Hergül, bayram günlerinin sevinç günleri olduğunu ve özellikle bu günlerde çocukların sevindirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Bayramlar, insanların birbirleriyle bayramlaştığı önemli günlerdir. Bu bayram günlerini iyi değerlendirmemiz gerekir. Bu günlerin büyükleri arayıp sormaya ziyaret etmeye vesile olması gerekir. Mutlaka büyüklerimizi ziyaret edelim, ellerini öpüp hayır dualarını alalım. Akrabalarımızı ziyaret edelim, kaynaşalım. Gitme imkânımız yoksa mutlaka telefon ile hal hatır sorulmalıdır. Bayramlarda hediye veya harçlıkla çocukları sevindirmeliyiz. Çocuklara, bayramı bayram gibi yaşatmamız lazım. Bayramları tatil olarak görmeyelim. Bayramlar, çocukların sevindirildiği akrabaların ziyaret edildiği günlerdir. Akrabalardan uzaklaşmamak, onlara yakınlaşmak lazım. Bayramımızı yapıp ondan sonra tatile çıkabiliriz.” dedi.
KURBANLARIMIZI SAĞLIKLI YERLERDE KESTİRMELİYİZ
Bayramlarda özellikle şehit ailelerinin ziyaret edilmesi gerektiğini ifade eden Hergül, “Şehit ailelerinin ziyaret edilmesi iyi olur. Biz de bayram günü Şehidimiz Ahmet Can’ın ailesini evinde ziyaret edeceğiz. Hastane ziyaretleri yapılabilir. Kurban günü özellikle dikkat etmemiz gereken bazı hususlar var. Kurbanlarımızı sağlıklı yerlerde kestirmeliyiz. Kurban edilecek hayvanın yanında bıçak bilemeyelim. Kurban edilecek hayvana iyi davranalım. Allah’ın istemiş olduğu ibadet şuuruyla onları kurban edelim. Kurban kesmenin amacı evlerine et giremeyen insanların et yemesidir. Aslında yılın tüm günlerinde yardımlaşmalıyız. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Diyanet İşleri Başkanlığı yurt içi 690, yurt dışı 500 TL olmak üzere kurban bağışlarını kabul ediyor. Türkiye Diyanet Vakfı olarak bu yıl da kurban derisi toplayacağız. Türkiye Diyanet Vakfı, Türkiye’nin en güvenilir kurumlarından birisidir. İhtiyacı olan birçok insana yardım elini uzatıyor.” diye konuştu.
BİRİNDEN BORÇ ALIP KURBAN KESİLMEMELİDİR
Hergül, müslüman olup nisab miktarında (asgarî zenginlik ölçüsü) malı olan kişilerin kurban kesmeleri gerektiğini kaydederek, “Kişinin, asli ihtiyaçlar ve borçları çıkarıldığı zaman parası zekât verecek düzeyde ise kurban kesmelidir. Örneğin, kişinin asli ihtiyaçları ve borçları mal varlığından çıkarıldığı zaman geriye kalan para nisab miktarı ölçüsünde oluyorsa kurban kesmekle yükümlüdür. Nisab miktarı 80.18 gram altın ya da bunun değerinde paradır. Kişilerin borcu çok yüksekse ve mal varlığı ödeyemiyorsa kurban kesmez. Bazıları durumu olmamasına rağmen ‘insanlar ne der’ düşüncesiyle kurban kesmeye çalışıyor. Bu yanlış bir davranıştır. Kişinin parası yok ise birinden borç alıp kurban kesmemelidir.” dedi.
HER GÜN ET YİYEBİLİYORSA TÜM ETİ DE DAĞITABİLİR
Dinimizin, kesilen kurbanı 3 şekilde paylaştırmamızı tavsiye ettiğini söyleyen Hergül, “Alınan kurbanın etinin 3’te 1’i fakirlere, 3’te 1’i komşu ve akrabalara dağıtılır, 3’te 1’i de kendimize bırakılır. Bundan dolayı da fakir olmasa bile akrabalara kurban eti verilebilir. Eğer kurban kesen kişinin maddi durumu çok iyiyse her gün et yiyebiliyorsa tüm eti de dağıtabilir. Eğer maddi durumu çok iyi değilse kurbanın yarısını kendisine ayırıp yarısını da dağıtabilir. Bu da dinimizce caizdir.” dedi.
RABBİM TÜRKİYE HALKININ YARDIMCISI OLSUN
Hergül, son olarak şunları söyledi: “Bu vesileyle tüm halkımızın ve Müslüman âleminin Kurban Bayramı’nı kutluyorum. Rabbim bayramımızı hayırlara vesile etsin. Rabbim keseceğimiz tüm kurbanları kabul etsin. İnşallah bundan sonra şehit haberi duymayız. Rabbim Türkiye aleyhinde oyun oynamak isteyenlere fırsat vermesin. Rabbim Türkiye halkının yardımcısı olsun.”
