Cumhuriyet Halk Partisi Keşan Gençlik Kolları, Gezi Parkı Eylemlerinin 3. yılında, olaylar sırasında hayatını kaybedenleri andı. Gençlik Kollarından yapılan açıklama şöyle:

 “Gezi parkı olaylarının 3. yılında olaylar sırasında hayatını kaybeden arkadaşlarımızı özlemle ve şükranla andığımızı ve onların bıraktığı mücadeleye kaldığı yerden devam edeceğimizi söylemek isteriz. Öldürülenler, dövülenler, dövülerek öldürülenler, yüzüne gaz fişeği atılanlar, panzerlerle ezilenler, gözlerini kaybedenler… Bu ülke, bu millet size çok şey borçlu. Biz borcumuzun farkındayız. Cumhuriyet Halk Partisi Gençliği olarak bu borcu asla unutmayacağız. Sizin uğruna öldüğünüz, gözlerinizi kaybettiğiniz, sakat kaldığınız bu toprakları her ne olursa olsun Atatürk ilke ve devrimleri ışığında karanlıktan koruyacağımıza ve Cumhuriyet’i ilelebet yaşatacağımıza söz veriyoruz.

Gezi Parkı Protestoları bu ülkede yaşayan herkesin aslında durumdan memnun olmadığının bir kanıtı idi. Susturulduk, bastırıldık ama hiçbir zaman vazgeçmedik. Bu ülkenin sadece bir kişinin olmadığını, ülkenin asıl sahibinin halk olduğunu ve halkın istediğinde neler yapabileceği protestolarda anlaşılmış oldu. AKP hükümetinin göreve geldiği ilk andan itibaren halkımız üzerinde gerek yasadışı gözaltılar, gerek yaptığı kısıtlamalı yasa değişiklikleri, gerekse korkutma ve bezdirme politikaları ile oluşan bu büyük baskı, artık bu güzel milletimizi kabından taşırmıştı. Olayı ‘3-5 ağaç için’ olarak anlatan yandaşlar, olayın aslında 3-5 ağaç olmadığını, kendileri de biliyordu. Fakat çıkarları, halkımıza doğruyu göstermeme ve AKP yalakalığı yapma doğrultusundaydı. Bu kişiler bilmiyor ki, güzel bir ülke olmazsa, mutlu olunamazsa sahip olduğumuz hiçbir varlığın değeri yoktur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi Gençliği olarak meydanlardaydık. Bunu göğsümüzü gere gere söyleyebiliyoruz. Ve biliyoruz ki yarın çocuklarımız bize ‘Anne/Baba, birileri Cumhuriyet’i yıkmaya çalışırlarken sen neredeydin?’ diye sorarsa göğsümüzü gere gere ‘Sokaktaydık, mücadele ediyorduk!’ diyebileceğiz. Biz, Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinde de dediği ‘… memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!’ sözlerini kendimize miras bildik. Bize emanet edilen bu vatanı, her ne şekilde olursa olsun savunmak bizim Atamıza ve bu ülke için canını veren tüm şehitlerimize karşı boynumuzun borcudur. Bu ülkede hükümetler gelir ve geçer, Baki olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve O’nun Aziz Milleti’dir.”