SONGÜL KONAR

“DOĞAL GAZA KARŞI DEĞİLİZ, YER SEÇİMİNE KARŞIYIZ”

Proje için Saros Körfezinin seçilmiş olması dünya mirasına yapılmış bir kötülük olduğunu ifade eden Karagöz: “Bu dilekçeler, kaymakamlıktan, valiliğe, oradan da Çevresel Etki Değerlendirme İzin ve Denetleme Genel Müdürlüğü’ne gönderilecek. Umarız ki bu kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile oradaki yetkililer bu feryadı ciddiye alırlar. Çünkü sadece Keşan’da değil, Trakya’nın her ilinden ve ilçesinden ve İstanbul’un tüm ilçelerinden yüzlerce, itiraz dilekçeleri verildiğini biliyoruz. Olumlu sonuçlanır diye düşünüyoruz ama bizi üzen asıl taraf yöremizin milletvekili Sayın Fatma Aksal’ın FSRU projesi lehine yaptığı açıklamalar. Bizden daha çevreci olduğunu söylemiş ama biz kimseyle çevrecilik yarıştırmıyoruz. Bizim doğal gaza karşı olduğumuzu ima etmiş, biz doğal gaza karşı değiliz, yer seçimine karşıyız. Saros Körfezi gibi bir yerin seçilmiş olması, dünya mirasına yapılmış bir kötülüktür. Saros, dünya harikası bir yer. ÇED raporunun son hali bin 400 sayfa. Bu raporu incelediğimizde Sayın Fatma Hanımın söylediği gibi  ‘Gemiler depolama amaçlı gelecek, bir daha gelmeyecek’ şeklinde bir şey yok. 12 ay eksiksiz gemiler gidip gelecek ve bir günde 19 milyon ton gaz boşaltılacak, orada sıvılaştırılmış halde gazlaştırılacak, daha sonra direkt 17 bin 121 metre boru hattı Mahmutköy altına geliyor. Mahmutköy altından geçen BOTAŞ’ın ana boru hattına bağlanacak ve oradan Avrupa’ya transferi yapılacak. Böyle bir gerçeklik var.” dedi.

“BU KONUNUN HUKUKTAN DÖNECEĞİNDEN EMİNİZ”

Öne çıkarılmak istenmeyen ikinci bir şey olduğunu söyleyen Karagöz, sözlerini şöyle sonlandırdı: “ÇED raporu incelendiğinde sadece doğal gaz boru hattı geçmiyor. Ona paralel olarak beyaz ürün boru hattı da var. Beyaz ürün denilen şey de motorin, gaz yağı ve benzin şeklinde tarif ediliyor. Nitekim ki onlarda buradan basılacak. Eğer buradan motorin, gaz yağı ve benzin basılacaksa bunun anlamı faaliyete girdikten 3 yıl sonra alabildiğine ucuz enerji söz konusu olacağından Sazlıdere’den Keşan’a kadar ne Korudağ kalır, ne tarım arazileri kalır. Her türlü sanayi kuruluşunun önü açılmış olacak. Bunda ne var? denecek olursa belli bir sonra Keşan’da hava kirliliği had safhaya çıkacak, yaşanılmaz bir hal alacak. Bu yüzden Saros’u korumak gerekiyor. Yine rapora baktığımızda limanın yapılacağı yerde deniz derinliği 35 metre. 400 metre boyundaki gemilerin pervane hareketleri 50 metre aşağıya kadar suyu yerinden oynatıyor. Aynı alanda Saros Körfezi’nde güvenceye alınmış deniz çayırları var. Bu gerçeklikleri görerek, bunun üzerinden bir duruş gösterilmesi gerekiyor ve bu olaya sahip çıkılması gerekiyor. Bu konunun hukuktan döneceğinden eminiz. Bu günden yarına ÇED olumsuz raporu verilip olay böyle sonuçlandırılırsa herkes derin bir nefes alacak. Saros kurtulacak, çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacak güzelliklerimiz olacak. Keşan’ın yüzde 80’i zaten bu projenin yapılmasına karşı. Böyle bir doğa harikasını korumak gerekiyor. Danıştay 6. Dairenin kararı var, Trakya’yı tarım alanı olarak, hayvancılık alanı olarak tarif ediyor. Herkesi Saros’a sahip çıkmaya davet ediyoruz. Eğer ki ÇED olumsuz raporu çıkmazsa konuyu yargıya taşıyacağız. Hukuka ve hukukun üstünlüğüne güvenimiz tamdır.”