HABER MERKEZİ

Mesajda şu ifadelere yer verildi.

“Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınının cevherini, yüksek değerini yakından görüp tanıyarak 1916 yılında Doğu cephesinde komutan olduğu sırada, ‘kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir. Kadınlar toplum yaşamında erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır’ demiştir.

Birleşmiş Milletler 1999 yılında bu günü ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü’ olarak kabul etmiştir.

Kadına yönelik şiddet, kadın üzerinde baskı ve üstünlük kurma amacıyla yapılan, tehdit, dayatma, fiziki şiddet ve kontrol içeren her türlü eylemdir. Şiddetin tümü psikolojik, cinsel, ekonomik ya da fiziksel zararlarla sonuçlandığından insan hakları ihlali olarak görülmelidir.

Ülkemizde kadınlar, kendi hayatlarına dair karar vermek istediklerinde her türlü şiddetle karşılaşıp, ölümle burun buruna geliyorlar.

2017’nin ilk beş ayında 173 kadının öldürüldüğü ve bu sayının her geçen yıl arttığı halde, istatistikler bu haberin basına yansıma oranının sürekli azalma halinde olduğunu gösteriyor. Ülkemizde artık kadınlar çocuklarının gözleri önünde veya çocukları ile beraber öldürülüyorlar. Üzülerek görüyoruz ki bu cinayetlerin önüne geçilmesi için gerekli adımlar atılmıyor, insan hakları ihlallerine karşı hiçbir önlem alınmıyor.

Şiddetin önlenmesi için yapılan yasaların ve bunların uygulanmasının önemi kadar kadına bakış açısının da değişmesi gerekmektedir. Kadınların erkeklerden daha düşük konumda olduğu kabul edilemez. 

Bir gecede kanunlaştırılmaya çalışılan ve kadın mücadelesi ile önce geri çekilip sonra iptal edilen yüz karası önergeyle çocuk istismarları daha da güçleniyor. Şiddet, gün içerisinde defalarca duyduğumuz statü, medeni hal gözetmeksizin mağduru olduğumuz ve mevcut iktidar tarafından ‘alışmamız’ istenen bir kavram haline dönüştü.

Artan kadın cinayetlerine karşı seyirci kalan ve bu cinayetleri “ algıda seçicilik” olarak değerlendiren, 12 yaşında ki çocuklarda rıza arayan, çocukları istismarcıları ile zorla evlendiren, imamlara resmi nikah kıyma hakkı tanıyan, tecavüzcülerin iyi halden cezalarını azaltan devlete ait kurumlarda veya Ensar gibi vakıflarda çocuklara yapılan tacizleri örtbas eden zihniyetle mücadelemiz hız kesmeden devam edecektir

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, güçlü toplumsal bilinç inşa edilmesiyle mümkündür.

Bu amaçla, tüm bireylerin insan haklarına saygılı bireyler olarak yetişmesini sağlayarak eşit, adil, demokratik, kamusal eğitim olması sağlanmalıdır.

Kadının değersizleştirildiği ve statüsünün günden güne muhafazakarlaştırıldığı,  sosyal yaşamda kadını ikinci plana iten bu anlayışa karşı olduğumuzu sesimizi yükselterek bildiriyoruz.

Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün uğrunda büyük kavgalar verdiği Kadın hakları Mücadelesinin yılmaz savunucuları olmaya devam edeceğiz. Kadınlara yapılan her türlü şiddeti kınıyor, Kadının eşit haklarının bir an önce yasallaştırılmasını toplum içerisinde ki yerinin her zaman erkekle aynı statüde değerlendirildiğini görmek istiyoruz.”