AYGÜL KONAR

Gaytancıoğlu, uygulanan tarım politikalarının yanlış olduğunu belirterek Türkiye’nin ayçiçeğinde net ithalatçı konumunda olduğunu söyledi.

“ÜRETİMİ ŞU ANDA 2 BUÇUK MİLYON TONLARA ÇIKARTMAMIZ GEREKİRDİ”

Açıklamasında ülkede bulunan yağ açığının kanola bitkisiyle kapatılabileceğini ifade eden Gaytancıoğlu, Tarım Bakanlığı tarafından kanolanın teşvik edilmesi gerektiğini belirterek şunları dile getirdi: “AK Parti’nin yıllardır uyguladığı tarım politikaları, ithalatçı olmamızı önleyemedi. Ve yanlış bir politika uygulandı. Yani 17 yıldır daha radikal kararlar alarak, ithalatçılığı öncelikle kendine yeterli hale, daha sonra da ihracatçılığa götürebileceği bir potansiyel varken; ki hammaddeyi alıp, şişeleyip, yurtdışına rafine yağ olarak satıyoruz. Bu çok büyük bir avantaj. bunu Türkiye kullanamadı. Topraklarımız ayçiçeği yetiştirmeye son derece müsait, teknolojisi son derece müsait, fabrikaları modern teknolojiyi kullanan bir potansiyele sahip olmasına rağmen AK Parti’nin yıllardır uyguladığı tarım politikasıyla; ayçiçeğinde 200 bin tonlardan 1 milyon 150 tonlara yeni geldik. Bu süre içerisinde nüfusumuzda yüzde 30 artış var. Üretimde yüzde 20’lerde bir artış var. Aslında bu azaldığı anlamına geliyor. Olaya böyle bakmak lazım. Üretimi şu anda 2 buçuk milyon tonlara çıkartmamız gerekirdi. Bu yönde de bir potansiyelimiz var. Ekiliş alanlarını arttırmamız, tohumda özellikle verime yönelik potansiyelimizi kullanmamız gerekiyor. Kaldı ki; ayçiçeğinde tohumluk politikalarını, ıslah politikalarını yürüten Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Edirne’de. Bu durum da ilimiz için çok büyük bir avantaj aslında. Yılda 2,5 milyar dolarlık bir ithalatımız var. Bu da Ukrayna’dan, Bulgaristan’dan, Moldova’dan, Rusya’dan yani yakın coğrafyamızdan yapılıyor. Biz aslında kendimiz üretebiliriz. AK Parti bu yönde politika geliştirmedi. 40 kuruş olan ayçiçeği destekleme ödemesini yukarılara çıkartmadı. Yani bu da; ‘Ben dışarıdan ithal etmeyi sürdüreceğim.’ demek. Gümrük vergilerini de sürekli sıfırlıyorlar zaten. Geçtiğimiz Kasım ayında 300 bin ton, bu Mayıs ayında da 100 bin ton sıfır gümrüklü ithalata izin verdi. Halbuki; dış dünyayla Türk çiftçisini, Trakya çiftçisini rekabete sokmadan bu işi çözmesi lazımdı. Üretim için sıfırdan sayfa açmak, üretimi desteklemek, çiftçinin girdi maliyetlerini düşürmek, tohumluk ıslah çalışmalarını arttırmak, danışmanlık hizmeti vermek gerekiyor. Tarımın genelinde yanlış bir politika uygulanıyor ama ayçiçeğinde daha da yanlış. Üretebilecekken, ithal ediyoruz.”

“YAĞ ÜRETİMİNİ, SADECE AYÇİÇEĞİNDEN DEĞİL; KANOLADAN DA SAĞLAMANIZ LAZIM”

Geçen yıl 2 bin 500 TL’den alıcı bulan kanolanın bu yıl bin 800 TL’ye alıcı bulamadığını vurgulayan Gaytancıoğlu, “Ülkede 82 milyon tüketici var. Tüketici yağın; ayçiçeği, susam, kanola, pamuk yağı olduğunu çok bilmez. Tüketiciye margarin şeklinde sunarsınız, üzerine bir tane ayçiçeği fotoğrafı koyarsınız ve bitkisel karışım yağ yazarsınız. Tüketici onun lezzetine ve fiyatına bakar. Şimdi kanola gibi, ayçiçeği verimine yakın, ayçiçeğindeki yağ oranına yakın bir bitkiniz var elinizde. Buğday ekim alanlarına, üst üste 2 yıl buğday ekmezsiniz; 1 yıl da kanolayı devreye sokarsınız. Ama burada bir üretim planlaması olması gerekiyor. Bu planı da Tarım Bakanlığı’nın yapması lazım. Tarım Bakanlığı’nın bunu teşvik etmesi gerekiyor. Biraz daha bunu cezp edici hale getirirsiniz. Sonuçta kanolanın küspesi de var. Kanolanın yüzde 50’ye yakın yağ verimi var, margarinde de kullanabilirsiniz. Sonuçta siz bunu Trakya Bölgesine sokmuşsunuz. Geçen yıl 2 bin 500 TL’den tonunu satın almışsınız. Bu sene alıcısı yok; 1.800-1.900 TL fiyat aralığında geziniyor. Yani bu bir üvey evlat değil. Bizim tüketicimiz ayçiçeğine daha çok odaklandı ama bunun üretimine bir şekilde izin veriyorsanız; planlama da yapmanız lazım. Kaldı ki; ciddi anlamda yağ açığınız da var. Yağ üretimini, sadece ayçiçeğinden değil; kanoladan da sağlamanız lazım.” şeklinde konuştu.

“KANOLANIN YAĞ VERİMİ AYÇİÇEĞİNDEN DAHA YÜKSEK”

Ülkedeki yağ açığının kanolayla kapatılabileceğini tekrarlayan Gaytancıoğlu, son olarak şunları söyledi:“Kanolada fiyatların bu kadar düşmesi, alıcı bulunmaması çiftçinin bundan sonraki yıllarda ekmemesine neden olabilir. Zaten kanola hassas bir bitki. Üretici bir sene Pazar buldu, ertesi sene bulamadıysa; bir daha ekmez. Ayçiçeğinde, Trakya Birlik gibi bir kurum var. Buğdayda, TMO ya da birçok un fabrikası var. Ama kanolayı yağ fabrikaları da satın almazsa, devlet de bu yönde bir politika geliştirmezse; çiftçi de ekmeyecektir. Burada Toprak Mahsulleri Ofisi’nin devreye girmesini istiyoruz. Tarım Bakanlığı’nın aslında tüm üretim politikalarını yeniden belirlemesi lazım. Ama ne böyle bir yetki var, ne de bir bilgi. Çünkü en üstteki kişi ve ekibi, bu işleri bilmeyen kişiler. Kanola gibi bir bitkinin yağ açığını kapatmada ne kadar önemli bir rol oynayacağını göremiyorlar. 1998 yılında Üniversitedeyken, ‘Bitkisel Yağ Açığına Çözüm: ‘Kanola’ isimli bir makale yazmıştım. Çünkü kanolanın yağ verimi ayçiçeğinden daha yüksek. Şu anda da biz yağ açığını kapatmak istiyoruz. Bu açığı da kanola ile kapatabiliriz.”