Keşan Belediye Başkanı iktidardaki ilk 100 gününü değerlendirmiş. Yeni seçilmiş Belediye Başkanları için ilk 100 gün “Adam olacak çocuk kakasından belli olur” öz deyişine uygun bir süreçtir. Çok önemli bir zaman dilimidir. Başaracak mı, çuvallayacak mı bu süreçte çok önemli bulgular elde edilebilir. O nedenle ben çevre Belediye Başkanlarımızı takip etmeye ve ilk yüz günlük değerlendirmelerimi yapmaya hazırlanıyordum ki Helvacıoğlu yaptığı basın toplantısı ile kendisine ait bu süreci değerlendirdi. Özetle yaptıklarını değil yapacaklarını anlattı..

***

Başkan Helvacıoğlu benim Keşan TSO’dan tanıdığım bir dostum.. Yani mahalle ya da asker arkadaşı falan değiliz. Geçmişte kendisinin CHP de aday gösterilmesinin bile doğru ve yararlı olacağını düşünenlerdenim. Herkes kabul etmeli ki Keşan TSO Başkanı olarak çok da başarılı olmuştu. Keşan ekonomisinin artılarını eksilerini, sorunlarını, sorunların çözüm yollarını bildiğini ve belediye Başkanlığı için donanımlı ve hazır olduğunu düşünmüştüm. Dolayısıyla iktidarın adayı olarak Belediye Başkanı seçilmesinin ardından ilk 100 günlük süreci çok iyi kullanacağını tahmin ediyordum. Ama galiba dağ fare doğurmuş..

***

Daha çok sanal medyadan takip edebildiğim Helvacıoğlu’nun şu ana kadar Keşan’ın kaderini değiştirecek, çarpıcı, yürekli, doğru hiçbir icraatı henüz ufukta görünmüyor. Onu sanal ortamda daha çok nikah kıyarken, açılışlarda kurdela keserken ve bol bol el sıkarken, bir de “Neden hiç bir şey yapamadığını, niçin beceremediğini” anlattığı basın toplantılarındaki görüntülerinden izliyorum. Kendi ifadesiyle bu güne kadar söz verdiği projelerinin –ancak- % 20 sinin alt yapısını hazırlayabildiğini anlatan Helvacıoğlu’nun demek ki hazır hiçbir projesi de yokmuş. Bence yıllarca Keşan’da KTSO Başkanlığı yapan birisinin bunu söylemesi çok acı ve şaşırtıcı..Oysa ki Keşan Belediye Başkanlığı Helvacıoğlu’nun yıllardır gönlünde yatan aslandı. Bunu bilmeyen var mıydı? SAROS’da planlanan FSRU Projesine olan ilgisizliğini ve sessizliğini ise ben affetmiyorum.

***

Helvacıoğlu’nun şehrin kaderine dokunduğu ilk ve tek iş trafik düzenlemesi oldu. Yani eleştirebileceğimiz başka hizmet henüz ortada yok.Başkan trafik düzenlemesini yaptı, sonra bozdu, yine yaptı, birileri sesini yükseltince vazgeçti  başka türlü yaptı.. Demek ki bu konuda bile hiç hazır değilmiş. Başarılı olamaz çünkü Keşan’ın trafiği herkesin keyfine göre güzergah değiştirerek düzeltilecek boyutlarda değil. Kaldı ki yapılan düzenlemelerle bir aracın çarşı trafiğinde kalma süresi iki misline çıktı. 2 dakika da gideceğin yere 4 dakikada gidiyorsun. Keşan’ın trafiği alternatif yeni yollar açılmadan, trafiğe kapalı geniş alanlar yaratılmadan, köy garajı şehir dışına taşınmadan, şehir içinde katlı otopark(lar) yapılmadan çözümlenemez. Bunu bunca yıldır yurtdışı deneyimi ve görgüsü olan Helvacıoğlu’nun bilmesi ve Keşan’da uygulaması gerekir. Şehirlerin trafiği artık motorlu araçlar için değil, insanların rahatça, korkusuzca, egzoz gazı solumadan yararlanabileceği koşullar yaratılarak düzenleniyor.. Dünyanın en kalabalık kentlerinde bile çarşılar artık sadece yayaların oldu. Hiç kimseyi Motor sesi, egzoz gazı solumaya zorlayamazsınız. Çünkü çağdaşlık bu... İstanbul’da İstiklal Caddesinin motorlu araç trafiğine açık olduğu eski halini bilen bilir. “İyiydi, güzeldi” diyen bulunur mu?

***

Konuyu bağlayalım. Dişe dokunur bir hizmet yoksa bile Helvacıoğlu’nun 100’üncü gün ile ilgili bilgilendirmesi güzel bir davranış. Maalesef İlk 100 gün sonunda bir değerlendirme gerekirse Başkan sınıfta kalmış. Umarız sonraki 100 günlerde bu açık kapatılır.

Şimdi sıra diğer Belediye Başkanlarında.. Onlar da bu ilk yüz günde neler yaptıklarını basına açıklasınlar ki bize de mevzu çıksın.