Ne zaman sağlık sorunu olsa, ne zaman cüzdan hafiflese, ne zaman hava puslu olsa canım alışveriş yapmak istiyor. Amma sadece ALIŞ kısmı cezbediyor beni.

Günlerden havanın yağmurlu, ruhaniyeti bozuk olduğu, tabi benim de moralsiz, keyifsiz olduğum, uzun zamandır bir iki sağlık sorunumu ihmal ettiğimi düşünüp "Vira bismil” diyerek, hiç haz etmediğim Çapa Hastanesi’ne gidişim, özellikle onkoloji hastası çocukları görünce hayatın ne kadar anlamsız olduğunu düşündüğüm an.

"Farkındalık" diyor buna yaşam koçları; ve ekliyorlar "İç sesinize kulak verin, içsel yolculuğunuzu tamamlayın.."diye.

Arkadaşım yanımda, iç sesimle konuşa konuşa kızçemin okul taksidini yatırmaya gidiyoruz.

Dedim ki: "Ayy hava yağmurlu diye sabah evden çıkmak istemedin, altında araban da var,millet ıslanıyo nankör leyla "

İç sesim:

"Kız ne duruyon? Çek arabayı, yürü, ıslanalım, ormantik ormantik"

Arkadaşım da aynı şeyi teyid edince,bıraktık arabayı,ıslanarak yürümeye başladık.

İçimden bir enerjı beni gocaman bir mağazanın önünde durdurdu,

"Ay! Vitrin tam benlikse içerisi kimbilir nasıldır?”dedim.

İç sesim atladı:

"Ne duruyon ayol! Bakmak parayla değil ya,dal içeri"

Kapıda, kafa kel, arkadan atkuyruklu, kolları dövmeli mövmeli, tipi de,konuşması da içine sanki Haluk Bilginer kaçmış yakışıklı bir herif.

"Ayağınız uğurlu gelsin efenim. Sabah siftahımız sizden olsun inşAllah" diyerek karşıladı. Ben öylesine “İç sesimi, pardon gözümü, gönlümü doyurcam" desem de O, samimiyetle ilgilendi.

***

Bir bluz denemek için kabine girdim, alt kısma öylesine bir etek istedim, giyindim, kabinden çıktım ki;

"Ay harika kombin oldu vallahi"dedi. (Kasıtlı, bilerek verdi o eteği lavukHaluk..)

Kombini aldım!

Arkadaşım beğendiği elbiseyi“Virüs bulaşacak” diye korkusundan bana giydirdi. (Dost dostun kobayı olurmuş)

Haluk Bilginer:

"Bir kadın bu kadar mı güzel taşır, elbise dile geldi, özgürleşti adeta" didi.

Arkadaşla, adam iş birliği yaptı sanki; o elbiseyi de aldım!

Kabindeyim. Tok sesiyle tezgahtar seslendi:

"En nadide parçam bu.. Üzerinizde görmek istiyorum, lütfen bunu da bir giyiniz" diyerek nadide parçasını (sizin içiniz fesat) deri bir etek uzattı. Deri eteği güzel taşımak için, basenin 85 olması gerektiğini biliyor muydunuz?Ben de Haluk'tan öğrendim.

Deri etek de alındı…

Üzerine de kombin bir bluz!

Allahım sabah sabah bu kadar iltifat sözde kıyafetlere mi gidiyo? Haluk'çuğum bana mı giydiriyo? Bilemedim ama moral tavan bende.  İç sesim mutlu kahkahalar atıyo içten içten.

İşte farkındalık bu…

O ara birkaç parça daha kıyafet arkadaş gazıyla rica minnet denedim, ALIŞ KISMI dedik ya… Aldım!

***

İç sesimle mutlu mesut kasaya geldik.

Haluk hesap makinası ile dövmeli parmaklarıyla alacağımdan emin hesapladı çantaya koydu,hesapladı çantaya koydu.

Hesabı tersten görünce ufak bir baş dönmesi oldu bende.

Yermiyim ben! İki iltifata papuç, aman cüzdan bırakayım.

Dedim "Kızçemin okul senedini yatırcam, şu iki parça kalsın ve düz olsun"

(Ulan düzü mü kalmış neyin egosu)

İç sesim devrede:

"Hayat boş be canım, gördün Çapa’daki hastaları, vallahi tezgahtar çok datlu dilli. Parayla etmezler o kadar iltifatı. Al kız, epicini al"

Dedim "Haluk'u da mı alayım, paketleyeyim mi?"

İç sesim:

"Saçmalama bea! Kıyafetleri al. Çok güzeller"

"Haa, tamam rakamı görünce şey ettim, peki okul senedin n’olcek?"

İç ses:

"Ananı kafalarsın. Bir hafta sonra maaş günü" dedi.

Haluk, tekrar makinayla hesapladı, bıraktığım elbiseyi de içine koyarak:

"Madem senet yatırcaksınız, düz olsun. Bu elbiseyi de sizden sonra başkasında görmek istemem"diyerek onu da kakaladı.

(Makinayla hesaplayınca, düz mantık daha bir güvenli geldi sankim)

***Tükkandan ıslanarak arabaya gidiyoruz, hava bozuk, ruhaniyetim bozuk, cüzdan boş, karışık duygulardayım. Ne bilim; saçımı falan kazıtaydım, mor renge boyataydım daha mı rahatlatırdı acep? Ya da arkadaşı birazdan arabadan atsam, ayağına çelme takıp su birikintisine yuvarlasam. O da iyi gelir sanki.

“Heyyyy iç sesim !

Sesin içine mi kaçtı uleynn, nerdesin???”

Kendimi şapşik, keriz gibi hissediyorum ya .

Size de oluyor mu öyle?