmadığı sonucuna varıldı. Mart ayında da Edirne İdare Mahkemesi’nce bu rapor ve dosya kapsamında ÇED kararı iptal edildi. Konuyla ilgili mahkeme süreci şu anda devam etmekte ancak hukuku hiçe sayan bir zihniyetin şantiye kurulumu için çalışmalara başlamış vaziyette olması vatandaşlarımızın adalete güven duygusunu zedelemektedir. Trakya topraklarının Ege Denizi'ndeki kıyısı Saros Körfezi yeryüzünün nadir güzelliklerinden biridir. Kendi kendini temizleyen dünyadaki ender denizlerden biridir. Bu özellikte ancak Kızıldeniz'e eş değer bir güzelliği vardır. Saros Körfezi aynı zamanda 1'inci derecede deprem bölgesinde yer almaktadır. Bölgede yapılması düşünülen projenin gerçekleşmesi durumunda aktif olan fay hattının faciaya davetiye çıkaracağı muhtemeldir. 1912'de Mürefte Şarköy, 1953 Çanakkale Yenice depremleri yüzlerce kilometre uzakta olan Edirne'deki birçok caminin minaresinin yıkılmasına sebep olmuştur. Bunu göz önünde bulundurmak lazım. Bölgede turizm, kültür ve doğaya kalıcı tahribat verecek olan bu proje aynı zamanda Trakya'da yaşayan hemşerilerimizin sağlığını da tehlikeye atacaktır. Bu yanlıştan en kısa zamanda dönmenizi umuyorum” şeklinde konuştu.