CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Edirne Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Doç.Dr. Okan Gaytancıoğlu, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş’un 21 Kasım 2016 tarihli Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamada “2018 yılında tüm tohumların sertifikalı olacağı” yönündeki Bakanlar Kurulu kararı ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunarak bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’e bir soru önergesi verdi.

“Hükümet Milli tarım atılımı yapalım derken, hali hazırda 'milli' olan tohumları yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır” diyen Gaytancıoğlu; verdiği soru önergesinde 2018 yılında çiftçilerimizin ekeceği tohumun nasıl denetleneceğini, 2018'de çiftçilerimizin kendi tohumunu ekmesi, takas etmesinin tamamen yasaklanıp yasaklanmayacağını ve bu tohumu kullanarak üretim yapan üreticilerin  suçlu duruma düşüp düşmeyeceğini  sorduğu soru önergesinin metni şu şekilde:

“Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş 21 Kasım 2016 tarihli Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamada 2018 yılında tüm tohumların sertifikalı olacağı yönündeki Bakanlar Kurulu kararının alındığını açıklamıştır. Bu karara göre 2018 yılından itibaren Türkiye'deki tüm tohumluklar sertifikalı olacaktır. Böylelikle Milli tarım atılımı yapalım derken, hali hazırda 'milli' olan ve on binlerce yıldır bu topraklarda nice medeniyetlerin tarımını yaptığı atalık/yerel tohumlar artık ekilemeyeceği için bu tohumlar yok olma ile karşı karşıya kalacaktır. Söz konusu karar kamuoyunda da Türkiye tohumculuğuna hâkim olan yabancı ve onların yanında aynı çıkarları savunan yerli şirketlerin lehine bir karar olarak yorumlanmış, ülkedeki biyoçeşitliliğin büyük zarar göreceği endişesi ile karşılanmıştır. Çiftçilerimizin ve kamuoyunun Bakanlıktan beklentisi yerel tohumların koruması, bunları üreten çiftçilerin haklarına saygı göstermesi ve desteklemesidir.

Yine söz konusu yasa ile çiftçilerin binlerce yıldır köylülerce geliştirilmiş çeşitlere ait tohum veya bunlardan üretilen fideleri satması net bir şekilde yasaklamıştır. Dünya'da bu konunun örneklerine baktığımızda bu kanunları daha önce uygulamış ülkelerde yerel çeşitlerin yüzde 90'lara varan oranlarda yok olduğu görülmüştür. Tüm bunların yanında yerel tohumlar iklim değişikliklerine daha hızlı uyum göstermekte, hastalık ve zararlılara daha dayanıklı olmakla birlikte besleyici değerleri de daha yüksektir. Çevrelerinde beğenilen tohum ve fide üreten çiftçilerim zorla kuşaklar boyu yaptıkları işten uzaklaştırılmaya çalışılması kabul edilecek bir durum değildir.

Buna göre;

1. '2018'den sonra bütün tohumluklar sertifikalı olacak' kararı ile çiftçilerimizin ektikleri tohumun denetimini ne şekilde yapmayı planlıyorsunuz?

2. 2018'de çiftçilerimizin kendi tohumunu ekmesi, takas etmesi tamamen yasaklanacak mıdır? Bu tohumu kullanarak üretim yapan üreticiler suçlu duruma mı düşecektir?

3.Bu yasa ile dünyanın ilk tarım devrimine önderlik etmiş bu coğrafya ve binlerce yıldır geniş biyoçeşitliliği korumaya çalışan köylülere bir darbe vurulacağını düşünmüyor musunuz?

4.Şirket tohumları dayanıksız olmaları nedeniyle tarım ilaçları üreten aynı şirketlerin kârlarını arttırırken bir yandan da yoğun zehir kullanımını arttırması nedeniyle başta kanser hastalıkları olmak üzere hastalıkları arttırdığı yönünde iddialar bulunmaktadır. Bu iddialar ile ilgili neler düşünüyorsunuz?