* “Mescit’in çay bahçelerine mesafesi ne kadar ise sahile mesafesi de aynı. Bikinili, mayolu bayanlar mescidin önünden geçip denize giriyor, herkes sahilde alkol tüketiyor ama sahil yerine çay bahçelerinde alkol almak isteyen tatilcilerin bu hakkı bilinçli olarak kısıtlanıyor.” diyen tatilciler, “Mescitte; ezan okunmaz, Cuma namazı kılınmaz, teravih namazı ise hiç kalınmaz. Mescitlerde sadece kaza namazı kılınır. Turizmi baltalamak için açılan bu ucube yapının kaldırılmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu.

 

Gökçetepe Sahili’ndeki tatilciler, çay bahçelerine yakın mesafede açılan Mescit’in kasıtlı olarak açıldığını ve turizmi baltaladığını iddia etti.

Çay bahçelerine yakın mesafedeki mescit nedeniyle işletmelere alkol satış ruhsatı verilmediğini ve bunun ‘dini duyguların sömürüldüğü’ anlamını taşıdığını belirten tatilciler, “Mescit’in çay bahçelerine mesafesi ne kadar ise sahile mesafesi de aynı. Bikinili, mayolu bayanlar mescidin önünden geçip denize giriyor, herkes sahilde alkol tüketiyor ama sahil yerine çay bahçelerinde alkol almak isteyen tatilcilerin bu hakkı bilinçli olarak kısıtlanıyor.” şeklinde konuştu.

Böyle bir anlayışın, ‘çıplak helal, alkol haram!’ mantığını akla getirdiğini savunan tatilciler, “Mescitte; ezan okunmaz, Cuma namazı kılınmaz, teravih namazı ise hiç kalınmaz. Mescitlerde sadece kaza namazı kılınır. Turizmi baltalamak için açılan bu ucube yapının kaldırılmasını istiyoruz.” dedi.

Konuyla ilgili Keşan Kaymakamlığı’na verilmek üzere dilekçe de hazırlayan tatilciler, mescidin kaldırılması için imza kampanyası başlattı.

Birçok tatilci dün mescit nedeniyle alkol satışı yapılamayan sahildeki işletmelerde biraraya gelerek, hazırlanan dilekçelerin altına imza attı. Tatilciler, yıllardır geldikleri Gökçetepe Sahili’nde dinlenmek üzere geldikleri yerin birkaç çay bahçesi olduğuna dikkat çekerek, “Bu mescit kasıtlı yapılmıştır ancak yapılan kanunlara aykırıdır. Biz tatilcilerin eğlence hakkı kısıtlanamaz. Plaja 50 metre mesafede mescit mi olur? Eğer çıplakların yanında mescit oluyorsa, böyle bir mescidin yanında alkol satışı da yapılır. Keşan İlçe Müftülüğü tarafından imam atanmamış bir yerde nasıl olur da ibadete izin verilir. Biz mescide karşı değiliz ama mescidin burada olmasına karşıyız. İbadet ayrı, eğlence ayrı. Bu tarz davranışlarla bizi dinimizden soğutmaya çalışıyorlar. Son ses ezan okunurken, plajda yarı çıplak insanların yatarak  ezan dinlemesi hoş mu? Keşan Kaymakamlığı’nı ve İlçe Müftülüğü’nü göreve davet ediyoruz. Mescit kapansın ve bizim sosyal imkanlarımız kısıtlanmasın. Turizm baltalanmaya çalışılıyor.” şeklinde konuştu.





BÜYÜKKOZ: “MİNARESİ OLMAYAN VE İMAM ATANMAYAN BİR YERDE EZAN OKUNMAZ”

Tatilini yıllardır Gökçetepe Sahili’nde geçiren Ahmet Büyüzkoz, şunları ifade etti:

“Yıllardır sahile gelir tatilimizi yaparız ama böyle bir şeyle daha önce hiç karşılaşmadım. Bir geldim ucube bir bina. Bir defa dinimize aykırı ve plajın dibi. Biz mescide karşı değiliz ama burasının amaçlı kurulduğunu çok iyi biliyoruz. Din sömürüsü yapıyorlar, din sömürüsünü de kendi ticaretlerine yansıtıyorlar. Çünkü oradaki ucube binanın İl İmar Müdürlüğü’nden yıkım kararı var. Yıkım kararı uygulanmıyor. Orada çalıştırdıkları cafe ve büfenin ruhsatı yok, sırf bina yıkılmasın diye, içkili ruhsat alınmasın ve eşit haklara sahip olsunlar diye mescit kurdular. Mescit’in başka anlamı yok. Minaresi olmayan ve İlçe Müftülüğü tarafından imam atanmayan yerde ezan okunmaz. Biz mescide karşı değiliz. Din gösteriş dini değil ki, dinimizde ibadet gizlidir, kalbindedir.”

Büyükkoz ayrıca, koylara giden yollarda açılan çukurlara da dikkat çekerek, “Gökçetepe’den İbrice’ye kadar birçok koy var. Ancak koylara giden tüm yollara çukur kazılmış, hiçbir araç gidemiyor. Sırf kampta takılsınlar diye. Bu koylara kapalı kesim gidiyordu. Ailesini burada denize sokamayan insan, tenha koylara gidiyor, burada denize giriyordu. Bir de ormanda yangın yolları vardı. Şu anda orman çatır çatır yansa araçlar yangın yerine geçemez çünkü çukur açmışlar. Bu mescid de buraların körelmesi için açıldı.” şeklinde konuştu.


SEYHUN: “MESCİT KASITLI OLARAK YAPILDI”

25 yıldır Gökçetepe Sahili’nde tatilini geçiren ve Ankara’dan gelen Sabri Seyhun da mescidin kasıtlı olarak yapıldığını iddia etti.

Kayıp Cennet olarak bilinen ve turizme açık olan Gökçetepe’de sosyal hayata yönelik yatırım olmadığını ancak buna rağmen tatilcilerin orman havası ve temiz denizi için Gökçetepe’yi tercih ettiğini belirten Seyhun, “50 yıldır da bu kahvehanemsi, lokantamsı birkaç işletme var. Buraya renk katan, canlandıran işletmeler. Buraları iş yapamazsa, alkollü içki verilmezse, sosyal ve eğlence açısından bırakın dinlenme açısından da bir esprisi kalmaz. Burada yasal olmayan bir bina ve mescit var. İbadet yerlerinin kurulmasında belli prosedür vardır. Burada, işletme sahiplerinin dünya görüşüne uygun olarak, bir anlamda toplum mühendisliği yapıp, biraz da dini inanç sömürüsü yapılıp, psikolojik bir hakimiyet kurmak isteniyor. Her gün 150 kişi namaza gitse söylenen toplumsal gerçekleri değiştirmez. Çünkü plaja da 1.500 kişi gidiyor. Bizler bu mescidin buradan kaldırılmasını istiyoruz. Mescide, ibadete karşı değiliz ama mescit yeri yanlış yerde. Burası ibadet yerine uygun değil.” dedi.