CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, gazeteci Dündar ve Gül’ün tutuklanması nedeniyle dün bir yazılı bir açıklama yaptı. Gaytancıoğlu’nun açıklaması şöyle:

“Hükümetin yalan söyleme halkının olduğu ama gazetecilik yapanlara gerçekleri yazma hakkının tanınmadığı ülkemizde dün akşam basın özgürlüğü adına tarihe kara bir leke olarak geçecek olaylar yaşanmıştır. Herkes bilmelidir ki; silahlı terör örgütüne üye olmaktan casusluk ve devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklamak iddiası ile çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanan Can Dündar ve Erdem Gül gazetecilik görevlerini yapmış ve birilerinin siyasi amaçları için değil halk için gazetecilik yaptıklarından dolayı tutuklanmışlardır. "Vallahi ve billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu" diyen bir milletvekilinin baş tacı edilip, başbakan yardımcısı yapılması, yine bunu söyleyen iki gazetecinin ise Silivri zindanlarına gönderilmesi büyük bir tezatlığın göstergesidir.

 Ancak dün akşam Silivri Cezaevine başları dik bir şekilde giren Can Dündar ve Erdem Gül yine başları dik bir şekilde o ceza evinden çıkacak ama halkı bir kenara bırakıp, şahsi siyasi çıkarlarının peşinde gidenler ve hukuku katledenler hiç bir zaman başları dik bir şekilde yürüyemeyecekler, ne olursa olsun gerçekleri hapsedemeyeceklerdir. Gizli damgası ile suçları ört bas edemeyecekler ve hukuk karşısında onlar da yaptıkları hukuksuzlukların bedelini bir gün ödeyeceklerdir. İktidar sahipleri bilmelidir ki, kendileri nasıl ülkeyi yönetme hakkına sahipse muhalefet ve özgür basında iktidarı denetleme hakkına sahiptir, ulaştığı bilgi ve belgeleri kamuoyu ile paylaşma hakkına sahiptir. Başbakan Ahmet Davutoğlu; "Basın özgürlüğü benim ‘kırmızıçizgimdir’ derken diğer yanda gazetecilerin gazetecilik mesleklerini yaptıkları için tutuklanması çok büyük bir tezattır. Cumhurbaşkanı’nın devlet sırrı olarak nitelendirdiği bir olayla ilgili olarak "takipçisi olacağım" demesi, bu davayı devletin davasından çok şahsi dava haline getirerek; yargıyı, daha öncede olduğu gibi çok ciddi bir baskı altına aldığını göstermektedir.

Tüm bu baskılara rağmen halk için gazetecilik yapan tüm gazeteciler bilmelidirler ki yalnız değillerdir. Can Yücel ve Erdem Gül'ün yanında olduğumuz gibi daha önce tutuklanan ve şuan baskı altına alınmaya çalışılan tüm gazetecilerimizin yanındayız. Herkes bilmelidir ki, asla korkmayacağız, asla sinmeyeceğiz, asla yılmayacağız. Haksızlıklar karşısında hesap soracağız ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Bu duyarlılığa tüm halkımızı davet ediyor ve gün "Cumhuriyet'e" sahip çıkma günüdür diyerek mücadele kararlılığımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum.”