TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nden, Keşan’da 1 kişinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili olarak yapılan yazılı açıklamada, ”Enerji yoksulluğu ekonomimizden hızlı büyüyor, canlar karanlıkta ölüyor.” denildi.

Geçtiğimiz Salı günü sabaha karşı saat 03.45 sıralarında, Aşağı Zaferiye Mahallesi Ahmet Gücüyeter Caddesi Yıldız Sokak No 13 adresindeki tek katlı evde,  borcu nedeniyle elektriği kesik olduğu için yaktığı mumun devrilmesi sonucu çıkan yangında 41 yaşındaki Seçkin Ayral hayatını kaybetmişti.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nden konuyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yapıldı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Başbakanın Keşan gezisinden 2 gün sonra Keşan’da tek katlı bir gecekondu evde 41 yaşındaki Seçkin Ayral yanarak öldü. Yangın devrilen mumdan çıkmıştı. Mum elektrikler kesik olduğu için yanıyordu. Elektik kesikti çünkü Seçkin Ayral faturalarını ödeyememişti. Seçkin Ayral’ın yanarak ölmesinden 25 gün önce AKP hükümetinin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanının Mecliste 2014 bütçesiyle ilgili yaptığı konuşmada ‘enerji yoksulu’ , ‘ödenemeyen elektrik faturası’, ‘mum ışığı’, ‘elektrik zammı’, ‘dağıtım özelleştirmeleri’, ‘insan yaşamın değeri’ ibareleri bir kere bile geçmiyordu. Ama konuşma şöyle başlıyordu: ‘Ülkemizin son 10 yılda yaşadığı yüksek ekonomik gelişme ve artan refah seviyesinin sonucu olarak enerji sektörünün her alanında hızlı bir talep artışı olmaktadır.’

Her türlü resmi metin ve konuşmada yer alan ‘Yüksek ekonomik gelişme ve artan refah seviyesi’ kalıbı ile ne kastedildiğini tam olarak bilmiyoruz ama biz AKP hükümetinin yürürlüğe sokmadığı haberler içinde çok daha farklı fotoğraflarla yüz yüze kalıyoruz.”

2013 YILI OCAK AYINDAN BU YANA İŞ
CİNAYETLERİNDE ÖLEN İNSAN SAYISI EN AZ 1122
Açıklamada, 19 Eylül 2013 tarihli bir haberde yeralan ELDER  (Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği) Yönetim Kurulu üyelerinin beyanatlarına da değinilerek, şöyle denildi: “Her ay abonelerin yüzde 50’sine yani 15 milyon kişiye ihbarname gidiyor. Abonelerin yüzde 35’i ihbarnameden sonra faturasını ödüyor. Yüzde 10-15’i de elektrikleri kesildikten sonra faturasını ödüyor. Yıl sonuna gelindiğinde ise binde yarım oranında abone, faturasını hiç ödemiyor. Bazı bölgelerde bu oran yüzde 2’ye kadar çıkabiliyor. Yüksek ekonomik gelişme ve artan refah seviyesiyle her fırsatta övünen AKP hükümeti, gittikçe yaygınlaşan enerji yoksulluğunu, son 5 yılda yüzde 100’ü aşan elektrik zammını, elektrik dağıtım şirketlerinin çeşitli yollarla faturalara yansıttığı ücretleri, mum ışığında yaşayan ya da elektriği olmadığı için çıkan yangınlarda ölen canları görmezden geliyor. Çünkü hükümetin ekonomik gelişme ve artan refah seviyesi kategorileri içinde, tüketiciler bulunmuyor, halkın talep ve ihtiyaçları yer almıyor. İnsan canı bir maliyet kalemi olarak görülmüyor. 2013 yılı Ocak ayından bu yana iş cinayetlerinde ölen insan sayısı en az 1122 kişi. Özelleştirmelerin, taşeronlaştırmanın, güvencesiz ve güvenliksiz çalışma koşullarının kısa bir özeti sanki.”

KAYNAK, LİBERAL EKONOMİK SİSTEM

Yaşanan bu ölümlerin kaynağının, “Halkı ve insanı odağına koymayan kâr ve zenginlik merkezli neo liberal ekonomik sistem” olduğunun belirtildiği açıklamada, “Bu amansız ve trajik ölümler, giderek artan yoksullaşma ve yoksunluklar, artık herkes tarafından kanıksanması beklenen eşitsizlik ve adaletsizliklerin tek bir kaynağı var: Halkı ve insanı odağına koymayan kâr ve zenginlik merkezli neo liberal ekonomik sistem… Bilimi ve aklı, çıkar ve hırsa kurban eden vahşi kapitalizm… Günübirlik hesaplara kurban edilen geleceksizlik ve umutsuz bir sistem kurgusu… Oysa herkes bilir ki, enerji en temel insanlık haklarından biridir. Çünkü yaşamsal ve vazgeçilemez bir yere sahiptir. Halkın onayı ve ergileriyle varlığını sürdüren devletin bu kamusal hizmeti sürekli, temiz ve güvenli olarak herkese sunmak temel görevlerinden biridir. Bütün kamusal hizmetleri özelleştiren, kamusal kaynakları sermaye aktaran, vatandaşları sermaye şirketlerinin insafına terkeden bir devletin sosyal ve kamusal yanından söz etmek mümkün değildir. Bilindiği gibi ilk faturanın ödenmemesi durumunda elektrik kesilmesi, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi sonrasında uygulamaya konulmuş bir cezalandırmadır. Bu ceza, hiçbir ayrım gözetmeden öğrencisi, yaşlısı ve hastası ile bütün hane halkına uygulanmakta ve insani hakların bütün değerleri ayaklar altına alınmaktadır. Bu nedenle insanlarımızın ölmesine, sağlığını kaybetmesine yol açabilen bu uygulama, insanlık suçudur.” denildi.
BU İNSANLIK SUÇUNA KARŞI SESSİZ
KALMAYALIM 

Açıklama, şu ifadelerle son buldu: “Biz mühendisler, biz bilimin ve aklın çıktılarını insan hizmetine sunmak için eğitilmiş teknik insanlar bir kez daha diyoruz ki; bu yol çıkmaz yoldur. Yaşlı kıtamızın sınırlı kaynakları ve insan gücü her şeyden daha değerli bir emanettir ve bize üşen bu emaneti gelecek kuşaklara daha iyileştirerek aktarmaktır. Bunu başarmak için çalışacağız. İnsanlar karanlıkta kalmasın, yangınlarda yanmasın, soğuklarda üşümesin, aç yatmasın, kederle uyanmasın, özgür olsun, mutlu olsun, aklı ve vicdanı rahat olsun diye durmadan çalışacağız. İnsanlarımızın canına kastedenlerden hesap sormaya devam edeceğiz. Bu gizli cinayetleri takip etmeye ve suçluları teşhir etmeye devam edeceğiz. Sorumluları uyarmaya ve göreve davet etmeye devam edeceğiz. Kaybettiğimiz Seçkin Ayral için toprağı bol olsun dileklerimizi belirtirken, yakınlarına ve arkadaşlarına sabır diliyor, bütün halkımızı bu cinayetlere, bu insanlık suçuna karşı sessiz kalmamaya davet ediyoruz.”