AYŞİN SEÇİL GEZER

Erk Oğuz, şunları söyledi: “Özgecan Aslan, 11 Şubat 2015 tarihinde vahşice katledildi ve kendisini derin bir üzüntüyle anıyoruz. O günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Aksine değişim negatif yönde oldu. Örnek vermek gerekirse; kadın cinayetlerinin sayısı arttı. Kadına ve çocuklara yönelik cinsel istismar oranları arttı. Kısacası iyi yönde değil; kötü yönde bir değişim söz konusu oldu. Özgecan kardeşimizin adıyla anılan yasa tasarısı hiçbir şekilde meclisin önüne gelmedi. Bu yasaya gerek yok. Takdiri indirimler uygulanmayabilir ve bu hakimin takdirindedir diyoruz. Fakat yazılı bir yasa maddesi olarak kanunlaşsa hakim bunu uygulamak durumunda kalacaktır. Ne yazık ki Özgecan’ın adıyla anılan yasa yürürlüğe girmedi. Kadın örgütlerinin bastırmasına ve CHP’nin diretmesine rağmen herhangi bir şey olmuyor. Yaşanan bu duruma anlam veremiyorum.”

147 ÇOCUĞUMUZ CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALMIŞ

2018 yılının ocak ayında öldürülen, şiddete uğrayan kadın ve tacize uğrayanların sayısı hakkında değerlendirmelerde bulunan Nilüfer Erk Oğuz, “Ocak ayında 27 kadınımız cinayete kurban gitmiş. Neredeyse her gün 1 kadın öldürülmüş. 100’ün üzerinde kadınımız cinsel istismara maruz kalmış. 147 çocuğumuz cinsel istismara maruz kalmış. Çocuklarımız özellikle tarikat yurtlarında cinsel istismara maruz kalıyor. Fakat bunlar yokmuş gibi davranılıyor. Çocuklarımız halının altına süpürülecek toz değildir. Onlar bizim geleceğimizdir ve en değerli varlığımızdır. Atatürk bu cumhuriyeti çocuklarımıza ve gençlerimize emanet etti. Biz onlara yapılan insanlık dışı muamelere karşı yeteri kadar destek olamıyoruz. Onları yok kabul ediyoruz. Çocuklarımız bu cumhuriyeti nasıl ayakta tutacaklar? 15 ve 18 yaş altı çocukların doğum yapması söz konusu. Devlet kurumu niteliğinde olan hastanelerce gizleniyor. Hatta bunları ihbar edenler görevlerinden alınıyor. Ayrıca 80 yaşından fazla olan biri köpeğe kötü muamelede bulunduğunu televizyonlarda izledik. Bunun yanı sıra; eşinin kendisinden ayrılmak istemesi nedeniyle, arabasına dinamit koyduğunu görüyoruz. Kısacası kadınlar en yakınları tarafından öldürülmek isteniyor.” şeklinde konuştu.

SEFERBERLİK İLAN EDİLMESİ LAZIM

Erk Oğuz, sözlerine şöyle devam etti: “Kadın cinayetlerine karşı bireysel olarak mücadele etmemiz mümkün değil. Buna karşı toplumsal bir seferberlik ilan etmemiz gerekiyor. Toplumumuz maalesef hastalandı. Terörle, hastalıklarla, sigarayla ve alkolle nasıl mücadele ediliyorsa, kadına ve çocuğa yönelen şiddet ve cinsel istismara karşı toplumsal seferberlik ilan edilmesi lazım. Bu konuda kalıcı ve sürdürülebilir politikalar üretilmesi gerekir. Böyle politikalarda ‘ben yaptım oldu.’ şeklinde değil; toplumun her kesimini kucaklayacak bir uygulama yapılmalıdır. Özgecan yasa tasarısının bir an önce yasalaşması lazım.”

ÇOCUĞA YÖNELİK UYGULANAN SUÇ TÜM TOPLUMA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR

Nilüfer Erk Oğuz sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin neresinde olursa olsun cinsel istismara uğrayanlar hepimizin çocuklarıdır. Bir çocuk, anne ve babanın malı değildir. Bir çocuk tüm topluma mal olmuştur. Bundan ötürü de çocuğa yönelik uygulanan suç tüm topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Ben seferberlik ilan edilmesini istiyorum.”