HABER MERKEZİ

“AKP’Lİ YILLARDA ÇİFTÇİ ADETA UNUTULMUŞTUR”

“14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Türk tarımı çöküyor, çiftçi perişan” diyen Gaytancıoğlu, mesajında şunlara yer verdi: “Türkiye coğrafyası tropikal ürünler dışında her türlü tarımsal ürünün yetiştirilmesine müsaittir. Bunun yanında bu coğrafya Dünyanın tarımsal üretim yapmaya en elverişli tarım topraklarına sahiptir. Ürün çeşitliliği bakımından birçok tarımsal ürünün gen bankası Anadolu ve Trakya topraklarıdır. Türkiye bu tarımsal potansiyeline rağmen maalesef AKP’li yıllarda bir türlü bu avantajını kullanamamış, ihracatçı bir konumdan ithalatçı bir konuma gelmiştir. AKP’li yıllarda çiftçilere verilen destekler azalmış, gıda enflasyonu oluyor bahanesiyle çözüm sürekli ithalatta aranmış, ürün piyasalarında Devletin ağırlığı hissedilmemiş, başta mazot, gübre ve yem olmak üzere girdi fiyatları enflasyonun çok çok üzerinde artmış, buna karşılık ürün fiyatları sürekli yerinde saymıştır. Çiftçiler üretim yapmak için ciddi anlamda borçlanmışlardır.  Kısacası AKP’li yıllarda çiftçi adeta unutulmuştur. Tarım Kanunu çerçevesinde çiftçilerimize ödenmesi gereken GSMH’nın % 1’i oranındaki ödemenin yasalara uyulmayarak eksik yapıldığı AKP’nin yıllarca çiftçiye yasa ile vermesi gerektiği desteği vermediği bilinen bir gerçektir. Hatta yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bugüne eksik yapılan 154 milyar TL’lik ödemenin çiftçilere ödenmemesi sonucu çiftçimiz ciddi anlamda borçlanmıştır. Birçok çiftçimiz tarımsal üretimi terk ederek köyden kente göç etmek durumunda kalmıştır.”

“YAZIK, ÇOK YAZIK”

“Türkiye kendi topraklarında yetişen ürünleri ithal etmemeli, kendi çiftçisi dururken başka ülkelerin çiftçilerini zengin etmemelidir” diyen Gaytancıoğlu, “Sadece 6 ürün üzerinden bir örnek verebiliriz. Bu 6 ürün bizim topraklarımızda rahatlıkla yetişiyor ama biz kendi çiftçimize “sen bunu yetiştir” diye destek vermiyoruz. Başka ülkelerin çiftçilerinden satın alıyoruz. Yani başka ülkelerin çiftçilerini destekliyoruz. Peki, neymiş bu 6 ürüne 2018’de ödenen bedel tam 3 milyar 362 milyon dolar. Yani Türk parasıyla 16 milyar 818 milyon TL. Yani 2018’de çiftçilerimize ödenen 14,5 milyar TL desteklemeden yaklaşık 2,3 milyar TL fazla bir para Rus, Kanada, Arjantin, Ukrayna, Brezilya çiftçisine ödenmiş. Başka bir açıdan bakarsak 2019’da tüm çiftçilerimize ödenecek 16,1 milyar TL olan destekten neredeyse 1 milyar TL fazla. Yazık, çok yazık. AKP; Türkiye tarımındaki yapısal sorunları görmezden gelmiştir. Nedir yapısal sorunlar? Londra’daki bankalara 170 milyar $ faiz ödenirken, çiftçinin tarlasına su götürülmemesi, suyun çiftçilere çok yüksek fiyatlarla satılması yapısal bir sorundur. Buğday, arpa, soya, ayçiçeği, tütün, mısır gibi üretimi artmamışken ve bunlar için milyarca $ döviz yurtdışındaki çiftçilere ödenirken, Türkiye’de ekilmeyen 2 Trakya büyüklüğündeki araziye ürün ektirilmemesi yapısal bir sorundur.” ifadelerini kullandı.

Taşımalı sistemle 17 bin köy okulu kapatılırken öğrencilerin ve çiftçilerin genel eğitim ve tarım eğitiminden yararlandırılmaması yapısal bir sorun olduğunu vurgulayan Gaytancıoğlu, “Birçok ziraat mühendisi, veteriner hekim istihdamı gerekirken çiftçilerin bilgiyi tohum, gübre ve ilaç satıcılarından alması, yine birçok gıda mühendisi işsiz iken gıda denetimlerinin yapılmaması yapısal bir sorundur. TMO, ÇAYKUR, Et ve Süt Kurumu, gibi tarımsal KİT’lere piyasa müdahalesinde etkin görev verilmemesi, TEKEL, TÜRKŞEKER gibi tarımsal KİT’lerin adeta peşkeş çekilerek özelleştirilip yandaşlara verilmesi, FİSKOBİRLİK, TARİŞ, ÇUKOBİRLİK vb. tarım satış kooperatifi birliklerinin işlevsiz hale getirilmesi ve piyasanın tamamen özel sektöre ve ithalatçılara bırakılması yapısal bir sorundur. Çiftçinin tarlasında domates 2lira iken, marketlerde 6-7 lira olması, mandalinanın dalında 1 TL iken, markette 4 lira olmasını önleyemeyen, Türkiye’ye patates ve soğan krizleri yaşatan, çiftçiyi üretim ve pazarlama konusunda görmezden gelip, kooperatif ve birliklerin etkin olmamasını sağlamak yapısal bir sorundur. Sayılan tüm sorunları çözmek, üreticiyi yok sayan AKP zihniyeti ile mümkün değildir. AKP’nin tek yaptığı, 1 milyar TL’den aldığı çiftçi borcunu 110 milyara çıkararak çiftçiyi borç batağına sokup, üreticinin Tarım Kanunu ile hak ettiği desteğin yarısını vererek, çiftçiyi köyden kente göç ettirmek ve gıda ihtiyacını ithalatla karşılayarak yandaşların cebini doldurmaktır.” dedi.

“KÖYLÜMÜZ İSE YENİDEN EFENDİ HALİNE GETİRİLECEKTİR”

Gaytancıoğlu, tüm sorunları çözmenin Atatürk’ün “Köylü Milletin Efendisidir” sözünü kendisine her zaman örnek almış CHP iktidarı ile mümkün olacağını ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırdı: “CHP iktidarında üretimi planlayan bir Tarım Bakanlığı ile Türkiye ithalatçı bir ülke olmaktan çıkıp yeniden üretici bir ülke olacak, köylümüz ise yeniden efendi haline getirilecektir. Çözüm CHP iktidarındadır. Yağlı tohumlar, kırmızı et ve canlı hayvan, yem hammaddesi başta olmak üzere milyarlarca dolar ödeyerek ithal ettiğimiz tarım ürünlerini kendi ülkemizde üretebilecek potansiyelimiz vardır. Bu potansiyel üretimi planlayarak, üreticiyi destekleyerek harekete geçirildiğinde tarımda küçülme değil, büyümede rekorlar kırabilir. Üreten ve hakça bölüşen bir Türkiye’yi ancak CHP iktidarında yaratabiliriz.”