AYGÜL KONAR

“DESTEK PAKETİ BÜYÜK BİR DESTEK İÇERMİYOR”

Cumhuriyet Halk Partisi’ne göre, destek paketinin büyük bir destek içermediğini belirten Gaytancıoğlu, “CHP’ye göre bu destek paketi büyük bir destek içermiyor. İçerde sadece esnafa bir vergi ertelemesi var bir de emeklilere gelecek olan ikramiyenin öne çıkarılması var. Bir de emekli maaşlarının en düşüğünün 1500 TL’ye çıkarılması iyi olmuş. Bu paket bir müteahhitlik kokuyor. 500 bin TL’ye kadar olan konutlarda %80 olan kredilendirme %90’a çıkarıldı. Daha ciddi paketlere ihtiyacımız var. Hizmet sektöründeki işyerlerimiz çalışamıyor. Kahveler kapalı, kafeler kapalı. İlerde AVM’lerin de kapanması bekleniyor. Avrupa’da örneklerini görüyoruz. Sadece eczane ve marketler kalabilir. Bu nedenle buralarda çalışan kişiler, gündelik çalışan kişiler akşam eve nasıl ekmek götürecek? Esnaf zaten zor durumdaydı, şimdi daha da zor durumda. Ücretsiz izne çıkarılan özel sektör çalışanlarının kredileri var, kiraları var. Doğalgaz ve elektrik faturaları var. Amerika ne yaptı? Her vatandaşına 1000’er dolar verdi. Buna benzer bir şeyi Fransa’da yaptı. Bunu yapabilecek gücümüz vardı. Merkez bankasının böyle bir akçesi var. Zor günlerde evinden çıkmayan insanların ekonomisine bir katkı sağlanmış olurdu. Bugünlerde nakit paraya ihtiyaç var. Esnaf dükkanı açtığı gibi ödemeleri var. Çalışanları var. Çalışanların ödemelerini yapsa kendisi nasıl geçinecek? Dükkanı açmasa çalışanı işsiz kalacak. Ekonomi paketi bunlara ve esnafa bir çözüm sunmuyor.” dedi.

“TOPLUMUN GENİŞ KISMINI RAHATLATACAK GENİŞ BİR TEDBİR YOK”

Tedbirler kapsamında, toplumun geniş bir kısmını rahatlatacak bir şey göremediğini belirten Gaytancıoğlu, sosyal devlet kavramına dikkat çekerek, şu açıklamalarda bulundu: “Göreve başlatılmayan sağlık çalışanları var. Şu an bize en çok sağlık çalışanı lazım. Biz bunları pakette göremedik. Esnafa bir sicil affı göremedik. Dağ fare doğurdu. 100 milyarlık destek diyorlar ama böyle bir destek yok. Bayram ikramiyelerinin öne çekilmesi güzel. Ama bunun dışında toplumun geniş kısmını rahatlatacak geniş bir tedbir yok. İnsanların bugünlerde morale ihtiyaçları var. İnsanlar hasta olacak, yakınları hasta olacak belki. Bugünlerde ruh sağlığımızı koruyabilmemiz çok önemli bunu sağlayacak olan da güven duymaktır. Kara günler için daha ciddi ekonomik tedbirler alınmalı. Sağlık yönünden de daha ciddi tedbirlere ihtiyacımız var. Bugünlerde hükümetimizin sağlıkla ilgili aldığı tüm tedbirlere destek veriyoruz. Bugünlerde sağlık yönünden alınacak hiçbir tedbire muhalefet yapmıyoruz, yapmayacağız da. Birlikte hareket ediyoruz. Bu önemli bir kriz ve birlik içinde atlatmamız lazım. Fakat bu beraberliği toplumun geniş kesimlerine de hissettirmemiz lazım. Muhtaç kesimlerin devletin imkanlarından yararlanmasını sağlamak lazım. Sosyal devletin tanımı da zaten budur. Daha çok yardım gerekiyor.”

“KENDİ KENDİMİZE YETECEK BİR ÜLKE OLMANIN ÖNEMİNİ DAHA İYİ GÖRÜYORUZ”

Gaytancıoğlu, açıklamasının sonunda, yerli üretimin öneminin bugünlerde daha fazla hissedileceğini de belirterek, zamanın siyaset yapma zamanı olmadığını ve yanlışlardan bir an önce dönülmesi gerektiğini, zamanın birlik ve beraberlik zamanı olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “Halkımız da ciddi derecede büyük stoklar yapmasın, kendine yetecek kadar stok yapsın. Burada yerli üretimin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Başka ülkelere bağımlı olmanın, ne derece yanlış bir politika olduğunu görebiliyoruz. Kendi kendimize yetecek bir ülke olmanın önemini daha iyi görüyoruz. Ucuz diye ithalat yapmanın, ülkemizi ne kadar zor duruma soktuğunu görüyoruz. Etil alkol bulamıyoruz, çünkü başka ülkelerden geliyordu. Kolonya üreticileri, şeker pancarının alkolünden yararlanmaya çalışıyor. Bu çok güzel, demek ki şeker pancarı fabrikalarının özelleştirilmesi son derece hatalıydı. Biz bunu o zaman da söyledik fakat zaman siyaset zamanı değil, bir an önce bu yanlışlardan dönüleceğini umuyoruz. İktidarı ile muhalefeti ile bu salgın ve kriz ortamından bir an önce kurtulmanın derdine düşmeliyiz. Bilimin ışığından hiçbir zaman çıkmamamız lazım. Bilim ve Sağlık Kurulumuzun dediklerini de aynen yerine getirmemiz lazım.”