HABER MERKEZİ

OHAL KANUNSUZLUKLARI ADETA ZOR KULLANILARAK RESMİLEŞTİRİLMİŞTİR

Darbe ve darbecilerle mücadele bahanesi ile başlayan OHAL, gelinen süreçte iktidar partisinin karşısında duran tüm muhalif kesimlere yönelik bir sindirme operasyonuna dönüştürüldüğünü iddia eden Pekcanlı, “AKP iktidarı ilk günden bu yana, darbecilerle mücadele değil, tek adam düzeninin karşısında demokrasiden yana olan kesimlerle mücadele etmektedir. Sivil darbe hükümeti, her geçen gün baskının sınırlarını genişletmekte ve sağcı solcu ayırmadan toplumun büyük bir kesimini terörist olarak suçlamakta, toplumda açtığı çatlakları genişleterek derin çukurlar haline getirmektedir. İktidara gelirken OHAL’i kaldırma vaadiyle yola çıkanlar, bugün OHAL’den beslenen ve bir dikta rejimini KHK’lar eliyle kuran bir yapı haline gelmiştir. Demokrasiden hızla uzaklaşılırken, OHAL altında gidilen referandumda mühürsüz seçim olarak tarihe geçmiş, milli iradenin gaspı alenileşmiştir. Sivil darbe hükümetinin baskıları tüm kurumları sarmış, parlamenter demokrasiye karşı girişilen harekâtın usulsüzlükleri, Anayasayı yok sayan kararlarla sözde tescil edilmiştir. Türkiye’de Anayasa fiilen lağvedilmiş, hukuk askıya alınmıştır. Yemin ettikleri Anayasa’yı savunmak yerine cübbelerini iliklemeye çalışan kimi yüksek yargı mensupları ile birlikte, OHAL kanunsuzlukları adeta zor kullanılarak resmileştirilmiştir.”

ANAYASAYI YOK SAYAN BİR ANLAYIŞ

12 Eylül askeri darbesinde bile görülmeyen hukuk dışılıklar, insan hakkı ihlalleri ve özgürlüklerin kısıtlanmasının bugün Türkiye’nin normali haline getirilmek istenmekte olduğunu söyleyen Pekcanlı şöyle konuştu: “Yüz binlere ulaşan ihraç ve tutuklamalar dalgası, darbecilerle uzaktan yakından ilgisi olmayan yurttaşları da içine katmış, yargısız infazlarla dikta rejiminin muhalifleri cezalandırma aracı olarak kullanılmış ve kullanılmaya da devam etmektedir. İktidar partisinin FETÖ ile el ele vatanseverlere kumpas kurduğu yıllarda, bu terör örgütü ile mücadele eden ve bu yüzden cezalandırılan gazeteciler, siyasiler ve akademisyenler gibi yurttaşlara, bugün FETÖ yaftası vurulmaya çalışılmaktadır.  OHAL KHK’ları, toplumun üzerinde sallanan bir kılıç olarak, seslerini yükseltmek isteyen tüm kesimlere yönelik bir silah halini almıştır. Anayasayı yok sayan bir anlayış ile KHK’lar yasal kapsamından çıkarılmış, yetki çerçevesini aşmıştır. Kış lastiği ve epilasyon merkezleriyle ilgili düzenlemeler dahi KHK konusu yapılırken, demokratik kitle örgütlerinin, gazetelerin ve dergilerin kapatılması sivil darbe iktidarının övündüğü icraatları olmuştur. KHK’lar hukuku katletmenin bir yolu olarak amansızca kullanılırken, haksızlığa uğratılan yüz binlerce taşeron işçisinin hak arama yolunun kapatılmasının da aracı olmuştur.

OHAL’E ARTIK YETER

Pekcanlı açıklamasının sonunda şunları söyledi: “Böylesi bir ortamda, Cumhuriyet Halk Partisi ilk günden bu yana Cumhuriyetin temel değerlerini savunmaya, dikta rejimine karşı parlamenter demokrasiden ve özgürlüklerden yana olan mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam etmektedir. Türkiye’nin kurucu partisi kimliği ve tarihsel sorumlulukları doğrultusunda Cumhuriyet Halk Partisi olarak, ülkemizin dünyadan soyutlanmış bir diktatörlüğe evrilmesine ve evrensel hukuk kurallarından koparılmasına seyirci kalmayacağımızı bir kez daha altını çizerek ifade ediyoruz. Toplumun tüm kesimlerini doğrudan etkileyen, iş dünyasından sivil topluma, emekçilerden yargıya, medyadan eğitime kadar, herkese dokunan OHAL’in bir kez daha uzatılması gündemde iken, CHP olarak bir çağrı yapıyoruz. 15 Ocak 2018 günü Ankara’da düzenlenecek OHAL Forumu ile sivil darbenin ülkemizde açtığı derin yarayı bir kez daha haykıracak ve tek adam rejimine karşı duran, demokrasiden yana tüm kesimlerin kendilerini ifade edeceği bir buluşmayı sağlayacağız.  Bu olağanüstülüğü normalleştirmeye çalışanlara karşı CHP, olarak bir kez daha ifade ediyoruz; OHAL’e artık yeter, OHAL kaldırılsın, demokrasi istiyoruz!