2017 yılı Merkezi Bütçe Kanunu ile 2015 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarılarının görüşmeleri 5 Aralık 2016 tarihi itibari ile başladı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bütçe görüşmelerinde, dün, CHP grubu adına Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu konuştu. Hükümete karşı eleştirilerini dile getiren CHP’li Gaytancıoğlu, Türkiye’nin dört bir yanındaki vatandaşlardan şahsına gelen sıkıntılara da konuşmasında yer verdi.

HER 5 KİŞİDEN 1’İ ÇİFTÇİ

Gaytancıoğlu, “Tam 16,5 milyon kişiden bahsedeceğiz. Her 5 kişiden 1'i çiftçi. Yani, Atatürk'ün Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda beraber savaştığı ve ‘efendi’ olarak ödüllendirdiği çiftçilerimizden bahsedeceğim, hani o sizin unuttuğunuz çiftçilerden.” dedi.

SİZE GÖRE İŞLER YOLUNDA

AK Parti yüzünden sorunlu hâle gelen tarımdan bahsetmenin çok zor olduğunu söyleyen Gaytancıoğlu “Size göre işler yolunda. Sayın Maliye Bakanı bize bir kitapçık verdi ve Plan Bütçe Komisyonunda konuştuğumuz Tarım Bakanlığı bütçesi 19 milyar liraydı, birdenbire 30,9 milyar liraya çıkmış. Nereden bulundu bu paralar? Tabii, eklemeler yapılmış. Neden? Biz sürekli eleştiriyoruz ya, "Gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'ini vermiyorsunuz, bilimsel anlamda açıklıyoruz, yine de bize rakamlarla oyunlar yapıyorsunuz." dedi.

Çiftçilerin borç içerisinde olduğunun altını çizen Gaytancıoğlu, “Neden tarlayı satıyorlar? Neden her birinin cebinde üçer beşer tane kredi kartı var? Neden çiftçiler, çocuklarını çiftçi yapmak istemiyor? sorularını kürsüde hükümette yöneltti.

Konuşmasına ülke çiftçisini durumuna değinerek devam eden CHP’li Gaytancıoğlu şunları kaydetti:

“Konya'dan Hüsnü amca diyor ki: "Buğday on yıldan beri aynı fiyattan satılıyor ama yılda 1 milyar doların üzerinde ithalat yapılıyor."Şimdi Bakan çıkacak diyecek ki: "Biz un ihracatı yapıyoruz." 1,5 milyar dolarlık buğday ithalatı yapılıp 1 milyar dolarlık un ihracatı yapılır mı? Bunun matematiği yok.

BU NASIL POLİTİKA?

“Uşak'tan İsmet Dayı diyor ki: ‘Sıfır gümrükle şeker ithal ediliyor, bana da kota konuluyor. Nişasta bazlı şeker kotasını sürekli artırıyorsunuz. Bu, nasıl politika?’

İTHALAT BENİ MAHVEDİYOR

Benim memleketim olan Edirne'den Osman Aga diyor ki: ‘Dünyanın en kaliteli pirincini üretiyorum ama 1,5 liraya satamıyorum. İthalat beni mahvediyor. Toprak Mahsulleri Ofisi diye bir kurum var. Bu, benim çeltiğimi almıyor ya da beni uzun kuyruklarda bekletiyor.’

İzmir'den domates üreticisi İsmet amca diyor ki: ‘Ürünü satıyorum ama gübre, elektrik, mazot ve su ücretlerini ödeyemiyorum.’ 

Antalya'dan Zeynep abla diyor ki: ‘Mandalina 35 kuruş ama markette 2 liradan fazla. Bu nasıl oluyor?’

Ordu'dan Seyit dayı diyor ki: ‘Fındık fiyatı 10 lira kardeşim, geçen sene de böyleydi ama ne biçim politika bu.’

Ardahan'dan Barış kardeşim diyor ki: ‘Kaliteli balım para etmezken sahte ballarla rekabet edemiyorum. Nasıl Tarım Bakanlığı bu? Bir sürü gıda mühendisi işsizken neden bunlar denetlenmiyor?’

Afyon'dan Ahmet amca diyor ki: ‘Ucuz yem kaynağım olan meralarım TOKİ'lere peşkeş çekiliyor. Bana para verilmiyor ama hayvan ithalatı yapılıyor.’ Bakın, burada, belgesini de getirdim. Daha üç gün önce tam 500 bin hayvan 31/12'ye kadar yani yirmi-yirmi beş gün içerisinde Türkiye'ye girecek. Kendi çiftçimizi desteklemiyoruz ama başka ülkelerin çiftçilerini desteklemeye devam ediyoruz.

Niğde'den Ömer abi diyor ki: ‘Patatesin çuvalı nakliyeden ucuza geliyor. Bittik, perişan olduk.’

Balıkesir'den Hüseyin dayı diyor ki: ‘Sütümüz sudan ucuz cumhuriyet tarihinde ilk defa yem fiyatı süt fiyatını geçti. Geçen hafta size bir tane inek göstermiştim, hatırlarsanız. İneğin yediği yemle verdiği süt arasındaki farkı göstermiştim, zarar ettiğini söylemiştim. Bakanımıza göre, bu inekten çıkan süt 1 lira 15 kuruştan satılması lazım ama gidin, Anadolu'nun her yerinde 90-95 kuruş; bereket, biz de 1 lira 7 kuruş. 

Yine, Tekirdağ'dan Hüsnü ağa diyor ki: ‘Petrolden sonra en çok dövizi ayçiçeği yağına ödüyorlarmış. Niye onlara para veriyorlar da bize destek vermiyorlar?’

Adana'dan Ayhan amca diyor ki: ‘En iyi pamuğu ben üretiyorum. Benim pamuğum para etmezken Yunanistan'dan pamuk ithal ediyorlar, hem de 1 milyar dolar veriyorlar.’

Şanlıurfa'dan mercimek üreticisi Mahmut dayı diyor ki: ‘Bir zamanlar benim mercimeğim tüm dünyada satılırdı. Şimdi Kanada olmasa ben mercimek bile yiyemem.’ 

Peki, duruma nasıl geldik? Evet, kabul edelim ki AKP tarımda yanlış politikalar uyguladı. Önceliği üretime vermedi, üreticiyi desteklemeye vermedi, çözümü hep ithalatta buldu. Bizden, Cumhuriyet Halk Partisinden kopya çektiği bazı uygulamaları bile yanlış yaptı. Dedik ki "Yemdeki, gübredeki KDV'yi, hatta mazottaki KDV ve ÖTV'yi kaldıralım." Dediler ki: "Kaldıralım." Ama aracılara verdiler, bu işin ticaretini yapanlara verdiler.

OECD HESAPLARI İLE BİZİM HESAPLAR ARASINDA DÜNYA KADAR FARK VAR

OECD ülkelerinde tarımı en çok destekleyen biziz. Ben bir bilim adamı olarak buna cevap vermek istiyorum. OECD'nin hesaplama rakamlarıyla bizim hesaplama rakamlarımız arasında dünya kadar fark vardır. OECD, piyasa fiyatlarına göre desteklemeyi alır. Evet, bizde piyasa fiyatları çok yüksektir. 50 liraya, 40 liraya et var. Dünyada et kaç para? 10 lira, 12 lira. Bu fiyatlara baktığınızda biz tarımı çok destekliyoruz. Örneğin, yüzde 250 gümrük vergisi uyguluyoruz ette; buğdayda yüzde 100. Bu rakamlara göre baktığımızda tarımı destekliyoruz ama onlarda maliyetler düşük. Biz dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyoruz. 5 liraya yaklaştı mazot, böyle bir şey olabilir mi? Dünyanın en pahalı gübresini, elektriğini… Kiminin elektriği kesik, kiminin borcu var, kimisinin tefeciler peşinde, kimisi evine dahi giremiyor, kimisi eşinden boşanmış.”

SİZ NEYİN ÇİRKİN OLDUĞUNU BİLİYORSUNUZ

Konuşmasını bir film afişini göstererek sonlandıran Gaytancıoğlu, "İyi, Kötü, Çirkin filmi; hepimiz seyretmişizdir, kovboy filmi. İyi olan; hâlâ bu sorunları konuşuyoruz, tartışıyoruz, çözüm var; kötü olan, bu çiftçinin durumu; çirkin olan da, siz bunu biliyorsunuz ama müdahale etmiyorsunuz. Ama filmin sonunda her zaman iyiler kazanır.” dedi.