SONGÜL KONAR

Gaytancıoğlu, hükümetin su anlamında planlı politikalar izlemesi gerektiğini ve buna göre planlama yapılması gerektiğini vurguladı.

“HÜKÜMET PLANLARINI BUNA GÖRE YAPMASI LAZIM”

Sulama suyunun öneminin alınan verimlerden görülebileceğini vurgulayan Gaytancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin bulunduğu coğrafya içinde su kaynakları çok gözükse de, su kaynakları açısından fakir bir ülkedir. Buna göre politikalar izlemek lazım. Canlıların temel ihtiyacı sudur. Yetişkin hayvanın günde en az 8 litre su içmesi hesabıyla, içilen su hesaplanır. Özellikle büyükbaş hayvanlar gün içinde çok fazla su tüketiyor. Bu kaynaklara ulaşılabilir olunması lazım. Sulama suyunun önemini git gide aldığımız verimlerden görebiliriz. Üretim artışı sağlamak ve kendi kendinize yetmek istiyorsanız, sulama suyunda hem ekonomik yolla bir üretim sağlanmalı hem bunu çok iyi kullanmanız lazım. Dünyada iklim değişiyor. Küresel iklim değişikliği son on yıldır dünyanın gündeminde. Birden bire yoğun yağışlar başlıyor, geçmek bilmeyen kuraklıklar, orman yangınları oluşuyor, buzullar eriyor, dünya sıcaklığı son on yılda 1 dereceye yakın arttı. Buna göre ekim ve üretim zamanları değişti. Buna göre planlı politikalar izlemek lazım. Hükümet planlarını buna göre yapması lazım.”

“SULAMA YATIMLARI GEREK”

Suyun damlama sulama ve yağmurlama sulama yöntemiyle tarlalara verilmesi gerektiğini ifade eden Gaytancıoğlu, “Sulama suyunda Türkiye tarlalarının tamamını hala sulayamıyor. 8,5 milyon hektar arazi sulanamıyor. O sular boşuna akıyor, tarım toprakları ile buluşamıyor. Bu son derece yanlış. Öncelikle bunun çözümlenmesi gerek. Bunun içinde sulama yatımları gerek. Türkiye sulama yatırımlarına 1950’li yıllarda başladı, açık sistem sulama kanallarıyla barajlar, kanallar, kanaletler yapıldı ama açık sistem dediğimiz suyun kanallar yoluyla barajda toplanmasıyla sular sıcaklıktan buharlaşmaya başladı. Bu da ciddi anlamda su kayıplarına neden oluyor. Suyun damlama sulama ve yağmurlama sulama yöntemiyle tarlalara verilmesi lazım. Türkiye sulama altyapısını geliştirmesi lazım. Bu amaçla kurulan Devlet Su İşlerinin bütçesinin azaltıldığını görüyoruz. Bir yandan bitkiye su lazım. DSİ’nin bütçesini azalttınız demek ki siz sulama yatırımlarını yok sayıyorsunuz, geleceği ön göremiyorsunuz” diye konuştu.

“SUYU EKONOMİK KULLANMALIYIZ”

Sulama amaçlı kullanılan sularda devletin hibe kredileri vermesi gerektiğini söyleyen Gaytancıoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “İçme suyunda da barajların yapılması lazım. Bazı yeraltı suları için kuyular açılması lazım. Burada da düzenli bir planın olmadığını görüyoruz. Edirne’nin içme suyunu sağlayan Kayalı Köyü Barajının artık miladını doldurduğu, bunun yanında Süloğlu Barajında da çok az su olduğunu görüyoruz. Keşan’da Kadıköy Barajında da su kayıplarının olduğunu görüyoruz. Kaçakların çok ciddi olduğu ve kontrol edilemediğini de görüyoruz. İklim de değişiyor, son üç aydır yağış yok. Dolayısıyla yer altı sularına yöneldiler. Yer altı sularına yönelmek de çok kötü bir şey. Yerin altında var olan suyu çıkarmak, üretim yapmak neredeyse hiç başvurmamamız gereken bir yöntem. Önceden sular yüzeye çok yakındı. Bazı yerlerde 5-6 metreye yakınken bazı yerlerde de 100-150 metreye kadar gidiyor. Trakya’da plansız sanayileşme ile çok fazla fabrikalar kuruldu. Bunların her biri yer altı sularına yöneldi. Eskiden 30-40 metreden su çıkarılırken şimdi 200-250 metreden su çıkarmaya başladılar. Suyu etkin ve ekonomik kullanmak lazım. Sulama amaçlı kullanılan sularda devletin hibe kredileri vermesi lazım. Damla ile sulanabilecek bütün bitkilere damla sulama sistemlerinin döşenmesi, cazip hale gelmesi için de hibe verilmesi lazım. Damla sulama ile bitki hem su ihtiyacını gideriyor hem de su kaybı son derece az oluyor. Onun dışında yağmurlama sulama var, bu da kullanılabilir. Bunda da barajların çoğunu açık sistemden kapalı sisteme geçilmesi lazım. Kanal ve kanaletleri de aynı şekilde kapalı şekle getirmek lazım. Devlet Su İşlerinin bu anlamda yatırımlar yapması lazım. İl Özel İdarelerine bağlı içme suyu sağlayan birlikleri ve tesisleri var. Bakımlarının sürekli yapılması lazım. Kanaletlerin ve kuyuların düzenli bir şekilde temizlenmesi lazım. Suyu ekonomik kullanmalıyız, ekonomik kullanmazsak hiçbir şey yapamayız.”