Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, dün Keşan’da katıldığı Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının ardından CHP Keşan İlçe Başkanlığı binasında yaptığı açıklama ile ülke ve yerel gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

 

CUMHURİYET İLELEBET PAYİDAR KALACAK

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın Karaman’’ın Ermenek ilçesinde meydana gelen maden kazası nedeniyle buruk bir şekilde kutlandığını belirten Değirmendereli, Ülkemizin başka köşelerinde ağır acılar yaşamamıza ve havanın çok soğuk olmasına rağmen Keşanlılar Cumhuriyet Bayramlarına sahip çıktılar. Bu sahip çıkış özlemcilerine de karşı Cumhuriyetin gerçek değerlerini yaşatma anlamında bir duruş olarak görüldü. Kutlamalara katılan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Bu sahip çıkışla Cumhuriyet ilelebet payidar olacaktır.” dedi.

SOMA’DAN SONRA BÖYLE BİR TALİHSİZ KAZA DAHA YAŞANDI

Daha sonra Karaman’ın Ermenek ilçesinde meydana gelen maden kazasına değinen ve 2014 yılının Türk madenciliği için kara bir yıl olduğunun altını çizen Kemal Değirmendereli, şunları söyledi: “2014 yılı Türkiye madenciliği için kara bir yıl. Soma’da yaşanan çok büyük acılara hem sektörü hem de bütün ulusu boğan bu tahlilsiz kazadan sonra bir takım önemler alındı. Önlemlerin yanında yasal düzenlemeler getirildi. Soma’dan sonra böyle bir talihsiz olay yaşandı. Yasal düzenlemeler çok iyi irdelenmeden yapıldığından, madenciliğin maliyetleri %40 arttırdı. Maliyet artışıyla karşı karşıya kalan işletmelerin bir kısmı faaliyetlerini durdurdu. Karaman’da kazanın yaşandığı maden ocağı da üretimi durdurmuş. İşletmenin yaklaşık 1,5 aylık çalışmadığı süre zarfında biriken bir su ile kazanın olacağını düşünmüyorum. Muhtemelen suyun bulunduğu bölge ile üretim noktasındaki alanın incelmiş olması nedeniyle patlama yaşandı. Su ince bir yol bulduğu takdirde basınçla kömür damarını patlatabiliyor. Yeraltında bir su rezervi de olabilir. Bundan dolayı kaza meydana gelmiş olabilir. Madencilik sektörü ve ülkemiz açısından çok önemli bir kayıp. Kömür işletmeciliği bugünlere kadar yeteri kadar destek görmedi. Bu yeraltı zenginliklerini terk edemeyiz. En büyük cari açığımız enerji kalemi.”

YILDA 3-4 DENETLEME GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Bir soru üzerine Keşan’daki kömür ocağı işletmelerinin güvenliğine dair değerlendirmelerde de bulunan Değirmendereli, “Son 3-4 yıldır iş güvenliği ve işletme düzeni açısından yer altı maden işletmeleri sıkı bir şekilde denetleniyor. Yılda 3-4 denetleme gerçekleştiriliyor. Bundan 10 yıl öncesine göre tüm işletmelerimiz iş ve çalışma güvenliği açısından çok büyük bir mesafe kat ettiler. Soma olayından sonra da atlanan bir durum var mı diye işletmeler yeniden denetlemeye girdi. Trakya’daki işletmelerde tespit edilen eksikliklerin tamamlanmasıyla ilgili çalışmalar yapılıyor.” dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ DEĞİL AKP’NİN RANT SÜRECİ

Gazetecilerin Hakkari Yüksekova'da PKK'lılarca 3 askerin şehit edilmesi ile ilgili sorusunu da cevaplandıran Değirmendereli, “CHP olarak çözüm sürecinin kapılar ardında değil bu ülkenin en büyük kurumu olan TBMM çatısı altında olması gerektiğini söylüyoruz. Partilerden bir komisyon kurulmasını istedik. Türkiye’nin kanayan yarasını diyerek politik rant elde edilmeye çalışılmaması gerekir. Toplumun tüm kesimlerinin kabul edebileceği bir yol haritası çıkarmak gerekiyor. Ama hükümetin bakanları dahi MİT başkanının görüşmelerinden haberdar olmuyor. Bu son derece sağlıksız ve kendi hesaplarına göre adım atılan bir süreç. Çözüm süreci değil AK Parti’nin kendi ikballeri için yürüttükleri bir rant süreci” diyerek yanıtladı.

DOĞALGAZI GETİRMEK VATANDAŞIN DEĞİL DEVLETİN GÖREVİ

Keşan’da hava kirliliğinin bir gerçek olduğunu ifade eden Değirmendereli, Bunun nedenleri kömür kalitesi, yakma sistemleri, yakış teknikleri ve kent yapısıdır. Doğalgaz ile ilgili yanlış bir durum var. Keşan’da doğalgaza ihtiyaç var mı? Var. Erzurum’a gaz getirirken orada abone parası mı toplandı? Neden Keşan’da toplanıyor. Devlet hattı vatandaşın kapısının önüne kadar getirmeli. Vatandaş ondan sonra gazı alacak. Keşan’daki uygulamanın bir örneği yok. Gazı getirmek vatandaşların değil devletin sorumluluğunda.”

HAZİNE ARAZİLERİNİN SATIŞINDA YANLIŞ BİR DURUM VAR

Son olarak ta önümüzdeki Mayıs ayında sona erecek olan Hazine arazilerinin satışında büyük sorunlar olduğunu ifade eden Değirmendereli,  şunları söyledi: “Bir taraftan toplulaştırma yapılıyor, diğer bir taraftan da hazine arazilerinin satışı gündemde. Hazine arazisini 20-30 yıldır işleyen insanlar gerekli bedelleri ödeyerek hazine yerlerine sahip olabilecekler. Ancak bazı köylerimizde, toplulaştırmaya girmiş hazine arazisini işleyen vatandaşımız, istese dahi tarlasını satın alamıyor. Hazine arazisi vesilesiyle geçinen yüzlerce vatandaşımız var. Toplulaştırmada 290 bin dönüm arazi toplulaştırılmış. Bu arazinin %10’u kesiliyor. Diyelim 10 bin dönüm arazinin bin dönümü kesiliyor. Bu bin dönümün 300-500 dönümü yol ve kanalların yapımı için kullanılıyor. Kalan kısmı hazineye intikal ediyor. Bu uygulamayla 500 dönümlük kısım tek parça halinde satışa çıkıyor. Bunu köyden tek kişinin alması mümkün değil. Trakya topraklarında gözü olan firmaların önü açılıyor. Bu çok yanlış bir durum. Kalan 500 dönümlük kısım satılmayarak köy tüzel kişiliklerine devredilmeli. Tüm köylü o hazine arazisinin sahibi olmalı. Toplulaştırma var, yıkım kararları alınmış. Vatandaşlar yıkımla ilgili sorular soruyor. 90 yerle ilgili yıkım kararı alınmış. Vatandaşlar diyor.