SONGÜL KONAR

“KORONAVİRÜS TEDBİRLERİNDE İLK ÖNCE BİZ ETKİLENDİK”

Koronavirüsten ilk önce ve en çok etkilenen sektörün lokanta, restoran, pastaneler olduğunu belirten Hüseyin Çakmak, açıklamasında şu cümlelere yer verdi: “Tüm dünyada olduğu gibi 16 Marttan itibaren koronavirüs belasını Keşan’da da hissediyoruz. Koronavirüsten en fazla etkilenen bir sektörde lokantacı kahveci ve otelci esnafımız oldu. Ne olursa olsun hükümetimizin uyguladığı yasaları en uygun şekilde uygulamak zorundayız. 16 Mart’tan itibaren alınan koronavirüs tedbirlerinde ilk önce biz etkilendik. O günden sonra yapılan her toplantının ardından esnafımızı alınan kararlar hakkında bilgilendirdik. Valilik tarafından gönderilen izolasyon malzemelerini her zaman esnafımıza ulaştırdık. Esnafımızı her zaman bilgilendirdik. Esnafımız bugüne kadar büyük gayret gösterdiler. Koronavirüs dünyada olduğu gibi, adı var, tehlikesi var ama nereden, nasıl ve ne zaman geleceğini bilemiyoruz. Ne olursa olsun her esnafımız ticaret erbabıdır. Buna rağmen kısıtlamalar ile de olsa çalışmaya, devletimize vergimizi ödemeye, evimizi geçindirmeye çalışıyoruz.” 

“ESNAF OLARAK GERÇEK ANLAMDA İSTEDİĞİMİZ RANDIMANA HİÇ ULAŞAMADIK”

Koronavirüsü yaz aylarında çok fazla yaşamadıklarını fakat Saros Körfezi’nde bir endişe yasadıklarını belirten Çakmak, sözlerine şöyle devam etti: “Esnafımız koronavirüs nedeniyle ciddi anlamda sıkıntıya uğradı. Hepimiz aile geçindiriyor, çoluk çocuk okutuyoruz, kiralarımız, stopajlarımız, Bağkurumuz var. Bunları atlatmak için ha bugün ha yarın diye hep bekledik. Esnaf olarak gerçek anlamda istediğimiz randımana hiç ulaşamadık, yasalar buna müsaade etmedi. Bu tabi ki sadece Keşan’da değil, tüm dünyada böyle oldu. Zaman zaman esnafımızda açılmalar, kapanmalar oldu. Kısıtlı da olsa esnafımız işyerini açtı. Yazın turizm sezonundan faydalanmak üzere lokantalarımız gece 22.00’ye kadar açık kaldı. Yazı öyle veya böyle bir şekilde atlattık. Yazın en büyük korkumuz bayram tehlikesiydi. Saros Körfez’imiz Türkiye’de artık deklare oldu. İyi bir tatil bölgesi, sevilen bir yer oldu. Bununla birlikte koronavirüsün artmasından da endişemiz vardı. Güzel tarafı o korkuyu yaşamadık. Keşan’da o tehlikeyi yaz aylarında çok yaşamadık.” 

“UZUNKÖPRÜ VE KEŞAN’DA VAKALAR ARTTI”

Uzunköprü ve Keşan’da vakaların arttığını, tedbir ve denetimlerin sıklaştırılması gerektiğini belirten Çakmak, “Zaman geçtikçe, Eylül ayı bitince koronavirüs vakalarında ciddi artışlar başladı. Son 15 gündür Uzunköprü ve Keşan’da vakalar arttı. Valimiz bu konuda çok ciddi tedbirler uyguluyor. Tedbirlerin çok sıkılaştırılması isteniyor. Valimiz denetimleri arttırmamızı, esnaf ve vatandaşımızı sık sık uyarmamızı istedi. Oda yönetimi ve denetimiz olmak üzere Kaymakamımız, Belediye Başkanımız, Emniyet Amirlerimizin almış olduğu kararları, esnafımızın uygulaması için denetimlerimizi yapıyor, mesaj yoluyla da esnafımızı bilgilendiriyoruz” ifadelerini kullandı. 

“KARAR ÇIKTIĞI GİBİ UYGULANMAK ZORUNDA”

Yasalara uyulması gerektiğini hatırlatan Çakmak, “Son zamanlarda Türkiye’de kahvehanelerde kart oyunlarının oynanmamasında sıkıntılar yaşanıyordu. Açılıp açılmayacağı düşünülürken, Cumhurbaşkanımız 81 ilde uygulanmak üzere tüm işletmelerin, konaklamalar, benzin istasyonları hariç gece saat 22.00’de katılması kararı alındı. Bu karar çıktığı gibi uygulanmak zorunda. Esnafımıza mesaj atarak kendilerini kurallara uymaları konusunda uyardık. Bilgilendirmelerimiz devam ediyor. Yapılacak bir şey varsa yasalara uymak zorundayız. Esnafımızı yasalara uymaya davet ediyoruz” dedi. 

“DENETİM KURULU MAHALLELERE DE ÇIKMALI”

Denetimlerin sadece çarşıda bulunan mekanlarda değil de mahalle aralarında da yapılması gerektiğini önemle belirten Hüseyin Çakmak, sözlerine şunları ekledi: “Son zamanlarda hep çarşıda bulunan mekanlar denetleniyor. Bu denetimler her yerde, mahalle aralarında da yapılmalı. Sokakta gezen vatandaşımıza da denetim yapılmalı. Nasıl kimliksiz gezemiyorsak, maskesiz de gezmemeliyiz. Vatandaşımız maskesini takmak zorunda, alınan tüm kurallara uymak zorunda. Denetim kurulu mahallelere de çıkmalı. Sokakta, mahallelerde bulunan vatandaşlarımıza kimlik sorar gibi maske kontrolü de yapılmalı. Bu tehlikenin içinde hepimiz varız. Sizde değil, bende de olabilir, başka bir vatandaşımız taşıyıcı da olabilir. Tedbirlere uymak zorundayız. Başka ülkelerde birçok mekan kapatılmış. Bugün dünyanın büyük devletleri; İngiltere, Fransa, Almanya, Amerika bu tehlikelerin önüne geçememiş ise biz halimize şükredelim. Şükür derken de bu yine kötü bir durum. Temennimiz inşallah hiç olmaması.”

“SIKINTI YAŞAYAN ESNAFIMIZDAN BU PARA GERİ ALMAMASINI İSTİYORUZ”

Yaşana süreçte esnafa verilen kredilerin geri alınmamsı gerektiğini, sigortaların yarısının devlet tarafından ödenmesi gerektiğini belirten Hüseyin Çakmak, “Esnaf olarak devletimizden isteklerimiz de var. İşletmelerimizi gece 22.00’de kapatıyoruz. Hükümetimiz 16 Marttan sonra işletmelere destek kredileri verdi. Devletimiz, sıkıntı yaşayan esnafımızdan bu parayı geri almamasını istiyoruz, bu paranın esnafımıza bağışlanmasını istiyoruz. Esnafımızın gece 22.00’ye kadar çalışması demek, yarım gün çalışması demek. Çalışan esnafımızın sigortansın yarısını da kiraların yarısını da devletimiz ödesin.” diye konuştu. 

“LOKANTA RUHSATI ALMAYA KALKTIKLARINDA, RUHSATLARI TAMAMEN İPTAL EDİLİYOR”

Milletvekilleri, Kaymakam, Belediye Başkanı ve oda yönetimi ile yapılan toplantılarda bar, birahane ruhsatı ile içkili yer çalıştırılamayacağının kararı aldıklarını belirten Oda Başkanı Hüseyin Çakmak, sözlerini şöyle sonlandırdı:“Bilindiği üzere Keşan’da birahane ruhsatı ile çalışan işletmelerimiz vardı. Koronavirüs görülmeye başlandıktan sonra Türkiye’de birahane, bar kelimesi kalktı. Buradaki milletvekillerimiz, kaymakamımız, belediye başkanımız, oda üyelerimiz ve esnafımız, ile yaptığımız toplantılarda bar, birahane ruhsatı ile içkili yer çalıştırılamayacağının kararı alındı. Kanun bu, kanunun karşısında boynumuz kıldan ince. İçkili ızgara salonu ruhsatı ile yerleri müsait olan arkadaşlarımız, prosedürlerini yerine getirip, ızgara salonu altında Keşan’da işletmelerini bu şekilde açtı. Burada mağdur olan, hiç açılmayan işyerlerimiz, esnafımız da var. Daha önceki belediye başkanımızın zamanında, esnafımız hizmet verdikleri sokakları umuma açık işletme ruhsatı, içki ruhsatı aldıklarından muaf tutuldu, bir daha içki ruhsatı verilemez. Lokanta ruhsatı almaya kalktıklarında, ruhsatları tamamen iptal ediliyor. Bu arkadaşlarımız müracaat etmediler. Şu anda beklemedeler, hizmet veremiyorlar. Üzülüyoruz ama yapılacak bir şey yok. Bu konuda Türkiye’de bir ilkiz diyebiliriz.”