Eğitim-İş Keşan Temsilciliği’nin geleneksel olarak düzenlediği, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” kahvaltısı geçtiğimiz Pazar günü, gerçekleştirildi.

Troya Restaurant’ta düzenlenen ve saat 10.00 sıralarında başlayan programın açılış konuşması ve sunumunu yaptığı Eğitim-İş Keşan Temsilcilik Mali Sekreteri Onur Balcı, “Bundan 159 yıl önce 8 Mart 1857 yılında New York’ta tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın düşük ücretlerine, uzun çalışma saatlerine ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için greve gitti. Greve müdahale edilmesi sonucu 129 kadın işçi yanarak öldü. 1910 yılında 2’nci Enternasyonal Kadın Konferansı’nda, 17 Mart 1970 yılında ise Birleşmiş Milletler tarafından ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak ilan edilmiştir. Eğitim-İş Keşan Temsilciliği olarak bu günün anlam ve önemine vurgu yapabilmek için bir kahvaltı düzenlemiş bulunuyoruz.” şeklinde konuştu.

Balcı, daha sonra sözü Eğitim-İş Keşan Temsilcilik Özlük Hukuk Sekreteri Berna Koyuncu’ya verdi.

KADINLAR, ÖZGÜRLEŞMEDEN TOPLUM ÖZGÜRLEŞEMEZ!

Berna Koyuncu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili yaptığı konuşmada şunları söyledi: “17 Mart 1970 yılında Birleşmiş Milletler tarafından ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak ilan edilmiştir. Ancak aradan geçen 46 yıla rağmen Ülkemizde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bir kez daha ayrımcılık ve şiddete karşı eşitlik mücadelesinde kadınların seslerini duyurma çabası gölgede kalmaktadır. Erkek şiddetinin giderek artmasında; siyasi iktidarın din ve ahlak adına sıkça kullandığı cinsiyetçi sözde muhafazakar söylemlerle kadın değersizleştirilmektedir. Kadına şiddet ve kadın cinayetleri günden güne artmaktadır. Yapılan araştırmada kadın cinayetlerindeki artış oranı %bin400’dür. Bunda namus ve ahlak anlayışını salt kadına indirgemesi önemli etkendir. Günümüzde sömürü çarkları en fazla kadın emeği üzerinden dönüyor. Güvencesizleştirme, kayıt dışı çalıştırma,  asgari ücretin altında maaş, en fazla kadın emekçileri etkiliyor. Kadınlarımız çalışma hayatında en dezavantajlı kesimlerden birini oluşturuyor. Kadının üretime katkısının sadece ev ekonomisine katkı olarak gören zihniyetle bir gelişme ve çağdaşlaşma sağlanamayacağı ortadadır. Toplum gerici ideolojik ve dini referanslarla dizayn edilemeye çalışılırken, laiklik, bilimsellik, aydınlanma, eşitlik gibi değerler toplum hafızasından silinmeye çalışılıyor. Bunun en büyük zararını da kadınlar görüyor.

Kadınlar emek süreçlerinde, sadece fabrikalarda, atölyelerde, dersliklerde, tarlalarda şiddete maruz kalmıyor ayrımcılık ve şiddet her yerde. Her yıl ülkemizde ve dünyada binlerce kadın öldürülüyor, tecavüze uğruyor, taciz ediliyor, dövülüyor.

Barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük gibi insani değerlerin yok sayıldığı bir dünyada kadınlar olarak şiddetsiz ve sömürüsüz bir dünya için mücadeleyi sürdüreceğiz!

Kadınlar, özgürleşmeden toplum özgürleşemez! Yeryüzüne barışı, çağdaşlığı, inceliği ve sayısız güzelliği kadınların getireceğine inanarak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum.”

KADINLARIN BU ONURLU ÖZGÜRLÜK VE İNSANLIK

MÜCADELESİNİ DESTEKLİYOR VE BAŞARILAR DİLİYORUZ

Koyuncu’nun ardından Eğitim-İş Keşan Temsilcilik Başkanı Erol Yazla söz aldı. Erol Yazla konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Örgütlülüğümüz ayrımcılığa karşı, şiddete karşı, haksızlığa karşı bir yürüyüş olarak devam edecektir. Adalet, ancak ayrımcılık ortadan kalktığında ve eşitlik olduğunda gerçekleşecektir. Türkiye’nin çağdaşlaşması, demokrasiye ulaşması, kadınların özgürleşmesinden geçmektedir. Savaşın, yoksulluğun bütün yükünü çeken kadın şüphe yok ki, barışın da mimarı olacaktır. Eğitim İş olarak, kadınların bu onurlu özgürlük ve insanlık mücadelesini destekliyor ve başarılar diliyoruz.”