“Şiddeti azaltmak için zihniyet dönüşümüne gerek var”

Keşan İlçe Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu tarafından 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla düzenlenen konferans dün gerçekleştirildi.

Saat 10.30’da, Sevim Yenice Konferans Salonu’nda başlayan seminere Keşan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürü Nergis Karaağaçlı, Keşan İlçe Müftü Vekili İsmail Hergül, İlçe Vaizesi Özlem Güneş ile vatandaşlar katıldı.

Konferans önce gazetecilere açıklamada bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Eğitim Uzmanı Doç. Dr. Zekiye Demir, kadına karşı şiddetin yeni bir şey olmadığını belirterek, “Günümüzde bu maalesef günümüzde görünür hale geldi. Basın sayesinde var olan şey açığa çıkmış durumda. Yoksa kadına karşı şiddet yeni olan bir şey değil. Kadına karşı şiddet Ortaçağ’dan beri var. Ortaçağ’da Fransız Konsülü toplanmış, ‘kadın insan mıdır, değil midir?’ diye tartışmışlar. Sonra lütfedip insan olduğuna karar veriyorlar. Fakat kadını, erkeğe hizmet için yaratılmış bir insan yani yan ürün olduğuna karar veriyorlar. ‘Kadına karşı şiddet’ diyince, Ortadoğu’dan, Afganistan’dan, recm edilen kadından, töre cinayetlerine kurban giden kadınları örnek veririz. Bunların hepsi var inkar edilemez ama Amerika’daki verilere bakın 5 kadından 1 tanesi tecavüz tehdidiyle karşılaşmış. İngiltere’deki şiddet verilerine bakın adaletle yansıyan konuların 4’te 1’i kadına yapılan şiddettir.” dedi.

ŞİDDETİN DİNİ DE YOK

Kadına şiddetin ırkı, cinsiyeti, milleti, eğitimi ve kültürü olmadığını ifade eden Demir, şunları söyledi: “Kadına karşı şiddetin beni en çok yaralayan kısmı dini de yok. Ben aile içi şiddet karşılaştırması yaptım, İngiltere Adalet Bakanlığı da kendi ülkesinde bu konuda çalışma yapmış. Şiddet verileri neredeyse birebir aynı. Şiddette, üniversitelilerle ilkokul mezunları arasında bir fark yok. Eğitim bunun parametresi değil. Dinin bir parametre olması gerek. Müslüman bir ülkeyiz ama bakıyorsunuz Müslümanlar arasında da kadına şiddet var. Bu beni o kadar yaralıyor ki. Peygamberimizi örnek aldığımızı söylüyoruz, ama onun için hiçbir kaynak kendisinde şiddet olduğunu göstermez. Ama Peygamberimizi örnek alan kocalar, maalesef eşlerine şiddet uyguluyor. Maalesef görüyoruz ki bunun dini de yok.”

ERKEKLERİN SORUMLULUĞU…

Doç. Dr. Zekiye Demir, şiddetin güçlünün, zayıfa fizyolojik olarak uyguladığı bir durum olduğunu dile getirerek, “Bunu yapan kim? Yetişkin ve daha güçlü olan. Şiddetin güçle alakası olduğunu düşünüyorum. Şiddet var ama yeni bir şey değil. Şiddetin azalması için koca koca adalet sarayı binaları dikmek, emniyet müdürlüğüne sürü sürü polis almak, kanunlar çıkarmak, cezaları arttırmakla şiddet azalmıyor. Şiddeti azaltmak için zihniyet dönüşümüne gerek var. Bu toplantıların amacı da ‘şiddet yok’ değil. Şiddetin varlığını kabul edip azaltmak, sıfır noktasına yaklaştırmak için zihniyet dönüştürmek gerektiğini düşünüyorum. Bu toplantının da tek cinsiyetli bir toplantı olmaması gerektiğini söylemiştim. Kadın kadına oturup konuşmakla olmaz. Erkeğin de sorumluluğunun nerede başladığını kendisine söylemek lazım. Tek kanatla uçulmaz, iki kanatla uçulur.” diye konuştu. 

DÜZENLEMENİN GERİ ÇEKİLMESİ DOĞRU BİR KARAR

Son günlerde büyük tartışma yapılan ve daha sonra komisyona geri gönderilen cinsel taciz suçlarını kaldıran düzenlemeyle ilgili soruyu da yanıtlayan Demir, şunları kaydetti: “Bu çok spekülasyona açık bir şey. Düzenlemenin geri çekilmesi doğru bir karar. Bir taraftan bir mağduriyet giderilirken, öbür taraftan yeni mağduriyetler açabilme potansiyeli vardı. Dolayısıyla kanun bence çok acelece hazırlanmış. Biraz daha düşünülüp, revize edilip istismara açık kapılarının kapatılarak yeniden çalışması gerekli. Mağduriyeti giderecek bir şeyler yapmalı ama yeni mağduriyetlere de yol açmamalı. Erken yaşta ve başlık parasıyla evlilik de asla kabul etmediğim bir şey.”   

GÜNEŞ: DÜNYA ŞİDDETLE MÜCADELE EDİYOR

Konferansın açılış konuşmasını ise Keşan Vaizesi Özlem Güneş yaptı.

Kadın ve şiddet kavramlarının yan yana kullanmaktan ötürü büyük bir hüzün duyduğunu belirten Güneş, “Bugün sadece kadın değil, dünya şiddetle mücadele ediyor. Farklı ortamlarda, farklı kesimlerde, farklı düzeyde yaşanıyor olsa da, şiddet maalesef ağır bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kadının şiddete uğraması, yaşamasına, kendini güvende hissetmesine, eğitim alanında, iş ve sosyal hizmet gibi bir çok alanda katkı sağlamasına engel olmaktadır. Tüm haklarını elinden alan bir olgu olarak, karşımıza çıkıyor. Güçlü bir ailenin olması ve kadının aileyi inşaat etmesi için kültürel değerlerimizi yaşatarak, kadına bakış açımızı korumak zorundayız. Çünkü kültürümüzde ve dini değerlerimizde, kadın çok değerli, saygıya ve hürmete değer bir varlıktır. Peygamberimizin verdiği mesajlarda, kadının çok kıymetli olduğunu görüyoruz. Peygamberimizin tüm hayatını incelediğimizde, en büyük mücadelelerinden birisinin de, kadının haklarını korumak ve onun saygınlığını ortaya koyma mücadelesi olmuştur.” dedi.

BAŞTA İNSAN VARDIR

Özlem Güneş, kadın ve erkek ayrımı diye bir şey olmadığını ifade ederek, şunları söyledi: “Peygamber Efendimizin vefatından sonra, sanki peygamberin ağzındanmış gibi kadın aleyhtarı sözler uydurduklarını ve yine ona mal ettiklerini görmekteyiz. Dolayısıyla, dinimiz kadını her zaman sahip olduğu konumu muhafaza etmeye çalışmıştır. Kadın ve erkek ayrımı diye bir şey yoktur. Başta insan vardır. Kadınla, erkek arasında hiçbir zaman fark olamaz. Dinimizi ve kültürümüzü iyi anlamadığımız için bugün örf ve gelenekler, dinin önüne geçmeye başlamıştır. Sanki bunlar dinde varmış gibi algılanıyor. Bundan ötürü de, kadın haklarını savunmak durumunda kalıyoruz. Allah’tan şiddetin olmadığı ve daha merhametli bir toplumun olmasını diliyorum.”

Konferans, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Eğitim Uzmanı Doç. Dr. Zekiye Demir’in sunumuyla devam etti.