Geçtiğimiz Pazartesi günü sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı yorum nedeniyle gözaltına alınıp denetimli olarak serbest bırakılan Erkan K., savcılığın karara itiraz etmesinin ardından aldığı elektronik kelepçeli ev hapsi cezası devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesinde yaşanan hain terör saldırısı sonucu şehit olan 16 askerin ardından sosyal paylaşım sitesinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik yaptığı iddia edilen hakaret içerikli paylaşım nedeni ile gözaltına alınan Erkan K., çıkartıldığı mahkemece denetimli serbestlik kapsamında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ancak savcının itirazı üzerine yeniden gözaltına alınan Erkan K., bu kez de tutuklama istemiyle çıkarıldığı Edirne Sulh Ceza Mahkemesi tarafından denetimli serbestlik kapsamında süresiz olarak elektronik kelepçe ile ev hapsi cezası aldı.

72 saat içerisinde iki kez gözaltına alınan ve ilkinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken ikincisinde elektronik kelepçe ile süresiz ev hapsi cezasına çarptırılan Erkan K., bu karara çok şaşırdığını ve evinden dışarıya çıkamadığı için ailesinin  geçimini sağlayamayacağını dile getirirken bu cezanın ne kadar süreceğini bilmediğini ifade etti.

Alınan kararları doğru bulmadığını ifade eden Erkan K., “Ben bir dublaj sanatçısı, dizi ve sinema oyuncusuyum. Yoğun çalışma programım var. Aileme ben bakıyorum. 10 gün önce şeker hastalığı nedeni ile sağ gözümü kaybettim. Büyük bir travma içerisindeyim. Her şey üst üste geldi. Bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceğini de bilmiyorum. Şu anda işsiz kaldım. Aileme nasıl bakacağımı bilmiyorum. Devam eden bazı dizilerde bölüm oyunculuğu teklifi almıştım. Ayrıca yarın bir reklam filmi çekimi için görüşmem vardı. Bir şekilde hayatımız karartıldı, yaşama hakkı tanınmıyor. Demokrasinin var olduğu söylenen bir ülkede konuşma hürriyetinden yoksun, kişileri eleştirme hürriyetinden yoksun yaşam mücadelesi veriyorum.” dedi.

BU NEYİN SAVAŞI, BU NEYİN KAVGASI?

Erkan K., yaşananların üzücü  olduğunu dile getirerek, “Sanatçılıktan öte ben bir babayım. O gece Dağlıca’da görev yapan yeğenimi aradığımda çok fazla şehidimizin olduğunu, mayın tuzakları yüzünden şehitlerimize ulaşılamadığını söyledikten sonra ben de o yazıyı kaleme aldım. Aradan 24 saat geçmesine rağmen ne hükümet ne de TSK şehit sayısını hala bildirmemişti. Ben de o heyecanla duygularıma yenik düşerek o yazıyı yazdım. Ertesi günü mahkemeye çıktığımda Iğdır’da 14 polis evladımızı kahpe teröre şehit verdiğimizi öğrendim. Eşler kocasız, evlatlar babasız, analar evlatsız kalmıştı. Bu neyin savaşı, bu neyin kavgası? Bitsin artık bu kavga. Dinsin artık bu gözyaşları. Birilerinin hırsı, birilerinin sevdası yüzünden akan bu gözyaşları dinsin artık.” şeklinde konuştu.