AYGÜL KONAR

Şen, suyun yaşam için olmazsa olmaz bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, suyun dünya genelinde dengeli bir dağılım göstermediğini, kimi bölgelerde kişi başına onbinlerce metreküp kullanılabilir su düşerken, kimi bölgelerde ise temiz suya ulaşımının neredeyse imkansız hale gelindiğini kaydetti.

“TÜRKİYE’DE KİŞİ BAŞINA DÜŞEN YILLIK KULLANILABİLİR SU MİKTARI 1347 METREKÜP”

Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının 1000 metreküp olduğunu belirten Hasan Şen, "Daha az olan ülkeler su fakiri, 1000-2000 metreküp arası olanların su azlığı çeken ülke sınıfında kabul ediliyor. Türkiye’de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1347 metreküptür. Bugün su azlığı çeken ülkemiz, nüfusun artmasıyla su fakiri olma riskiyle karşı karşıyadır. Bu bilinçle hareket etmeli suyumuzu ziyan etmemeliyiz. Dünyada nüfusun artışına paralel olarak gıda ihtiyacı da artıyor. İlerleyen yıllarda gıda güvencesinin sağlanması ve sanayinin hammadde ihtiyacının karşılanabilmesi için tarımsal üretimin artması gerekiyor. Dünyada tarım alanlarının hemen hemen tamamı kullanılıyor. Üretimi artırmanın tek yolu, verimliliği artırmaktır. Verim artışını sağlamak için kullanacağımız en önemli unsur da sudan başka bir şey değil" dedi.

VAHŞİ SULAMAYA SON VERMEMİZ ŞART

Tarımda sürdürülebilirlik bakımından sulamanın, ürünün kalite ve veriminin artırılmasında son derece önemli bir rol oynadığını kaydeden Şen, TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği) Başkanı Şemsi Bayraktar'ın konuyla ilgili yaptığı açıklamayı şöyle paylaştı; “Başkanımız Sayın Şemsi Bayraktar; 'Son yıllarda yer altı sularının aşırı tüketilmesi nedeniyle ülkemizin birçok bölgesinde su sorunu görülmeye başlamıştır. Ülkemizde sulamaya açılan alanların büyük bir kısmında da hala geleneksel yüzey sulama yöntemleri uygulanmaktadır. Salma, tava ve karık sulama yöntemleri ile sulanan alanlarda su kaynakları etkin kullanılamıyor. Yüzde 60’a varan su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerini kurmak, su kayıplarını azaltmak, aşırı ve yanlış sulamanın topraklarımıza ve çevreye verdiği zararlı etkileri en aza indirmek zorundayız. Vahşi sulamaya son vermemiz şart. Basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması için teşvik ve hibeler artırılarak üreticilerimiz için daha cazip hale getirilmelidir. Teknik ve ekonomik olarak sulanabilir 8,5 milyon hektarlık arazinin hala 1,85 milyon hektarını sulama altyapısı tamamlanamadığı için sulayamıyoruz. 1,85 milyon hektar tarım arazisinin suya kavuşturulması, gıda talebinin karşılanması tarımda çalışan nüfusun işsizlik sorunlarının çözülmesi ve üreticilerimizin hayat standartlarının yükseltilmesi açısından oldukça önemlidir. Bu açıdan, büyük sulama projeleri içeren GAP, KOP ve DAP gibi projeler bir an önce tamamlanmalıdır. Arazi toplulaştırma çalışmaları hızlandırılmalı, yer altı suyu rezervleri korunmalıdır.' ifadelerine yer vererek, suyun önemine dikkat çekmiştir.”