SONGÜL KONAR

Balcı, açıklamasının başında, “Öncelikle geçtiğimiz Cuma günü İzmir Seferihisar açıklarında yaşadığımız 6.9 büyüklüğündeki, Türkiye’yi de yoğun bir şekilde etkileyen, çevre illerde de hissedilen can kayıplarımızın ve yaralılarımızın olduğu bu deprem bizleri derinden üzmüştür. Ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz” ifadelerine yer verdi.

Ülkenin deprem bölgesi olduğunu her fırsatta hatırlatmaya çalışan Hakan Balcı, depremin yaşandığı sırada neler yapılması gerektiğini dile getirirken, yapılar ile ilgili de açıklamalarda bulundu.

BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ 1999’DAN ÖNCEKİ YAPI STOĞUMUZU HIZLI BİR ŞEKİLDE ERİTEBİLMEK”

Balcı, ülkemizde iki büyük fay hattınıın bulunduğunu belirterek, açıklamasında şunlara yer verdi: “Biliyorsunuz ki, Kuzeyanadolu Fay Hattı ve Güneyanadolu Fay Hattı olmak üzere iki büyük fay hattımız var. Ege’de de yaşamış olduğumuz depremler ile birlikte büyük korku yaşadık.

Zaman zaman yapmış olduğumuz açıklamalara bakarsak deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini unutmamamız gerekir. Bazı depremler bunu ciddi bir şekilde hatırlatıyor. Öncelikle gelişmiş ülkeler gibi depremden korkmadan yaşayabilmemiz için birinci kuralımız; yaşadığımız yapılara güvenmemiz gerekiyor. Yaşadığımız yapılara güven içinde oturabilmemiz için sağlam bir şekilde yapılması gerekiyor. Depreme dayanıklı yapıların yapılması gerekiyor. Ülkemizdeki bu deprem gerçeğini 1999 yılında yaşamış olduğumuz 2 büyük depremimizden sonra milat olarak kabul edersek, 1999’dan önce yapılmış olan yoğun bir şekilde yapı stoğumuz var. Birinci önceliğimiz bu 1999’dan önceki yapı stoğumuzu hızlı bir şekilde eritebilmek. Eğer bu yapı stoğunu eritip , 1999’dan sonraki yönetmelik ve genelgelere uyulup binalarımızı yapabilirsek o zaman gelişmiş ülkeler gibi korkmadan yaşamayı öğrenebileceğiz” dedi.

“OKULLARDA DEPREM EĞİTİMİ VE DEPREM BİLİNCİNİN YERLEŞTİRİLMESİ GEREKİYOR”

Konuşmasının devamında, deprem esnasında ve sonrasında yapmamız gerekenler hakkında bilgilendirmelerde bulunan Hakan Balcı, “İkinci kural ise; eğitim. Deprem eğitimlerinin okullarda muhakkak verilmesi gerekiyor. Biz deprem bölgesiyiz, ülkesiyiz de. Bu gerçeği kabul etmemiz gerekir. Bu gerçekle de yaşayacaksak eğitimini almamız gerekiyor. Özellikle ilkokul çağından başlayarak çeşitli dönemlerde okullarda deprem eğitimi ve deprem bilincinin yerleştirilmesi gerekiyor. Bunun içinde kısa sürede adım atmamız gerekiyor. İnsanlara deprem bilincini yerleştirmemiz lazım. Üçüncü durumda da; özellikle deprem olduktan sonra bu tarz yıkıcı depremlerde, depremlerden sonraki yaşanan süreç panik havasının oluşması. Trafikte araçların yoğun bir şekilde deprem bölgesinden olan veya olmayan trafiğin yoğun bir şekilde o tarafa aktığı için maalesef depremde asıl kurtarıcı rıolünde olan o bölgeye yetişmesi gereken insanlar yetişemiyor. Bunun da bir şekilde önüne geçmek için belli planlamalar yapılması gerekir diye düşünüyoruz. Özellikle bir geçiş yolları yapılmalı. Bu planların da oluşturulması gerekiyor. Deprem olduktan sonra nasıl hareket edilecekleri konusunda da eğitim alınması gerekiyor. Bu konular üzerinde durmamız gerekiyor. İnşallah bu eksiklikler giderilir” şeklinde konuştu.