Birleşik Kamu Konfederasyonu Genel Özlük Hukuk TİS Sekreteri Engin Çoğal, Başbakan Ahmet Davutoğlu imzasıyla dün Resmi Gazete’de yayımlanan genelgeyle,  Cuma namazı saatinin mesaiye denk gelmesi halinde, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan isteyenlere mesai kaybına neden olmaksızın izin verilmesini eleştirdi. Çoğal’ın konuyla ilgili açıklaması şöyle:

“Başbakan Ahmet Davutoğlu imzasıyla bu gün Resmi Gazetede yayımlanan genelgeyle,  Cuma namazı saatinin mesaiye denk gelmesi halinde, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan isteyenlere “mesai kaybına neden olmaksızın izin verileceği” belirtilmiştir.  Genelgede bunun Anayasa ve ilgili mevzuatta güvence altına alınan inanç hürriyetinin bir gereği olduğu ifade edilmektedir.

Anayasa’ya bağlılığı tartışmalı olan bir iktidarın, kamu çalışanlarını inanç gruplarına göre cepheleştirecek böylesine bir adım atarken Anayasa’yı da doğru okumadığı gözleniyor.

 Anayasanın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24’üncü maddesi, herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu ve kimsenin, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağını; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanıp suçlanamayacağını hükme bağlamaktadır.

CUMA NAMAZI KILANLAR VE KILMAYANLAR

Genelgeyle getirilen isteyene Cuma namazı izni uygulaması kamu çalışanlarını Cuma namazı kılanlar ve kılmayanlar diye iki cepheye bölmenin yanı sıra, hem Cuma namazı için izin isteyen memuru hem de izin istemeyeni doğrudan dini kanaatini açıklamaya zorlamak olacaktır.

Kamuda mesainin Cuma namazına göre ayarlanması Anayasa’ya açıkça aykırıdır. Zira Anayasa’nın aynı maddesi kimsenin, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandıramayacağını da ifade etmektedir.

Yaşadığımız coğrafyada Cumhuriyet kurulduğundan buyana hiçbir vatandaşımızın ibadet özgürlüğü kısıtlanmamıştır.

Bu güne kadar Cuma namazına gitmek isteyen hiçbir kamu çalışanı engellenmemiştir.  Böyle bir genelgenin yayınlanmasına hiç bir gereksinim bulunmamaktadır.

Yapılacak olan bu uygulama laik devlet ilkesine aykırıdır.

Cuma namazının başlangıç saatinin illere göre farklılık göstermesi ülke genelindeki mesai birliğini bozacaktır.

Özellikle ikili eğitim kapsamındaki okullarda öğrencilerin öğretmensiz kalmasına neden olacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 2.maddesinde belirtildiği gibi demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

AKP iktidara geldiğinden buyana tek bir inanç grubuna yönelik düzenlemeler yapmış, farklı inançları yok saymıştır. Cuma namazları ile ilgili yapılacak olan düzenleme AKP’nin adım adım uygulamaya koyduğu İslam Devleti planının yeni bir evresidir.

CUMHURİYETE VE LAİK SİSTEME YAPILAN SALDIRILAR ARTARAK DEVAM EDİYOR

Cuma namazı ile ilgili yeni düzenleme AKP’nin yandaş sendikasında hazırlanıp kamuoyuna sunulmuş, sonrasında resmiyet kazandırılmıştır. İbadet hürriyeti gerekçesi ile ortaya atılan bu durum AKP’nin samimi olmadığının kanıtıdır. 13 yıldır iktidarda olmasına rağmen cem evlerine ibadethane statüsü vermeyen AKP, ortaya koyduğu bu uygulama biçimi ile zaten ayrışmış olan toplumu sosyal ve dinsel anlamda bölünmeye sürüklemektedir. AKP’nin ileri demokrasi anlayışı toplumun sadece belli bir kesimine hizmet etme şekline bürünmüştür. 2002 yılından buyana Cumhuriyete ve laik sisteme yapılan saldırılar artarak devam etmektedir. Bilimsellikten, çağdaşlıktan uzak sadece dogmalarla siyasi ideolojisine yön veren AKP’nin gerçek planı dönemin Başkanının dediği gibi kindar ve dindar bir toplum oluşturmaktır.

Bu uygulama yaşadığımız coğrafyayı mezhep çatışmasına sürükleyerek güçsüz bırakıp hakimiyetini iyice perçinlemeye çalışan emperyalist güçlerin işine gelecektir.

Yine bu uygulama, emperyalist güçlerin bu bölgedeki işbirlikçilerinin kimler olduğunu da turnusol kâğıdı gibi ortaya çıkarmıştır.