“Türkiye, Suriyeli mültecilere verileceği söylenen vatandaşlık hakları tehdidiyle karşı karşıyadır. Suriye politikasının ülkemize yansıttığı mülteci sorunu, ilk önce AB ile pazarlık malzemesi haline getirildi. Avrupa Birliği para karşılığı (3.5 Milyar EURO) Türkiye’yi Suriyeli göçmenler için toplama kampı haline getirmeyi teklif etti ve Türkiye’yi yönetenler bu utanç verici durumu kabul etti. Almanya ile pazarlığa girişildi. Daha sonra onların acılarının suiistimal edilmesiyle iş, vatandaşlık pazarlığına gelip dayandırıldı. Batı’nın dayatması ve yanlış politikalar sebebiyle İngiltere ve Kanada’nın elimizden kapmasın diye vatandaşlık verilecek ‘Kalifikasyonu yüksek’ denilen mültecilerin yarım milyonu hamile, 2 milyona yakınının okuma yazması yok, toplamda 3.5 milyon mülteci işsiz, güçsüz.
Saray rejiminin sorumsuz politikası yüzünden mülteci sorunu vatandaşlık ve ırkçılık arasına sıkıştırılmıştır. Ülkemizin işsizlik ve sağlık sorunları dururken ‘Kalifikasyonu yüksek’ kendi insanımıza sahip çıkamazken, aynı zamanda bilimsel araştırma olanakları sağlayamadığımız için çoğunu yabancı ülkelere kaptırdığımız insanımız dururken, kalkıp Suriyeli mültecileri düşünmemiz ve onların sosyal ve ekonomik açıdan ülkemize vereceği sosyal yapıyı alt üst edecek zararların görmezden gelinmesi kabul edilemez.
AKP iktidarı, işlediği suçları Suriyeliler üzerinden örtmeye çalışıyor. Suriyeli göçmenlere vatandaşlık vermeye çalışarak bunu bir lütufmuş gibi sunmaya kalkarak, etrafa insanlık dersi vermeye soyunuyor. Suriyelilere vatandaşlık değil, vatanları verilsin. Cumhuriyet Halk Partisi, insanların siyasete alet edilmesine asla izin vermeyecektir.
