Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Edirne ziyareti kapsamında Keşan’a gelerek, CHP Keşan İlçe Başkanlığı tarafından düzenlen ve İstasyon Mahallesi’nde bulunan Öğretmenevi Tesisleri’nde gerçekleştirilen dayanışma yemeğine katıldı.

Saat 20.15 sıralarında davetlilerin yerlerini alması ve CHP'nin geçmişten günümüze İlçe başkanları, belediye başkanları ve genel başkanlarının slayt olarak gösterilmesi ile başlayan geceye, Muharrem İnce’nin yanı sıra Edirne milletvekilleri Kemal Değirmendereli ve Recep Gürkan, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, CHP Keşan İlçe Başkanı Ufuk Kanışkan, Edirne Belediye Başkan Vekili Hasan Yürek, İl Genel Meclisi üyeleri, Belediye Meclisi üyeleri ile çok sayıda partili ve vatandaş katıldı.

UFUK KANIŞKAN; "DİRENİŞ MUTLAKA 2014 YILINDA SANDIĞA YANSIMAK ZORUNDA"

Dayanışma yemeğinin açış konuşmasını CHP Keşan İlçe Başkanı Ufuk Kanışkan yaptı.  Kanışkan, yoğun ülke gündeminde Keşan’a zaman ayıran Muharrem İnce'ye teşekkürlerini ifade ederek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "İlçe örgütünün göreve başladığı birinci yılında ikinci ilçe etkinliğimiz oldu. Bu süre içinde bir çok konuğumuz oldu. Öncelikle birlikte çalıştığımız ve bu yemekte emeği olan başta kadın kolları, gençlik kolları ve yönetim kurulu üyelerine yürekten teşekkür ediyorum. Bu bir yıl içerisinde onlarla çalışmak zevkti. Bugünlerde İstanbul Gezi Parkı’nda barışçıl gösteriler düzenleyen eylemcilere aşırı şiddet uygulayan polisin karşısında milyonlarca vatandaşımız anlamlı bir duruş sergiliyor. Aslında bu Gezi Parkı meselesi değil. AKP hükümetinin görevde olduğu sürece kişisel hak ve özgürlüklerimizin kısıtlandığına şahit olduk. Başbakan bu yaşanan sürecin ne olduğunu anlamamakta. Bir başbakan düşünün ki kendi ulusunu tehdit etmekte, haklı sitemde bulunanlara çapulcu demektedir. Bu mevcut durumdan biz de bazı sonuçlar çıkarmalıyız. Birlik ve bir arada olmalıyız. Sokakta haklı sitemde bulunan gençlere neden ulaşamadık bunu bulmaya çalışmalıyız. Bir çok vatandaşımız bizim gibi düşünüyor. Onlar gibi hissettiğimizi ve çözümlerimiz olduğunu anlatmalıyız. Bu direniş mutlaka 2014 yılında sandığa yansımak zorunda. Bu halk hareketinin sandıktaki siyasi adresi biz olmalıyız. İktidar olmak emek ister. Emek vermeliyiz, yüreğimizi vermeliyiz. Ben buradaki topluluğun kısa süre sonra karanlığı yaracak cumhuriyet kadroları olduğunu düşünüyorum."

RECEP GÜRKAN: "10 GÜNDÜR DİRENİŞTE OLAN GENÇLERİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUZ"

Daha sonra ise CHP Edirne Milletvekili Recep Gürkan konuştu. Gürkan, Atatürk'ün ilkeleri ve aydınlığı ile yetişmiş olmaktan gurur duyduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "En büyük gururumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün hemşerileri olmaktır. Bu akşam bu topraklardan, dedesi Selanik’ten olan bir dostumuz aramızda. Selanik'in çocuğu, Selanik'in torunu hoş geldin Trakya'ya. On gündür ülkemizde Taksim'deki gezi parkı ile başlayan bir direniş ateşi şimdi ülkeyi saran bir devrim ateşi haline geldi. Biz bu ateşi yakan, büyüten, harlandıran kocaman bir yangın haline getiren o gençlerimize düne kadar hep öfkeli ve kızgındık. Gençler politik değil diyorduk. İşte o gençler hepimize bütün siyasetçilere öyle bir ders verdiler ki, onların hepsinin gözlerinden öpüyoruz. Tabii bu gençlerimize, kardeşlerimize bir özür borcumuz var. Onları anlayamadığımız ve tanıyamadığımız için hepsinden özür diliyorum. Bir şeyi hepimizin itiraf etmesi lazım: Partimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesindeki Ey Türk gençliği muhtaç olduğun kudret damarlarımızdaki asil kanda  diyordu. 80 yıl önce gençliğimizi bizden daha iyi anlamış. İşte Atatürk'ün çocukları bugün Taksim’e, Hatay’a, Samsun’a, Ankara’ya çıktılar. Yolunuz açık olsun diyorum."

KEMAL DEĞİRMENDERELİ: "YEREL SEÇİMLERDE GEREKLİ DERSİ VERECEĞİZ"

Gürkan'ın konuşmasının ardından kürsüye Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli çıktı. Değirmendereli, karanlığın en yoğun olduğu noktanın aydınlığa da en yakın olunan nokta olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “AKP'nin her türlü baskısına, yasal değişikliklerine, her türlü ekonomik baskılarına karşı ne oluyor diye herkes biribirine soruyordu. Eğitim sistemindeki değişiklikle kindar ve dindar nesil yetiştirmeye, özel hayata müdahaleye, THY hosteslerinin rujunun rengine, çocukların sayısına kadar varan özel hayata müdahale edenlere karşı büyük bir haykırışı yaşıyoruz. Bugün bütün Türkiye Taksim. Buradaki topluluk da gösteriyor ki o büyük insanın ruhu burada. On günden beri büyük haykırışları ortaya koyanlara şunu söylemek istiyorum. Bu halk onlara gerekli dersi verdi. Biz de önümüzdeki yerel seçimlerde sandıklarda oyumuzu vererek, onları sandıklara gömerek gerekli dersi vereceğiz.”

MUHARREM İNCE: "BİZ BU MİLLETİN ÖZÜYÜZ"

Değirmendereli’nin konuşmasının ardından ise kürsüye CHP Grup Başkanvekili ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce çıktı. Programa katılanların ayakta alkışladığı İnce; “Bak şu bebelerin güzelliğine kaşı destan, gözü destan, elleri kan içinde, kör olasın demiyorum, kör olma da gör beni, ekilir ekin geliriz, ezilir un geliriz, bir gider bin geliriz, beni vurmak kurtuluş mu?” dizeleri ile konuşmasına başladı.

Fakir-fukara milletin milletvekillerine dünyanın maaşını verdiğinin altını çizen Muharrem İnce, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu millet bize adam gibi maaş veriyor. İki tür milletvekili vardır. Ya gideceğiz oraya maymun gibi oturacağız ya da bunlara direneceğiz. Korkmayacağız, yılmayacağız, sinmeyeceğiz. Bizim kitabımızda boyun eğmek yok, bunlara boyun eğmeyeceğiz. Bizler zulme karşı Kaçgar dağı gibi olacağız. Biz bu topraklarda barışa karşı bereketli olacağız. Her türlü pisliğe karşı Meriç gibi olacağız. Yeşilırmak gibi,  Dicle  gibi,  Fırat gibi olacağız. Biz bu toprakların insanlarıyız. İnsanları kafatasına göre, ırkına göre, kanına göre sınıflandırmıyoruz. Biz o Recep Erdoğan gibi sonradan bu milletten uzaklaşanlardan değiliz. Biz onlar gibi imam hatip lisesinde okurken bol paçalı pantolonlar giyip sonra zenginleşince lüks otomobillere binip, haşema ile yüzmeyi öğrenenlerden değiliz. Biz yüzmeyi derelerde öğrendik. Onlar yüzmeyi şimdi haşemaları ile öğreniyorlar. Biz bu toprağın insanıyız. Hamurumuz, çamurumuz bu. Biz Karadeniz’de horon tutarız, Trakya'da karşılama oynarız. Biz bu milletin özüyüz. Şimdi bana diyeceksiniz ki sen bizi özetledin bir de Başbakanı özetle. Bu Başbakanın felsefesi mantığı şudur. Yemek buldun mu ye, dayak buldun mu kaç. Uçak buldun mu gez, muhalif buldun mu ez. Çiftçi gördün mü azarla, devlet malı gördün mü pazarla. Zoru gördün mü kaç gündem değiştir, yandaş buldun mu ihale ver zenginleştir. Bunlar mı bu toprakların insanları? Gelmiş ayranı milli içki yapmış. Bir kere ayran içki değildir. Başbakan da milli değildir. İnekleri Hollanda'dan alacak, samanı Bulgaristan'dan alacak, ayranı milli yapacak. Bu millete saman ithal eden bir Başbakan. Bu millete dünyanın en pahalı benzinini tükettirir. Ama düşmez  kalkmaz bir Allah. Cumhurbaşkanına, yabancı basına, muhalefete, YÖK başkanına, Genelkurmaya, Barolara ayar çekti. Ama hiç hesap etmediği bir şey oldu. Bu milletin gençleri ona öyle bir ayar çekti ki kaç gündür Arap çöllerinden dönemiyor.

BAŞBAKAN KİTAP OKUMUYOR, ÖZETİNİ OKUYOR

Muharrem İnce, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Diyor ki Topçu Kışlası’nı yapacağız. Mimar olarak açıklamasını yaptı. Tıp tahsilini de yapmış biliyorsunuz. Üç çocuk olacak dedi. Normal doğum olacak, sezaryen yok dedi. Meğer jinekoloji eğitimi de almış. Sonra beyaz ekmek yok, esmer ekmek olacak dedi. Meğer aynı zamanda diyetisyenmiş. Bir gün Cumhurbaşkanlığı süresi 5+5 yıldır dedi. Meğer hukukçuymuş. 4+4 eğitim sisteminde konuştu. Eğitimciymiş. Ama unuttuğu  bir şey var. Ben kitap okumam kitap özeti okuyorum diyor. Demokraside böyle bir şey olamaz. %49 oy almış koskoca bir partide bir tek kişi konuşuyor. Medyanın yazdığına bakın CHP'de herkes konuşuyor. Bir kişinin konuşması mı kötü, herkesin konuşması mı kötü? Gerçi bazen bizimkiler de abartıyor. Ama haber olması gereken, bir kişinin konuşmasıdır. Her şeyi o belirliyor. Bana geçen Ramazan ayında dava açmış. Beni PKK'dan daha tehlikeli görüyormuş. PKK'yı affetti beni affetmedi. 115 davam var, 116 olsa ne olur. Türkiye bir karanlığa doğru gidiyor. Bütün kurumlar kuşatıldı. Türkiye'de  her şey farklı algılanıyor. Müslümanlar bile ikiye ayrılıyor. Geldiğimiz noktaya bakın. Suriye ile savaş yapacağız. Neden? Sen Esad ile 49 uluslararası anlaşma yapmadın mı? Ne oldu da bu noktaya geldik?”

SİZ HÜKÜMETİN DEĞİL, DEVLETİN POLİSİSİNİZ

Direnişteki polislere seslenen Muharrem İnce sözlerine şöyle devam etti: “Siz hükümetin değil, devletin polisisiniz. Bizim vicdanımız, malımız mülkümüz size emanet. Başımız sıkıştı mı size geleceğiz. Onun için sizlere para ödüyoruz. Bu millet tıpkı benim aldığım gibi sizlere vergileri ile maaşınızı ödüyor. Haklı olduğunuzda sizi savunuruz. Ama 15 yaşındaki çocuğa jop ile vurursan seni yüreğimize yazarız. CHP iktidarında seni de, sana emir vereni de buluruz. Zamanı gelince bunların tek tek hesabını soracağız.”

KEŞAN’DA %80 OY ALMALISINIZ

Önümüzdeki belediye seçimleri için Keşan’da hedeflerinin %80 olduğunun altını çizen İnce, parti içi çekişmelerden uzak durulması gerektiğini vurgulayarak, “Önümüzdeki belediye seçimlerinde cumhuriyetin geleceğine oynayacağız. Hep birlikte bunları önce yaralayacağız. Sonra genel seçimde düşüreceğiz. Belediye başkan adayımızı beğenmeyebilirsiniz, meclis sıralamasını beğenmeyebilirsiniz. Ama biribirimize düşersek bunun sonu gelmez. O zaman biz bu seçimlerde başta İstanbul olmak üzere belediyeleri alalım. Bunları yeneceğiz, otobüslere doldurup yüce divana göndereceğiz. Birbirinizi kırmayın. Keşan'da %50-55 oy alıyorsunuz. Yetmez. Diğer illerdeki açığı nasıl kapatacağız? Sizler ile kapatacağız. %80 oy almalısınız.”

Konuşmaların ardından CHP Keşan İlçe Başkanı Ufuk Kanışkan, Muharrem İnce'ye kalem, işadamı Mehmet Gürer ise İsmet İnönü’nün Keşan’a gelişinde çekilmiş eski bir fotoğrafın orijinalini hediye etti. Hediyenin ardından ise CHP’liler, sanatçı Burçak Güneş ve fasıl ekibinin müzikleriyle geç saatlere kadar eğlendi.

BİR GRUP CHP’Lİ ÖZCAN’A SÖZ VERİLMEDİĞİ İDDİASIYLA YEMEĞİ TERK ETTİ

CHP Keşan İlçe Örgütü’nün düzenlendiği yemekte Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan’ın program çerçevesinde konuşma yapmaması bir grup parti üyesi tarafından protesto edildi.

Saat 22.00 sıralarında kürsüye Özcan’ın davet edilmediğini söyleyen bir grup parti üyesi yemeği terk etti.

Parti üyeleri Öğretmenevi Tesislerinin dışarısında <Mehmet Özcan> diye tempo tutarak protestolarını devam ettirdi.

Grup adına açıklama yapan CHP’li Keşan Belediye Meclis Üyesi Mehmet Ali Ürkmez, bir yanlış anlaşılma olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Belediye başkanımız programda konuşmak istememiş. Belki rahatsızlığından dolayıdır. Konuşma gereği duymamış. Fakat biz bunu daha sonra öğrendik. Biz sandık ki belediye başkanımız Mehmet Özcan’ı konuşturmadılar. Başkanımız bu yemekte iki kelime söyleyecek kapasitede. Yemekte başkanımızın yok sayılması bizi bu duruma sevk etti. Şuan burada bulunan herkes CHP’lidir.  Burada belediye başkanımıza sahip çıkmak için buradalar. Partinin tüm etkinliklerine destek veren kişilerdir buradakiler. Başkanımızın burada konuşmasını tabii ki de istiyoruz.

Açıklamanın ardından CHP’li üyeler sorunsuz bir şekilde dağıldı.

Kanışkan: “Başkana, konuşma yapıp yapmayacağını sordum”

CHP Keşan İlçe Başkanı Ufuk Kanışkan ise protesto ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “CHP’de görev yapan kişiler bulundukları mevkiye dikkat edecek. Açıklama yaparken sorumluluklarının farkında olacak. Hiçbir şey partiden daha önemli değil. Ben belediye başkanıma konuşma yapıp yapmama hususunu sordum. Bu protestoyu CHP’ye yapılmış olarak kabul ediyorum. Sorumlular da sorumluluklarını yerine getirmek zorunda.”