BÜLENT SAYLAM

Moderatörlüğünü Cavit Deniz’in yaptığı ve saat 13.45’te başlayan “Bunu Konuşalım”ın dünkü konukları Tüm Sivil Emekliler Yardımlaşma Derneği Başkanı Yalçın Akay ve Keşan Zihinsel Engelliler Derneği Başkanı Emine Sönmez oldu. Soru ve görüşlerin de alındığı programda moderatör Cavit Deniz, ilk önce sözü Zihinsel Engelliler Derneği Başkanı Emine Sönmez’e verdi.

Emine Sönmez, zihinsel engelli bir çocuk sahibi olduğunu söyledikten Keşan Zihinsel Engelliler Derneği Başkanı ve Keşan Kent Konseyinde de Genel Sekreterlik görevlerini yürüttüğünü kaydetti.

Sönmez’den sonra da Tüm Sivil Emekliler Yardımlaşma Derneği Başkanı Yalçın Akay, kendini tanıttı.

ENGELSİZ YAŞAM MERKEZİ’ DİLE GETİRELİ BİR 15 SENE OLDU

Deniz’in, “Huzurevi ve Engelli Rehabilitasyon Merkezi” konusu hakkında bilgi vermesi yönündeki sorusuna Sönmez şunları söyledi: “Engelli Yaşam Merkezi dediniz biz ona Engelsiz Yaşam Merkezi’ diyoruz. O yaşam merkezinde bütün engeller yok ediliyor. Bu merkezi dile getireli bir 15 sene oldu. Bunun yanı sıra huzurevinin de bir ihtiyaç olduğunu zaman zaman gündeme getirdik. Keşan mutlaka bir huzur evine ve Engelsiz Yaşam Merkezine sahip olmalı diye düşünüyorum. Kalabalık bir yer engellimiz çok, yaşlılar için bir huzurevi şart. Çünkü gençler çalışıyor artık kadınlar da ekonomik yönden kendi aileleri için savaş veriyorlar. Bu durumda yaşlılarını bir huzurevine bırakmak rahatlık sağlayacaktır. Ben huzurevine yaşlının atılması gibi düşünmüyorum. Huzurevleri bütün yaşlıların bir arada olabilecekleri sosyal etkinliklerde bulunabilecekleri bir yer olmalı. Engelsiz yaşam merkezi için ise şunu söylemek zorundayım. Zihinsel engelliler en mağdur kesim biliyorsunuz. Yaşadıkları süre boyunca bakıma muhtaçlar. Ve birilerinin eşlik etmesi gerekiyor. Ailelerini kaybettikten sonra bu zihinsel engellilerin ortada kalmamaları, sahip çıkılması için böyle bir Engelsiz Yaşam Merkezine ihtiyaç var.”

BU İŞİ İSTEKLİ İNSANLAR SAHİPLENMELİ

Daha sonra Deniz, Akay’ın huzurevi taleplerini yerel gazetelerde okuduklarını hatırlattıktan sonra sözü Akay’a verdi. Akay da “benden önceki arkadaşlarım dernek üyesi ve yönetimi oldukları dönemde huzurevi ile ilgili araştırmalar yaptıklarını söylemişlerdi. Ancak biz araştırmaların sadece birkaç yere telefon etmek ve o telefonlardan aldıkları sonucun da ne olduklarını bildirmemişler. Onlar en azından bu işi akıllarda tutabilmişler. Görüştüğüm insanlar sizden önceki arkadaşlar da bu huzurevi konusundan bahsetmişlerdi ama ileri gidilmedi diye bize söylemleri oldu. Bunun üzerine gelen yönetimimizle beraber kendi çapımızda bin 300 kişilik araştırma buna dayanmaktadır. Ankette huzurevinin gerekliliği konusunda 951 kişi evet demişti. Aktivite yok nasıl yok. Keşan’da bir şey yapmaya kalktığınızda başlangıçta insanlar büyük bir hevesle sizi destekliyorlar ancak bir süre sonra taşın altında kimsenin elini göremiyorsunuz. Böyle bir yapısı var bizim insanımızın. Kimseyi suçlamak için söylemiyorum. Heves olmalı diye düşünüyorum. Bu işi istekli insanlar sahiplenmeli. Bizim ülkemizde bunlar mutlak suretle devlet eliyle yapılmalı. İşletebilecekleri kişilere de verilmeli. Ben size şunu söyleyeyim. Camiye yardım, alır makbuzu eline bazısı makbuzsuz da toplar. Ben böyle bir şey istemiyorum açıkçası benim görüşüm bu değil. Ben yapılabilir, yapıldıktan sonra da içinde kalanları mutlu kılacak bir yapı istiyorum. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa o yapılmalı.”  

BEN ARTIK ENGELLİ AİLELER NE SÖYLEYECEĞİMİ BİLEMİYORUM

Sönmez’in yerel gazeteye verdiği bir demeci hatırlatan deniz konuyla ilgili olarak sözü Sönmez’e verdi. Sönmez demeci hakkında şöyle konuştu: “Allah beni sabırla terbiye etti. Çok sabırsız bir insandım şimdi çok sabırlı bir insan oldum. Az önce de söyledim ben bunu 15 senedir dile getiriyorum. Çeşitli defalar arsa için müracaatlarımız oldu. Geri döndü başka hisseli bir arsa verildi. Hep yardım edilecek, olacak deniliyor bunun için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan o zaman başbakandı Keşan’a geldiğinde Engelsiz Yaşam Merkezi ve Huzurevi için dosya hazırlayıp vermiştim. Bunların mutlaka Keşan’a kazandırılmalı diye. Ama tamam inceleyelim dendi sonuçta hiçbir şey olmadı. Gelişmiş toplumlar yaşlılarına engellilerine sahip çıkarlar. Biz gelişmiş olarak görünüyoruz. Türkiye’nin batısı en medeni yeri. Ama niye biz yaşlımıza engellimize sahip çıkamıyoruz. Bunlar hala somut hale gelmedi hep soyut. Herkes istiyor, olması gerek diyor. Ben artık engelli aileler ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Bana soruyorlar Emine Hanım ne oldu ne gelişme var. Ben dernek arkadaşlarıma şunu söylüyorum: arkadaşlar hayata geçerse bu proje derneğimizin tüzüğünü değiştirip tamamen engelsiz yaşam merkezi ve huzurevindeki yaşlılar için sivil denetim merkezi olacağız. Biz onları kontrol edeceğiz, sosyal etkinlikler hayata geçireceğiz. Bunun siyasi hiçbir yanı yok kazanan Keşan olacak. Yaşlısına sahip çıkacak engellisine sahip çıkacak. Ben engelli ailesine şunu dememeliyim: ‘iyi ki evladın senden önce öldü. Geride bırakmadın evladını.’ Biz bu dünyadan gittikten sonra o çocuğun ne olacağını bilmiyoruz ki. Başkalarının dalga geçmesini, itip kakmasını Allah korusun tecavüz edilmesine maruz kalsın benim çocuğum ya da çocuklarımız.  Engelli de olsa sağlıklı da olsa asla birbirinden ayıramazsınız. Evlat candır. Bir anneye evladının acısını çek diyorum böyle bir şey söyleyebilir misiniz Cavit hocam.”

18. MADDESİ UYGULAMASINDAN SONRA TAMAMEN TAHSİSİ YAPILACAK

Deniz’in engelsiz yaşam merkezi ve huzurevi için bir Ankara çıkarması oldu mu sorusuna ise Sönmez şu yanıtı verdi: “Hayır, olmadı. İmar planları askından indi. 18. Madde uygulaması yapılacak. Tahsis edilen bir yer var. 18. Maddesi uygulamasından sonra tamamen tahsisi yapılacak. İmar işleri müdür vekili de bize mart ayında buranın ihalesinin yapılıp imar planının işler hale geleceğini söyledi. Mart ayında her şey belli olduktan sonra belediye başkanımızın da sözü var bize. Ankara’ya beraber gideceğiz diye. O zaman bütün iş adamlarımızı da tek tek görüşüp karınca kararınca cami için nasıl yardım toplanıyorsa biz de o şekilde bir yardım kampanyası kurarak biz dernek olarak kesinlikle bu olayın içinde olmayı düşünüyoruz umarım gerçekleştiririz.”

ÖNCE DEVLET İŞİYLE BAŞLATMAK LAZIM

Cavit Deniz, komşu ilçe Uzunköprü’de bir huzurevi faaliyetlerini anlattıktan sonra Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, şunları söyledi: “Biz huzurevi ile ilgili yetkili imar planlarında gayet güzel yerler çıkardık. Bundan sonra iş bu işi yapacak olan kurumun teşebbüsüne bağlı. Yapmaya niyetli olan kurum gelecek yeri görecek mülkiyet durumunu halledeceğiz. Hazinede sıkıntı yok gibi görünüyor. Keşan’a için huzurevi epey bir ihtiyaç. Daha öncelerinde de yapılabilirdi. Bir açıdan da ihtiyaç var. Bizim zihinsel engelli vatandaşlarımız var. Yaşam destek ünitesi dediğimiz huzurevi ile beraber yan yana olması gereken bir şey. Düşünün ebeveynler sürekli hayatta kalacak değil. İkisini birden değerlendirmek lazım hayata geçirirken. Yerle ilgili durum da yasallaştı. Üniversitenin yanında tepede havadar görüntüsü güzel olan bir yer. Belediyelerin çok gücü olur yapar ama bizim gücümüzü aşar o yüzden devlet eliyle yapılması lazım. Niyetine giren kurum bunu programına alır. Buradan birileri takip eder. Niyetine girildiğinde hayırsever vatandaş da çıkar ve hayırsever vatandaşlara minnettarlarımızı sunarız. Sosyal hukuk devletinde sadece yardımsever vatandaşların değil devletin de kendi işidir. Önce devlet işiyle başlatmak lazım”

ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE BİZ BU MUTLU HABERİ KEŞAN’A VERİCEĞİZ

Daha sonra AK Parti Keşan İlçe Başkanı Hüseyin Boyalık konu ile ilgili görüşlerini bildirdi. Boyalık, “2014 yerel seçimlerindeki seçim kitapçığında biz belediyeyi kazanırsak Keşan’da bir huzurevi ve rehabilitasyon merkezi yapacağız diye söz verdik. Aynı söz CHP’nin de vardı. Biz maalesef 2014 yerel seçimlerinde başarılı olamadık. Ama huzurevi ve rehabilitasyon merkezi yapım işi için hiç durmadan devam ediyor. 2017’nin başında İl Başkanımız Sayın İlyas Akmeşe ile birlikte Aile Sosyal Politikalar Bakan Yardımcımız Mehmet Ersöz’le bir görüşmemiz olmuştu. Çok net söylüyorum burada ayrılan bir arsa vardı; fakat imar planları çıkmadığından dolayı biz bu konuda bir girişim yapamadık. Hala da biten bir şey yok. Ama biz AK Parti olarak Keşan’da iktidarın partisi olarak Keşan’da huzurevi ve rehabilitasyon merkezinin yapılması için elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz ve sarf etmeye de devam edeceğiz. Bunu belediyemiz yapacaksa biz destekçisiyiz. Taşın altına elini sokacaksa, biz kafamızı sokarız. Hiç bizim bir kıskançlığımız yoktur. Önemli olan insanlarımızın huzurlu olmasıdır. Bizim Trakya insanımız kimseye yük olmak istemez. Durumu iyi olmayan insanlarımızın da huzurevi ve rehabilitasyon merkezinden faydalanmaları iyi olur. Keşan’da pozitif ayrımcılık yapmak zorunda olduğumuz Roman vatandaşlarımız var. Onlar için de bir umut kaynağı olur bu yer. En son 40 dönüm bir yerimiz vardı. İnşallah önümüzdeki günlerde biz bu mutlu haberi Keşan’a vericeğiz.”

Programın tekrarının bu akşam saat 21.00’den itibaren radyodan dinlenebilecek, program sonrası kayıtlar ise www.kesan.fm adresinde yayınlanacak.