ENEZ’DE YÜKSEK OKUL TALEBİNE REKTÖRDEN KİBARCA “RED”

Ulaş Demiray
Geçtiğimiz günlerde Enez’den Yüksek Okul hayallerini gerçekleştirme çabasındaki bir grup, Kaymakam ve Belediye Başkanı’mızın öncülüğünde Trakya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Sn.Erhan Tabakoğlu’nu ziyaret etti.. Bu ziyarette Belediye Başkanımız Sn. Abdullah BOSTANCI’nın Enez’in tarihi, coğrafyası, ve bitki örtüsü, muhtemelen kilit taş fabrikasını içeren konuşmasını dinleyen Rektör “Olmaz” diyemediği için kibarca “İnşallah başka sefere” anlamına gelen sözlerle olayı kapattı.
***
Ne yazık ki Rektör’ün öne sürdüğü gerekçeler de gerçeklerle bağdaşır cinsten değildi. Ama oraya yeterli hazırlık yapmadan giden Yöneticilerimiz rektörün gerekçeleri karşısında söyleyecek söz bulamadılar ve susmak zorunda kaldılar.
***
İzlediğimiz kadarı ile Rektör, yer tahsisi, Enez’in imkan ve yeterliliği ve gelen öğrencilerin barınma sorunları gibi konularda henüz Enez’in böyle bir Kurum için hazırlıklı olmadığını belirterek topu taca atmış, Meriç ve Lalapaşa’daki okulların kapatılmasını da örnek göstermiş.
Halbuki Trakya Üniversitesi’ne yıllardan beri bir kaç kez ve son olarak da sahilin en güzel yerinden 40 küsur dönüm yer tahsis edildiğinin hepimiz şahidiyiz. Her ne kadar –hangi akla, hangi küçük hesaplara uygundur bilinmez ama- bu tahsis daha sonra 24 dönüm olarak kısıtlanmış ise de bu 24 dönüm arazi bile sayın Rektörün Edirne ve ilçelerindeki tüm mülkleri içerisinde kuşkusuz en değerlilerinden biridir. Hatta Enez’in gelecek yılları düşünülürse EN DEĞERLİSİ’dir. Demek ki YER TAHSİSİ yapılmış ve bu gereklilik Enez yöneticileri ve Enezliler tarafından en çarpıcı şekilde yerine getirilmiştir.
***
Rektör’ümüzün “Enez’in yetersizliği” konusunda ileri sürdüğü ikinci gerekçe ise sormadan soruşturulmadan ortaya konmuş yanlış bir iddiadır. Bugün Enez’de bazı düzenlemelerle neredeyse 5 kuruş harcamadan derhal eğitime başlanabilecek alt yapı mevcuttur. Enez bir KAMU MÜLKLERİ MEZARLIĞI’dır. Boşaltılmış, kullanılmayan, yeri bile unutulmuş kamu binaları ve lojmanlar kaderine terk edilmiş ve ziyan olup gitmektedir. Örneğin Hudut Bölüğünün terk ettiği Üç Çeşmeler’deki 40 dönüm arazi ve üzerindeki bina hem maliyenin hem de Belediyenin yeterli ilgiyi göstermemesi nedeniyle kapanın elinde kalmış, bedava hayvan ahırı ve Kilit Taş Deposu olarak kullanılmaktadır. Örneğin burada kısa zamanda, geçici ya da sürekli olarak çok güzel bir KAMPÜS oluşturulabilir. Ya da bu alana İlçe jandarma Birliğinin taşınması ile boşaltılacak olan şimdiki Jandarma binası, yüksek okul için yatakhanesi, yemekhanesi ve tüm unsurları ile başlangıç için, asıl okul binası yapılana kadar ve hatta sonrasında bile fazlasıyla yeterlidir..
Demek ki Enez, öğrenciler ve görevliler için barınmanın hiç sorun olmayacağı geniş bir imkana sahiptir. Hele hele ilk yıllarda 20-30 öğrenciyi Enezliler kendi evlerinde bile misafir eder. Kaldı ki koca kış bomboş duran villalarda kış için yapılabilecek düzenlemelerle ilk ağızda bile yüzlerce öğrenci ve görevli rahatça barındırılabilir.
***
Rektörümüzün asıl yanlış değerlendirdiği konu ise Meriç ve Lalapaşa ile Enez’in imkanlarını eşitleyip aynı düzeyde gösterme çabasıdır. Gelmiş geçmiş Valilerin, Rektörlerin, siyasilerin, Edirnelilerin ve hatta yerli Enez’lilerin bile henüz ayırdına varamadığı bir husus yine gözden kaçmaktadır:
EDİRNE’NİN TÜM İLÇELERİNİN ÖZELLİKLERİNİ TOPLASANIZ BİR ENEZ ETMEZ.
Bu çok iddialı bir laf gibi görünse de Arkeolojik zenginliği ile, Meriç deltası ile , Lagün Gölleri, Milli parkı, kuşları, balıkları, Limanı, Ayasofya kilisesi, kumu, denizi ile artık Edirneliler bu farklılığı fark etmelidirler. Enez şimdilik yaz aylarında 20-30 bin nüfuslu bir kenttir. Limanın devreye girmesi, Ayasofya kilisesinin ziyarete açılması ile yılın 12 ayında Turizme açık olan Enez, Edirne’nin en büyük ilçesi olmaya aday, bir dünya cennetidir. Sosyal ortam ise sözü edilen diğer ilçelerinden şimdi bile çok farklıdır. Kaldı ki sosyal ortamın oluşması ve güzelleşmesi bir Yüksek Okul oluşturulması sonucunda, öğrencilerle, öğretim üyeleri ile, görevlilerle ivme kazanır.. Bu özelliği herkesten önce Trakya Üniversitesi’nin ve rektörünün görmesi lazımdır. Enezlilerin zaten asıl beklentileri de bu sosyal ortamın oluşmasına üniversitenin katkısıdır..
***
Sonuçta Trakya Üniversitesi Rektör ve yetkili kurulları Enez’in bu değerlerinin tüketilmeden, parsellenmeden, bitirilmeden, Enez’lilerin yalvarması ve ricası ile değil kendi bilimsel ufukları ve gözlemleri gereği olarak Enez’de bir YÜKSEK OKUL AÇILMASI konusunun yararını görebilmelidirler. Kaldı ki Trakya üniversitesi “Enez’in arkeoloji çalışmalarında biz de olalım” iddiasında ise göstermelik tesislerle değil- örneğin- arkeoloji ile bağlantılı konulara dönük bir Yüksek Okul ile işe başlayabilir.. Enez’de sağlıklı bir turizm hareketine gerek duyuyorsa başkalarının otel yapmasını bekleyerek değil, Enez’e bir Turizm Uygulama okulu açarak Enez’in turizm zenginliğine sahip çıkabilir.
***
2017 ENEZ YILI olarak ilan edilmiştir. Rektörümüzün yaklaşımlarından da bir kez daha anlaşıldığı gibi 2017 ve sonrasında, Enez’in öncelikle Edirneli bürokrat, siyaset ve ekonomi önderlerine iyi anlatılması gerekiyor. Çünkü Enez bir gün fabrika yapmakla övünen, TOKİ hayalleri kuran, sahilde Belediye mülklerini parselleyip satmak peşinde olanlar sayesinde KAPANIN ELİNDE kaldığında iş işten geçmiş olacaktır.
***
SON SÖZ: Enez yerinde saydıkça hiç bir Vali, hiç bir Rektör, hiç bir bürokrat, -başta İktidarınkiler olmak üzere- hiç bir siyasetçi “Ben Edirne’ye hizmet verdim” diye övünmemelidir…