Geçtiğimiz günlerde hatırlarsanız, “KEŞAN-KILIÇKÖY ARASINDAKİ YOL ÇALIŞMASINI İMECEYLE YAPALIM!” başlığı altında bir köşe yazısı yazmış, Enez Kavşak düzenlemesi ile Keşan-Kılıçköy arasında yol genişletme çalışması yapan 2 ayrı firmanın çalışma saatlerine dikkat çekmiştim... Birinde gece-gündüz aralıksız çalışılırken, diğerinde ise mesai saati kavramı çerçevesinde çalışıldığını belirtip, kapatılmış bir yolda mesai saati uygulamasıyla çalışılmanın doğru olmadığını iddia etmiştim... Ve bunu da bizzat gözlemleyip yazmıştım... Yani kuşlar gelip bana söylemedi!.. Saat 19.30 sıralarında bizzat gittim ve henüz havanın kararmasına 2 saate yakın bir zaman varken, çalışmalar ne alemde sürüyor diye izlemek istedim... Lakin; bir tarafta (Enez Kavşağı) işçisinden sorumlusuna kadar herkes sahadayken, diğer tarafta ne işçi ne makine ne de sorumlu göremedim... Çalışma alanı bomboştu ve 2 saate yakın bir süre oralarda gezindim durdum... Anlayacağınız; ezbere, kafadan atma, bol keseden saçma muhabbeti yapmadım, gözlemlerimi dile getirdim...

Ancak... Yazımın yayımlandığı gün çarşı merkezinde dolaşırken, polis telsizinden duyduğum ifadelere de inanamadım... Keşan-Kılıçköy arası yol çalışmaları son hızla devam ediyormuş, işçiler 24 saat değil, 1 saat de sonraki günden alıp(!), 25 saat çalışıyorlarmış!.. Ramazanının mübarek olsun, buyurun buradan orucunuzu açın!.. Bu hayalin gerçek olmasını çok isterdim ama hepinizin bildiği üzere; lafla peynir gemisi yürümüyor!..

Bundan ziyade de, emniyet neden yol çalışmasındaki aksaklığı üzerine alınıyor... Karayolunda yapılan bir çalışmadan emniyete ne? Ortada bir olay mı var, kaza mı var, bela mı var? Hadi bir kaza, belayı önlemeden önce tedbir alınsın diye uğraştığını farz edelim ama buna gelene kadar emniyetin tedbir alması gereken çok daha önemli şeyler var...

Uyuşturucu satışı sokağa düşene kadar neredeydiniz? Evlatlarımız zehirlenirken, uyuşturucu satışı ilköğretim öğrencilerine kadar düşerken neredeydiniz? Büfelerde, bakkallarda tek sigara satışı yapılıp, öğrenciler sigara içmeye teşvik edilirken ne yapıyordunuz? Adım başı arabaların camları patlatılırken nerede geziyordunuz?

Evet, belki de hep mücadele içindeydiniz ama yetersiz bir mücadele olduğunu da hep birlikte gözlemledik... Hırsızlar yakalandı, failleri bulundu, ancak yaşları küçük olduğu için salınıverdi... Peki şu son zamanda gurbetçilerin karşılaştığı hırsızlık olaylarının failleri ne oldu? Onları da bizce bilinen çocuklar yapmadı herhalde... Bizce bilinen çocukların yaptığı hırsızlıklar hemen çözümleniyor da bilinmeyenlerin yaptığı hırsızlıklar ne oluyor? Haneye eksi yazılmasın diye onun acısı da devlete katkı sağlamak adına yapılan araç ve sürücü kontrollerinden mi çıkarılıyor?!

Vatandaş emniyetten; güven bekliyor, huzur bekliyor, uyuşturucuyla mücadele bekliyor... Nasıl bazı vatandaşlar emniyete gidip, ‘Kılıkköy-Keşan arası yol çalışması durdu mu?’ diye soruyorsa, bana da ‘emniyet uyuyor mu?’ diye soruyor... Günde 7-8 çocuk ve genç bonzai vakası ile hastaneye kaldırılırken, basının konunun üzerine gitmesi nedeniyle vakalar kesildi... Bitmedi ama aynı sıklıkla devam etmiyor... Vatandaş emniyetten yoldaki çalışma sorununa çözüm olmasını, üstüne afiyet olmayan işlerle meşgul olmasını değil; üzerine vazife olan işlere odaklanmasını istiyor... Belediyemizin üzerinde zaten bir rehavet var, bir de vazifeniz olmadığı halde siz Belediyenin gözlemleyip çözmesi gereken işlere kafa yorarsanız, temelli rehavete boğarsınız... Tüm kurumların kendi üzerine düşen görevlere odaklanması ve üzerlerine vazife olmayan işlerle kafa yormaması dileğiyle... Saygılar...