AYGÜL KONAR

Ülke içinde master planlar doğrultusunda üretim çeşitlerini yeniden planlayacaklarını ifade eden Akşener, göller bölgesinde ve özellikle kuru tarım bölgelerinde yer altı akiferlerini koruyacak, aşırı tüketimi önleyecek tedbirler alacaklarını belirtti.

Konuyla ilgili görüşlerini dile getiren İYİ Parti Edirne Milletvekili Orhan Çakırlar’da, Kanal İstanbul’u bırakıp Meriç, Tunca, Arda ve Ergene Nehirleri’nin suları ile Trakya’daki tarım arazilerinin sulanabileceğini belirterek hükümete seslendi.

“SUYUN KIYMETİNİ BİLMEMİZ GEREKİR”

Kanal İstanbul’un yapılmasıyla Marmara Denizi’nin adeta foseptik çuruna döneceğini dile getiren Orhan Çakırlar, yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:“Eğer su kaynaklarını iyi değerlendiremezseniz kuraklık iklim krizinin yaşandığı dünyamızda bu miras akıl tutulmasıdır diye düşünüyorum. Düşünün, Kanal İstanbul’a trilyonlarca para harcayacaksınız ama öbür tarafta tarımla uğraşan, üretime katkı sağlayan çiftçi susuzluktan mısırını sulayamayacak, yoncasını, pancarını sulayamayacak, belki de çeltik ekme alanlarımız belli bir süre sonra daralmak zorunda kalacak. Niye Tunca Nehri’nden, Ergene Nehri üzerine 50-60 km’lik bir yol üzerinden çok kolay bir kanalla 20-30 tane köye göletler oluşturularak o insanların su ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir proje yapılmıyor? Oraya geldiği zaman Istranca’nın sularından tutun Düzce’de Melen Çayı’nın suyu bile İstanbul’a geliyor. Akıl var izan var. Türkiye’de yaşayan her dört kişiden biri İstanbul’da yaşıyor. Diğer coğrafya boşalıyor. Siz oradaki insanların su ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaksınız? Öncelikli olan tarıma, üretime dönük olan kaynakların faydalanmasını sağlamak. En önemlilerinden bir tanesi de Karadeniz’in kirliliği. Boğazdaki gidiş-gelişer Karadeniz’den Marmara’ya, Marmara’dan Karadeniz’e akış oluyor. Deniz bilimcileri de böyle söylüyor. Kanalı açtığınız zaman Karadeniz’deki pislikten ziyade, Tuna Nehir bütün Avrupa’nın kirliliğini Karadeniz’e taşıyor. Siz bugün bir taraftan Marmara’yı temizleyeceğim diyorsunuz ama Kanal açıldığı zaman Marmara Denizi’ni foseptik çukuruna çevireceksiniz. Sayın Genel Başkanımızın söylediği gibi Trakya için söylüyorum, mevcut Tunca’nın suyunu o bölgedeki insanlar için faydalanacak hale nasıl getirilebilir düşünmek lazım. Suyu artık gözyaşı gibi kullanmamız lazım. Suyun kıymetini bilmemiz gerekir.”

“YER ALTI AKİFERLERİNİ KORUYACAK, AŞIRI TÜKETİMİ ÖNLEYECEK TEDBİRLER ALACAĞIZ”

Meral Akşener, grup toplantısında yaptığı konuşmada, toprak ve su yönetimi ile ilgili planlarını şöyle aktarmıştı: “Bir bütün olarak toprak ve su yönetiminin kurumsallığı için de kısa ve orta vadeli planlama yapacağız. Küçük su, büyük su yönetimi ayrımı yapmadan tarla içi yapılarla beraber tarımsal sulama ve toprak kullanımını birlikte planlayacağız. İlk yedi yıl içinde yarım kalan bütün küçük ve büyük su yatırımlarını tamamlayacağız. Yaklaşık üçte ikisi klasik ve kanalel sistem olan sulama yapılarının kapalı sistem dönüşümlerini başlatacağız. İlk yedi yıl için iki buçuk milyon hektar sulanabilir arazinin suya kavuşması için projelerin yapım aşamalarını başlatacağız. GAP Bölgesini özel olarak yeniden ele alıp bütüncül bir yönetim tarzı benimseyeceğiz. Büyük su projeleri tamamlanmış ana taşıma kanalları ise devam eden veya  yapılmış olan yatırımları tamamlayıp hızla tarla içi basınçlı sulama sistemlerini devreye sokacağız. Kuru tarım bölgelerinde üretim planımızı yapıp ülke içinde master planlar doğrultusunda  ürünle üretim çeşitlerini yeniden düzenleyeceğiz. Göller bölgesinde ve özellikle kuru tarım bölgelerinde yer altı akiferlerini koruyacak, aşırı tüketimi önleyecek tedbirler alacağız.”