Özcan: “Bu konuyu kim nereye isterse çekebilir”

Gümülcineli: “Bilgimiz dışında yaşanan bir gelişme”

Öztürk: “Hiçbir işçinin çıkarılmasına taraftar değilim”

Bezbaş: “Bu iş, ‘senin adamın, benim adamım’a döndü”

Yalı: “Keşan Belediyesini 2 kişi mi yönetecek?”

Kanışkan: “Geçmişle anlamsız bir hesaplaşma var”

 

 

Belediyede işten çıkarılan 10 işçiyle ilgili olarak basın mensuplarının sorusunu yanıtlayan Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, “Bu konuyu kim nereye isterse çekebilir.  İşten çıkartırken birtakım kriterler koyduk. Bu konuda farklı bir yöne çekilecek bir durum yok.” derken, CHP Keşan İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcineli, konunun bilgileri dışında bir gelişme olduğunu; CHP’nin 30 Mart yerel seçimi öncesinde Keşan Belediye Başkan aday adayı olan Aladdin Öztürk, Mustafa Bezbaş, Şenol Yalı ve Ufuk Kanışkan ise işçilerin bu şekilde çıkarılmasına taraftar olmadıklarını dile getirdiler.

KİM NEREYE ÇEKERSE ÇEKSİN

Konuyla ilgili soru üzerine belediyeden son olarak işten çıkartılan 10 işçi ile ilgili kısa bir açıklama yapan Özcan, şunları söyledi: “Bu bizim iç sorunumuz. Sözleşmelerini 6 aylık yapmıştık. Yılın ikinci 6 ayında biraz kadro fazlalığımız var. İşçilerin performansına göre 10 kişi civarında işçimizi çıkarttık. Çünkü hizmet alımlarının gerekçesi vardı ve daha sonra memur kadrolarını tamamladık. Dolayısıyla bize yük olmaya başladılar. Bunu düşünerek bir azaltmaya gittik. Bu konuyu kim nereye isterse çekebilir.  İşten çıkartırken birtakım kriterler koyduk. Bu konuda farklı bir yöne çekilecek bir durum yok.”  

GÜMÜLCİNELİ VE

ADAY ADAYLARININ

DEĞERLENDİRMESİ

CHP Keşan İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcineli ve 30 Mart Yerel Seçimleri öncesi CHP’den Keşan Belediye Başkan aday adayları olan Aladdin Öztürk, Mustafa Bezbaş, Şenol Yalı ve Ufuk Kanışkan, Keşan Belediyesi’nde çalışan 10 işçinin görevlerine son verilmesiyle ilgili değerlendirmede bulundu.

GÜMÜLCİNELİ: “İLÇE YÖNETİMİ OLARAK BİLGİMİZ DIŞINDA BİR GELİŞME”

CHP İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcineli konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 10 işçiyle ilgili alınan işten çıkarma kararından haberdar olmadıklarını belirterek, “İlçe Yönetimi olarak bilgimiz dışında yaşanan bir gelişmedir. Bu tutumun sebeplerini de henüz bilmiyoruz çünkü şu ana kadar Belediye Başkanımızla görüşme fırsatımız olmadı. Yıllarca Belediyede istihdam edilmiş bu işçilerin çıkarılma sebebini tabii ki Başkan biliyordur. Sudan sebepler ise hoş değil. Yaptıkları işle ilgili olarak; işi aksatma, sadakat göstermeme gibi sebeplerse bir şey diyemem. Ama yine de Belediyenin gücü varsa elbette çalıştırılmasını isterim, bunun aksini kim ister ki?” şeklinde konuştu.

Belediye’nin eleman çıkarılmayla ilgili tasarrufa gitmesi zorunlu ve karşılığını veremiyorsa, kıstaslar belirlenerek tasarrufa yönelinmesi gerektiğine işaret eden Gümülcineli, “Oturulup kıstaslar belirlenir, en son işe giren en önce çıkar kaidesini de bir kenara koyup; işin ehli midir, kalifiye midir bakılır, çalışması gözden geçirilir ve eğer işe yaramadığına kanaat getirildiyse de ‘ben sizi 10 yıldır istihdam ettim ancak Belediyenin ekonomik gücü budur, bundan sonra karşılamam çok zor’ denilir. Ve çıkarılan işçilere de öncelikle paraları verilir, paraların ödenmesi konusunda bir plan yapılmış olacağını düşünüyorum.” dedi.

ÖZTÜRK: “HİÇBİR İŞÇİNİN İŞ AKDİNİN FESİH EDİLMESİNE TARAFTAR DEĞİLİM”

CHP’den Keşan Belediye Başkan aday adayı olan Aladdin Öztürk, 10 işçinin işine son verilmesiyle ilgili şunları dile getirdi:

“Nedeni ne olursa olsun, hiçbir işçinin iş akdinin fesih edilmesine taraftar değilim. İlçe sekreteri arkadaşımızın işten çıkarıldığı dönemde de söylemiştim, bugün de aynısını söylüyorum. Sudan sebeplerle işçinin işine son verilmesini onaylayan bir tutumum olmaz ve bu davranışı doğru bulmuyorum. Ramazan ayında, tam bayram üzeri çoluk çocuğuyla mutluluğu yaşayacağı dönemde bu insanlara böyle bir davranışın yapılması daha da kötü. İşçinin emeğiyle, ekmeğiyle uğraşmak doğru değil.”

BEZBAŞ: “BU İŞ; ‘SENİN ADAMIN BENİM ADAMIM’ MESELESİNE DÖNDÜ”

CHP’den Keşan Belediye Başkan aday adayı Mustafa Bezbaş, konuyla ilgili açıklamasında öncelikle, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski ilçe yönetimi tarafından nasıl sekreter arkadaşımızın işten çıkarılmasına tepki gösterdiysem, 10 Belediye işçimizin işlerine son verilmesine de aynı tepkiyi gösteriyorum.” dedi.

Bu davranışların yanlış olduğunu ve kamuoyunda parti içi mücadele olarak değerlendirildiğini belirten Bezbaş, şunları ifade etti:

“İşçilere yapılan bu davranışla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi’ni suçlayan yorumlar da duyuyorum ama partimiz bu işin içerisinde değil. Eğer suçlanacak biri varsa adres belli; işçiyi alan da çıkaran da Belediye Başkanı. Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim ve Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapıyorum.

İşçi çıkarmaması konusunda da Sayın Mehmet Özcan’a rica ettim, o nedenle içim rahat ve müsterihim. Dinler ya da dinlemez, siyasette insanlar kendinden sorumludur ve bu Belediye Başkanının kişisel tavrıdır. Ben partili ve duyarlı bir vatandaş olarak üstüme düşen görevi yaptım.

Göreve seçilen yeni İlçe Yönetimimize destek verdim. Zıtlaşmaların, ayrışmaların ortadan kalkacağını düşündüğüm için yeni İlçe Yönetimi’ne destek vermiş biriyim. Belediye Başkanımız eski ilçe yönetiminden şikayet ediyor, rahat edemediğini belirtiyordu, peki şimdi niye böyle bir ortam yarattı? İlçe Yönetimi ile uyumlu, istediği her şey oluyor. Ramazanda bu niye yapıldı? İnsan istese kendine böyle bir kötülük yapamaz. Sanki birileri Belediye Başkanımıza ‘biz sana kötülük yapmak istiyoruz’ diyor ve yapıyorlar. Bu işçilerin çıkarılmasına kim sebep olduysa, emeğe kim saygısızlık yapmışsa, siyaset uzun soluklu bir şey ve mutlaka cezalarını çekerler.

Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapmayı düşünen kişilerin, partimizi koruması, güçlendirmesi ve partililik felsefesi ile hareket etmesi lazım. ‘Ben yaptım oldu’, antidemokratik yönetimlerde olan bir şeydir. İşçi çıkarılmasında ne Belediye Meclisi üyelerinin ne de İlçe Yönetimi’nin haberi olduğunu sanmıyorum, tamamen inisiyatif Belediye Başkanı’nındır. Eğer bu işte suçlanacak biri varsa; Cumhuriyet Halk Partisi değil, direkt Belediye Başkanı’dır. İşçi alan da çıkaran da kendisidir. Ramazanda bu insanların işten çıkarılmaması gerekiyordu. Madem çalışmalarından memnun değiller, görevlerini değiştirsinler.”

Bu davranışın parti içi mücadelenin hâlâ devam ettiği izlenimini verdiğini dile getiren Mustafa Bezbaş, “Bu iş yanlış. Neden böyle düşünüyoruz? Çünkü Özcan döneminde işten çıkarılan tüm çalışanlar CHP üyesi. Bu nedenle işten çıkarmaları kimse ekonomik gerekçelerle açıklayamaz. Emek ve emekçi üzerinde böyle bir keyfiyeti sosyal demokrat bir partinin belediye başkanı sergileyemez, sergilememelidir. Bu iş; ‘senin adamın benim adamım’ meselesine döndü. Bu saatten sonra kimse için iyi olmaz. Biz partiliyiz, belediye başkanlarına da seçilmiş yönetimine de eşit mesafedeyiz, bundan sonra mesafemizi koruyacağız ve tavrımız bellidir. Biz güçlünün yanında değil; doğru ve ezilenin yanındayız. Bugün ilçe kongresi olsa yine bu yönetime destek veririm ama olan yanlışın da yanında yer almam.” şeklinde konuştu.

YALI: “2 KİŞİ Mİ BÜTÜN KEŞAN BELEDİYESİ’Nİ YÖNETECEK?”

CHP’den Keşan Belediye Başkan aday adayı Şenol Yalı, 10 işçinin işine son verilmesi ile ilgili değerlendirmesinde, her ne kadar 10 kişinin adının geçip, diğer kişiler için de ‘kendi isteği ile çıktılar’ şeklinde lanse edilse de, kendi isteği ile çıkan işçilerin maaşlarını alamadıklarından dolayı çıktıklarına dikkat çekti.

Birçoğunun maaşını alamadığını ve borç batağında olduğunu söyleyen Yalı, şunları ifade etti:

“Bazıları zaman zaman gelip, dertleşiyor ve fikir alışverişinde bulunuyoruz. İşten çıkarılan arkadaşlar da Pazartesi günü geldiler ve görüşmemiz oldu.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; Belediye hizmet etme kurumudur. Siyasi yönü olsa bile, Belediye Başkanı seçilen kişi, siyasi kimliğini bir kenara bırakıp, Keşan halkına tümüne hizmet etme yolunda hareket eder. Hizmet için de Belediye’nin bir gelir-gider bütçesi vardır. Çok açık olan bir şey var ki; dışarıdan baktığımızda gelirler giderleri karşılamıyor. Belediye’deki şişkin personelden söz ediliyor ve bu da apaçık ortada. 5-6 aydır maaşlarını ya da ikramiyelerini alamayan arkadaşlarımız olduğu söyleniyor. Bu anlamda Mehmet Bey yaklaşık 11 yılını dolduran bir Belediye Başkanı ise, bu şişkinliğe de bakmak lazım. Daha önceden gelen bir personel şişkinliği midir yoksa 11 yıllık bir geçmişi olan şişkinlik midir? Çoğuna baktığımızda kendi döneminde alınan arkadaşların tekrar işten çıkarılışını görüyoruz.

Genel siyaset üzerinden baktığımızda da işsizlik had safhada. Ama Belediye olarak ‘işsizliği ortadan kaldıracağız’ derseniz iflas durumuna gidip maaşları veremezsiniz, bu da bir yanlıştır. Geliriniz varsa ve işe aldığınız kişi de size hizmet üretiyorsa eyvallah. İşim gereği Belediye’ye her gün giren insanım, oradaki durumu da görüyorum. Sanki alınan insanlar pek iş de üretemiyor, emek de veremiyorlar gibi. Bu noktada işçi tasarrufu yapabilirsiniz. Kendi aldığınız işçileri de yine kendiniz çıkarabilirsiniz ama burada bir hakkaniyet ölçüsü aranmalı. Sektörde bu böyledir. Ben de Belediye Başkanlığına talip oldum. Eğer gerçekleşecek olsaydı ve baktım ki iş gitmiyorsa belki ben de işçi çıkaracaktım. Ama bunun şekli nasıl olmalıydı? Bir hakkaniyet olmalıydı. Bırakın sağcısını solcusunu partilisini partisizini, parti içinde yapılan bir çekişmeden dolayı bir tasarruf var gibi gözüküyor. Bu apaçık ortada. Daha önce 10 tane arkadaş işten çıkarıldığında da öyleydi, şimdi yine aynı şey. İşten çıkarılanlara bakıldığında, Mehmet Bey’e destek olmayan arkadaşların çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Ben aynı durumla karşı karşıya kalacak olsaydım; ya en son işe gireni çıkarırdım ya ailevi durumuna bakardım ya karı-koca çalışıyorsa onlardan tercih etmeyi veya bunun gibi kriterleri düşünürdüm. Burada bakıyorsunuz ki eskiden beri çalışanlar ve işinde ehil olan insanlar var. İnşaat işinden anlayan insanlar, asfalt işinden anlayan arkadaşlar var. İşten çıkmayan arkadaşları da biz biliyoruz. Kaba olacak ama; yan gelip yatan, işe ihtiyacı olmayan insanlar da var Belediye’de çalışan.

Her şeyden önce insanın ekmeğiyle oynamak bir de sosyal demokrat bir partide, her seferinde ‘emek ve alınteri’ diye söylemlerde bulunurken, 5-6 aydır maaşını alamamış insanları mübarek Ramazan ayında eline beyaz bir kağıt tutuşturulup, ‘işine son verildi’ demek çok acı bir durum.”

CHP’nin son İlçe Kongresi’nde, partililer arasında yaşanan kavga gürültü nedeniyle tek liste ile çıkılması taraftarı olduğunu kaydeden Şenol Yalı, “Sarı-maviyi bırakıp yeşil renk elde edelim ve yeni sayfa açalım düşüncesindeydim. Düşündüğümüz noktada da oldu ve bizi kucaklayacak Erdoğan ağabeyimize destek verdim. Ancak bu ortam bizi yine birbirimizden uzaklaştırıyor.” dedi.

İşten çıkarılan ve 5-6 aydır maaşlarını alamadıkları söylenen işçilerin aylık maaşlarının 1.200 TL olduğunu ve hepsinin de 6 bin TL civarında alacakları bulunduğunu ifade eden Yalı, “Belediye’nin hesap işleri ile ilgili olan arkadaşla görüştüm ve kendisine, ‘beyaz kağıt verirken bir de zarf vermeliydiniz, içi dolu bir zarf olmalıydı bu’ diye söyledim. Çünkü işten çıkarılan kişiler evine gitti, karısına, çocuğuna ‘ben işsiz kaldım’ dedi. Ben biliyorum bir kişinin dün elektriği kesildi, bankaya borcu olanlar var. 6 bin TL’yi bir kerede veremiyorsan hiç olmazsa bir kısmını verebilirdi. Ancak bu arkadaş bana bu söylemlerime karşılık Belediye ile hizmet alım işini yapan firma ile arasındaki problemleri anlatıyor. Yok sigorta primi varmış, falan filan. Ben taze paradan bahsediyorum. Koyarsın önüne, o işini çöz sen. Bu daha da acı bir durum.

Biz elimizden geldiği kadar bu arkadaşlara yardımcı olmaya çalışacağız, bizim de bir çevremiz var. Bir de bu işçilerin aynı zamanda partiye de büyük emekleri var. 10 metre ağacın tepesinde bayrak bağlamış insanlar. Bizim Gençlik Kollarımız kalmadı. İtfaiye her seferinde bizim 6 ok bayrağımızı asamaz, şu anda o duruma geldik, direğe çıkıp bayrak bağlatacak genç kalmadı.” şeklinde konuştu.

İşçilerin işten çıkarılmasıyla ilgili zamanlamaya da dikkat çeken Şenol Yalı, şunları dile getirdi:

“Bıraktık sağcıyı solcuyu, Keşanlı olmayan birçok kişi var belediyede çalışan. Bunun açıklamasının yapılması lazım. 50-60 tane uzman çavuş olduğu söyleniyor. Nereden geldi bu insanlar, kim yolladı bunları buraya? Bunlara bir cevap verilsin. Keşan’da çalışan uzman çavuş değil bunlar. Falanca yerde çalışan uzman çavuş gelmiş burada işe girmiş. Bizim insanlarımız dışarıya çıkmışken bunlar hâlâ çalışıyor.”

Yalı, daha önce CHP eski ilçe yönetimi tarafından ilçe sekreterinin işten çıkarılması ve ekmeğiyle oynanıp siyasi malzeme yapılması nasıl yanlış bir tutumsa, şu anda Belediye işçilerine yapılan davranışın da yanlış olduğunu belirterek, “Şu andaki Belediyede yürütme işini yapan arkadaşlar da yanlış yapmıştır. Konuyla ilgili İlçe Yönetimi bir toplantı yaptı akşam, gündeme getirecekti, onların bir girişimi olacaktır. Belediye Meclisi üyesi arkadaşların haberin yok, çıkarılan işçilerin çalıştıkları birimlerdeki amirlerinin haberi olmadığı söyleniyor, o zaman bu işçilerin işine son verilmesine kim karar verdi? Söylenen 2 isim var ve bunlar Belediye çalışanı. Bu 2 kişi mi bütün Keşan Belediyesi’ni yönetecek? Belediye Meclisi üyelerinin, Belediye Başkan yardımcılarının haberi yok, bu 2 kişinin haberi var her şeyden. Bu 2 kişinin yetkisi ne ve bu yetkiyi ve gücü nereden alıyorlar?” dedi.

Şenol Yalı, sonuç olarak yapılan bu davranışın çok üzücü olduğunu ve hâlâ partililerin birbirinden uzaklaştırılmaya çalışıldığını söyleyerek, “Ben hâlâ biraraya gelinmesinden yanayım. 40 gün sonra bir seçim yaşayacağız ve hep birlikte oraya odaklanmamız lazım ama biz hâlâ kendi içimizdeki çekişmelere enerjimizi harcıyoruz.” şeklinde konuştu.

KANIŞKAN: “ÖZENLE, ‘PARTİ ZARAR GÖRMESİN’ DİYE SUSTUKÇA EMEĞİYLE KAZANAN İNSANLAR HEDEF ALINIYOR.”

CHP’den Keşan Belediye Başkan aday adayı olan eski Cumhuriyet Halk Partisi ilçe başkanı ve aynı zamanda CHP Edirne Kurultay Delegesi Ufuk Kanışkan, öncelikle işçilerin işine son verilmeleri ile ilgili nedenin irdelenmesi gerektiğini belirterek, “Böyle durumlarda yetkililer gerekçeler yaratır. Ama iş hukukunun kuralları var, yasayla düzenlenenler yanında sosyal demokrasinin kuralları var, etik değerler var.” dedi.

‘Ben istediğimi yaparım, ben yaptım olur’ denilemeyeceğini ifade eden Kanışkan, şunları söyledi:

“Bu durum önceden öngörülebilir bir durumsa, yani bazı işçilerin işine son verileceği çok önceden tespit edilmişse, iş bulmaları için gerekli bilgi kendilerine verilebilirdi. Çalışanlara yasal hakları, yasal süreleri verilirdi. ‘İş akitleri mutlaka sürer’ diye bir kural yok. Ancak İş akdinin sona erdirilmesinin kuralları var ve sona erdirilmesinin sebebi önemli. Gerekçesi olmalı, keyfi olmamalı. Bu arkadaşlarımızın çoğu eski çalışan ve onlardan sonra birçok işçi alındı. Kimse işinden olsun demiyorum ama iş hayatının kuralı son alınan ilk çıkar. Disipline ait durumun olması da mümkün değil. İşlerine son verileceğini son gün öğrenmişler. Ne yazık ki genel kanaat daha önce de olduğu gibi geçmişle ilgili anlamsız hesaplaşma. Her ilçe kongresi sonrasında adını koyamayacağımız bir eleme sistemi çalışıyor. Özenle, ‘parti zarar görmesin’ diye sustukça emeğiyle kazanan insanlar hedef alınıyor.

İşine son verilen ilçe yönetiminin çalışanı olunca fırtına koparanlar, şov yapanların başını öne eğmesi, başını kuma gömmesi, sesini çıkaramamasının anlamını kamuoyuna bırakıyorum. Biz Cumhuriyet Halk Partiliyiz. O gün böyle, bugün böyle konuşmamalıyız. Halen 2012 yılının Nisan ayındaki ilçe seçimlerinde kalmamak lazımdı, orada takılıp kalanlar var. Yerel seçim sonrası içi boş gerekçelerle ilçe yönetimi hedef alındı. Savunması, düşüncesi bile alınmadan yönetim değişikliği oldu. Cumhuriyet Halk Partisi bizlerin gözümüzün bebeği, kıymetlimiz. Kendi hedefine ulaşmak için onu hırpalamamalıyız, incitmemeliyiz. Nereden bakarsak bakalım kuralsız, keyfi, bir iki kişinin bilgi ve kararıyla yapıldığı anlaşılan işten çıkarmaları üzüntüyle karşıladım. Emeğe saygı sosyal demokrasinin olmazsa olmazı. Şimdi mevcut ilçe yönetimine bu anlamsız işe son vermelere ve kaosa son verme görevi düşüyor. Emeğe kararlı bir şekilde sahip çıkma görevi düşüyor, çıkacaklarına inanıyorum.”