Yer: Keşan

Konu: uyuşturucu, cinsellik, taciz, şantaj, tehdit, yalan, mağduriyet...

Olay kahramanları: 14-25 yaş arasındaki kız ve erkek çocukları ile gençler...

 

Fatma, yaşadığı bu birliktelikten aldığı bedeli dedesine teslim etmişti, çalıştığının karşılığı olarak... Dedesi ise, part-time çalışarak kazanmanın mümkün olmadığı bu parayı nasıl elde ettiğini bile sormamıştı torunu Fatma’ya... Onun için para ne kadar çok ise, o kadar mutluydu... Fatma, yaşadığı birlikteliklerin karşılığında aldığı parayı dedesine teslim ettikçe dırdırından kurtuluyordu ama iç dünyası karmakarışıktı. 15 yaşındaki Fatma’nın aslında geleceğe dair çok farklı hayalleri vardı. Tahsilini tamamlayıp, eline ekmeğini almayı planlayan Fatma, kendi ayakları üzerinde duracağı günlerin hayalini kuruyordu. Onun hayallerinde, bir ya da birkaç kez gördüğü erkeklerle para karşılığında cinsel ilişki yaşamak yoktu. Filmlerde bile görmediği seks fantazilerine maruz kalacağı hiç aklına gelmemişti Fatma’nın. Anne ve babasının ayrılması nedeniyle çocukluğunu hatırlamayan Fatma’nın, sığındığı dedesinden yediği darbe ile gençliğini hatırlayamayacağı ise hiç aklına gelmemişti. Fatma’nın bütün bu yaşadıkları, hayallerini söndürmüş ve geleceğe dair hiçbir beklentisi kalmamıştı. Onun için artık yaşamak, borç batağında olan dedesini bu durumdan kurtarmaktı. Gece eve gelmemiş, okulunu ve derslerini aksatmış, dedesinin umurunda bile değildi. Fatma para getiriyorsa nerede olduğu, ne yaptığı önemli bile değildi dedesi için. Fatma yaşadığı bu kötü günlerin bunalımı ile yavaş yavaş uyuşturucunun da tadını almaya başlamıştı. Uyuşturucu madde kullanmak Fatma’nın hoşuna gitmese de, bir an olsun yaşamaktan keyif almak adına yapıyordu bunu. Zaman zaman ‘bu durumdan kurtulmam mümkün olabilir mi?’ diye de düşündüğü oluyordu. Hiçbir zaman aile birlikteliği yaşayamayan Fatma’nın günün birinde bir ailesi olacak mıydı? Fatma’nın bir yuva ve çocuk sahibi olması mümkün müydü? Fatma, istemeyerek yaşadığı bu kiri üzerinden atabilecek miydi ya da yaşadıklarını unutabilecek miydi? (Devamı yarın)