KESK, DİSK, TÜMOB, TTB, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenen “Göçmen Sorunu” konulu toplantı, dün gerçekleştirildi.

Saat 13.30’da, Keşanspor Düğün Salonu’nda başlayan toplantıya, Yunanistan’dan geleceği duyurulan heyet, sınır kapısından geçişlerine izin verilmediği iddiasıyla katılamadı.

Toplantıda ilk olarak söz alan SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) Avukatı Kamil Tekin Sürek, her gün Ege Denizi’nden Avrupa ülkelerine çıkış yapmak isterken ölen mültecilerin haberlerinin duyulduğunu belirterek, “Kıyıya vurmuş çocuk, kadın, erkek cesetleri görüyoruz. Bu mültecilere kolayca batan botlar, can yelekleri satan, adam başı 100 dolar para alan görevliler, insan tacirlerini görüyoruz. Bu haberlere üzülüyoruz. Ama üzülmek bu ölümlerin önüne geçmeye yetmiyor. Bu cinayetlerin sebebi hepinizin bildiği gibi emperyalistlerin bölgemizde başlattığı savaşlar ve kapitalist sistemin insanları aç, işsiz, yoksul bırakan sömürü sistemi.  Çıkarılan bütün bu iç savaşlardan kaçan milyonlarca insanın büyük çoğunluğu Türkiye üzerinden Avrupa’ya göç etmeye ya da sığınmaya çalıştı. Bu cinayetlere üzülmekle yetinmemek için Yunanistan ve Türkiye’de bir grup insan ortak bir eylem yaparak, sesimizi kamuoyuna duyurmak için görüş birliğine vardı. Hem Yunanistan’da, hem Türkiye’de çeşitli yürüyüş ve toplantılar düzenlendi. Yunanistan’dan buraya gelecek arkadaşlar maalesef sınırdan salınmadılar. Dolayısıyla onlar katılamayacaklar. Ama bizden Yunanistan’a giden arkadaşlarımızın toplantıya katılmasını bekliyoruz.” dedi.

ÖZEV: SINIR GEÇMEK, ÖNEMLİ BİR RANT VE İHLAL ALANINA DÖNÜŞMÜŞTÜR

KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen 1 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Özev de, Türkiye ve dünya kamuoyunda istila, kriz gibi sözcükler etrafında örgütlenen göçmen meselesinin, göçmeni aynı anda hem kurbanlaştıran hem de canavarlaştıran bir çerçevede ele alındığını ve göçmenlere yönelik hak ihlallerinin bu çerçevede meşrulaştırılmaya çalışıldığını savunarak, şunları söyledi: “Göçü sınır noktasına gelmeden engelleyen ve kontrol altına almaya çalışan yeni bir göç rejimi oldukça uzun zamandır iş başında bulunuyor. Sınır güvenliğinin artmasının ve genişlemesinin en önemli sonucu, her seferinde göçmenlerin daha yüksek riskler almalarıdır. Bu risklerden biri de ölüm. Bununla birlikte denetim arttıkça sınır geçme faaliyetinin kendisi giderek uluslararası bir şebekeyi gerektirmekte ve sınır geçmek her geçen gün daha yüksek fiyatlara satılan bir hizmete dönüşmektedir. Sınır geçme faaliyeti oldukça uzun zamandır bireysel olarak gerçekleştirilen bir faaliyet olmaktan çıkmış, kayıtlı ya da kayıt dışı olarak önemli bir rant ve ihlal alanına dönüşmüştür.”

Barış Bloku Üyeleri Armağan Tulunay ve Göksel Kılınç’ın da göçmenlerin sorunlarıyla ilgili konuşmalarının ardından toplantı sona erdi.