MURAT ARKAN

 

CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Keşan İlçe Başkanlığı TBMM’de Anayasa Değişikliği görüşmelerine karşı tüm yurtta düzenlenen ayın 16’sında saat 16’da, 17’sinde saat 17’de, 18’inde saat 18’de “Ayağa Kalkıyoruz” eylemine katıldı. Dün saat 16.00’da CHP Keşan İlçe Başkanlığında düzenlenen toplantıya CHP Keşan İlçe Başkanı Erdoğan Gümülcineli, 24. Dönem CHP Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli ve partililer de katıldı. Başkanlık sistemi adı altında rejimi değişikliği teklifine karşı ülkenin her yerinde aynı anda diktaya karşı ayağa kalkma eylemi kararı alındığını söyleyen Gümülcineli, bu kapsamda 3 gün boyunca bu eylemin gerçekleştireceğini belirtti. 1 dakikalık sessiz durma eyleminin ardından Gümülcineli, başkanlık sistemi için 13 maddelik soruları yöneltti:

 

1-            Bu Anayasa değişikliği kabul edilirse, demokratik parlamenter rejimden, tek adam rejimine, otoriter rejime geçeceğiz. 140 yıllık parlamento geleneğinden niçin vazgeçiyoruz?

2-            Başbakan Binali Yıldırım 30 Ekim 2016 tarihinde yaptığı konuşmada “ Başkanlık gelmezse Türkiye’nin bölünme riski var.” Dedi. Bugüne kadar demokratik parlamenter sistemle birliğini ve bütünlüğünü koruyan Türkiye nasıl oldu da bölünme riskiyle karşı karşıya kaldı?

3-            Bu Anayasa değişiklik teklifi kabul edildiğinde, Cumhurbaşkanı, aynı zamanda partisinin de genel başkanı olacak. O zaman Cumhurbaşkanı, parti başkanı olarak partisini mi, yoksa Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türk Milletini mi temsil edecek? Bu ayrım nasıl sağlanacak?

4-            Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı olacaksa, öteki siyasi parti liderleriyle eşit olabilecek mi?

5-            Siyasetçileri eleştirmek, tepki göstermek, protesto etmek anayasal bir hak. Mahkemeler dozu yüksek eleştirileri bile hakaret kabul etmiyor. Partili Cumhurbaşkanı protesto edilirse bu siyasetçiyi protesto etmek anlamına mı gelecek? Yoksa Devletin başı protesto edilmiş mi sayılacak? Bu ayrım nasıl yapılacak?

6-            Bugün yürürlükte olan yasalara göre partilerin genel başkanlarını illerde o partinin il başkanları temsil ediyor. Cumhurbaşkanını da Vali.. Cumhurbaşkanı partili olursa illerde kendisini kim temsil edecek? Partisinin il başkanı mı Vali mi?

7-            Cumhurbaşkanı seçilen kişinin genel başkanlığını yaptığı parti sandıktan ikinci parti çıkarsa yani meclis çoğunluğunu sağlayamazsa yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı aynı zamanda ana muhalefet partisi genel başkanı mı olacak?

8-            Öngörülen değişiklikle yasamanın, yeni meclisin yürütmeyi denetleme yetkisi kaldırılıyor. Bu durumda seçilecek kişiye “Beş yıl süreyle, ülkeyi istediğin gibi yönet, istediğini yap” yetkisi verilmiyor mu?

9-            Değişiklikle, Cumhurbaşkanına üst düzey kamu görevlilerinin atanmasına ilişkin usul ve esasları belirleme kamu kurum ve kuruluşlarının, kuruluş görev yetki ve sorumluluklarını kararnameyle düzenleme yetkisi veriliyor. Bir kişinin devleti istediği gibi dizayn etmesi doğru mu?

10-         Cumhurbaşkanı koltuğuna oturan her kişi, devlet yapısını istediği gibi değiştirmek isterse ne olacak?

11-         Anayasa değişikliği gerçekleşirse, Cumhurbaşkanı Türkiye’de birden fazla ili kapsayan yönetim birimleri, bölgesel yapıları, bölgesel kamu kurum ve kuruluşları oluşturabilme yetkisine kavuşacak. Bu federasyona giriş hazırlığı değil midir?

12-         Anayasa değişikliği gerçekleşirse, Cumhurbaşkanı hiçbir gerekçe göstermeden Meclisi feshedebilecektir. Atatürk’ün bile alamadığı bir yetkiyi Cumhurbaşkanına vermek doğrumudur?

13-         Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi üyelerini istediği gibi atayacak. Bu üyeler Cumhurbaşkanı suç işlerse, yüce divan sıfatıyla onu nasıl yargılayacak.” dedi.



TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE YAŞAYAN İNSANLARIN BİRİNCİ ÖNCELİĞİ TERÖRDÜR

Daha sonra söz alan 24. Dönem Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli iki önemli konuya vurgu yaparak “Gerek sosyal medyadan gerekse televizyondaki tartışmalarda anayasa değişikliğinin neler getireceğini ve neler götüreceğini hepimiz biliyoruz. Benim altını çizmek istediğim iki konu var. Gerçekten şimdi sokakta bakıyorsunuz ne esnafın ne de çalışan insanın, memurun hiç kimsenin böyle bir anayasa değişikliği ile ilgili ihtiyacı olduğu söz konusu değil. Neye ihtiyacı var insanların hakikaten birincisi bugün Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan insanların birinci önceliği terördür. İnsanların yaşam hakkı tehlikede. Bu ekonomideki sıkıntılarında önüne geçmiş durumda. İkincisi çocuklarımız sınır dışında neye yapıldığı elli olmayan aslında bir çoğumuzun bildiği bir savaşın içerisindeyiz. Tamamen AKP hükümetinin yanlış Suriye politikasında dolayı. Ta ki 2011 yılında beridir gelen oraya gitme gereği duydu hükümet. Diğer önemli bir konu televizyon tartışmalarında da aynı konular var. Bazı TV kanallarında ben daha yakında izleme fırsatı buldum. Hep aynı adamlar. Anayasa değişikliğinde onlar konuşuyor. Sosyal konuyu da onlar konuşuyor. Sanki bu insanların dışında adam yok. Söz söyleyecek kimse yok. Burada AKP’nin gerek mecliste gerek her platformda üstünde durduğu bir konu var. Ne diyorlar halkın tercihleri önemli, milli egemenlik. Burada halkın tercihleri önemli de halkın tercihlerine saygı duyacaksınız. Halk ne diyorsa onu kabul edeceksiniz. 7 Haziranda halk tercih koydu ortaya. Niye buna itiraz ettik. 3-4 ay sonra seçime gitti. Bunlar önemli sorular. Diğer önemli konu politik olarak ortam geriliyor ve bu gerginlikten dolayı da 80 milyon insan zarar görüyor.” dedi.

330 MİLLETVEKİLİ BULAMAYACAKLARINA İNANIYORUM

Referandum için 330 milletvekili bulamayacakların inancının taşıdığına değinen Değirmendereli sözlerini şu şekilde tamamladı: “En önemlisi ekonomide yaşadığımız kriz. Dolar 15 Temmuzda neredeydi şimdi nerede. Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar TL Dolar karşısında değer kaybetti. 16 Temmuzda yaptın değerlendirmeyle yılbaşına varmadan doların 4 lira civarında olacağını değerlendiriyordum. Birtakım bilgilere bunu dayandırarak bunu değerlendiriyorum. Bu Türkiye’de ki istikrarsızlık. Yurtdışından Türkiye ye yatırım yapacak insanlar hele ki hukuksuzluğun hâkim olduğu ülkeye para gitmiyor. Dünyanın her ülkesinde buna benzer sorunlar var. Bizde daha çok var. Meclisin iç dinamiklerini yaşamış biri olarak 330’u bulamayacaklarını inancını taşıyorum. 340-344’ler gözüküyor ama 330’u bulamazlar. Ola ki buldular ve referanduma gittiler. Dolar yine coşmaya devam edecek. Yargıyı istediğiniz gibi şekillendirdiniz. Daha ne istiyorsanız da bu değişiklikle neyi elde etmek istiyorsunuz. Yapamadığınız ne vardır. Bir tek şey var Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı yanlış politikalardan dolayı korkularıdır bizi bu günlere sürükleyen. Bir şahsın yüksek ihtirasları ülkeyi daha karanlık günlere sürüklüyor. Ama benim birinci beklentim meclisten 330’u bulmayacağı. İkinci beklentim de AKP’ye oy veren insanlar, yani bilinçli olarak değil. AKP zamanında ev, araba sahibi oldum diyen vatandaşların da buna aklının yatmadığı bizimde iyi anlatmamızla inanıyorum ki referandumda da istenen sonuç alınamayacak ve Türkiye’nin bahtını el birliğiyle değiştireceğiz.”