HABER MERKEZİ

“MODERN TARIMDA ANIZ YAKMAYA YER YOKTUR”

Yapılan yazılı açıklamada önce anızın tanımı yapılarak devamında şu bilgilere yer verildi: “Anız: Tarımsal üretim sonucunda biçilmiş olan tahılların toprakta kalan kök ve saplarına anız adı verilmektedir. Yurdumuzda hububat hasadından sonra verimin yüksek olduğu ve saman sıkıntısı olmayan yıllarda, hububat alanlarının yaklaşık %30'unun anızı yakılmaktadır. Anızların yakılarak yok edilmesinin pek çok olumsuz etkileri bulunması yanında, çevreye olan etkileri ve toprak özelliğine olan etkileri de bulunmakta. Yapılan araştırmalar sonucunda anız yakmanın toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini bozduğu, verimliliği düşürdüğü ve biyolojik dengeyi olumsuz yönde etkilediği anlaşılmıştır. Bu nedenle modern tarımda anız yakmaya yer yoktur. İlimizde Hububat hasadı biçerdöverle yapılmakta olup, hasat sırasında biçerdöverin hızlı çalışması ve iyi bir tarla tesviyesinin olmaması sebebiyle saplar yüksekten kesilerek toprak yüzeyinde fazla miktarda bitki sapı kalmakla ve artıklar iyi bir tohum yatağı hazırlanmasına imkân vermemektedir. Çiftçilerimiz iyi bir tohum yatağı hazırlamak, kolay ekim yapmak, yabancı otları temizlemek, hastalık ve zararlıları yok etmek, ikinci ürün için zamandan kazanmak ve toprak işlemesiz tarımda ekim sorununu azaltmak amacıyla anız yakmaktadır. Anız yakılmasıyla birlikte topraktaki organik madde oranını azalır. Su geçirgenliğinin arttığı, su ve rüzgâr erozyonunun hızlandığı, bunun sonucunda da çok önemli kayıplar meydana geldiği bilimsel olarak tespit edilmiştir; Anız yakılması çevredeki ağaç, çalı, toprak üstü canlılarla henüz hasadı yapılmamış diğer tarlalardaki ürünlere, meyve bahçelerine ve anız artıklarıyla beslenen yaban hayvanlarının yok olmasına neden olmaktadır. Orman bölgesine yakın alanlarda anız yakılması orman yangınlarına neden olmakta, ayrıca tüm bunların yanında anız yangınları sırasında hava kirliliği ve yükselen dumanların karayolunda görüşü azaltması sonucu istenmeyen olaylar meydana gelmektedir.”

Anız yakılmasının engellenmesi ile tarım topraklarında faydalı mikroorganizmaların ölmesinin engellenmesi, toprak erozyonu ve verim kaybı gibi olumsuzlukların ortadan kaldırılması, çevredeki ağaç, çalı ve toprak üstü canlılarla, henüz hasat edilmemiş tarladaki ürünlere zarar verilmemesi, havanın kirlenmemesi, anız artıkları ile beslenen yaban hayvanlarının ölmelerine ve doğal dengenin bozulmasına engel olunması ve arazi üzerinde bulunan enerji iletim ve haberleşme hatlarının zarar görmelerinin önlenmesi amaçlanmakta.

Çiftçilerin anızı yakma sebeplerinden bahsedilen açıklamada şunlara yer verildi: “Toprak işleme ve ekim kolaylığı sağlaması, zaman ve enerji tasarrufu, hastalık ve zararlılarla mücadeleye imkân sağlaması, doğrudan ekim veya en az toprak işleme gibi geliştirilmiş toprak, işleme yöntemlerinde karşılaşılan sorunlardan kurtulmak, küldeki mineral besin elementlerinden yararlanmak, yüksek verin-ı beklentisi, hasat sonrası hemen diğer bir ürünün ekimi ne geçilecekse mibzerin istenilen bir şekilde ekim yapmasını temin etmek anız sapları ile mibzer gözlerinin tıkanmasının önüne geçmek, anızın çok kolay, çabuk ve masrafsız yok edilmesi gerekçeleri ile çiftçilerimiz yakmaktadır.”

Anız yakma sonucu, toprağa, çevreye-ekonomiye ve ülke turizmine, ormanlara zarar verilmekte. Anız yakmanın görünen en büyük zararı, orman yangınlarına neden olmasıdır. Ormanların kıyısında olan buğday ve arpa tarlaları bu bakımdan büyük riskler taşımakta. Ülkede her yıl anız yangınları ile yakılan ve canlılar için yaşam kaynağı olan oksijen üreticisi binlerce dönüm orman yanarak kül olmakta.

Çiftçilerin anız yakmasını önlemek için geliştirilen alternatif çözüm önerilerinden biri; anız yakmaya karşı başarılı olmanın en önemli koşulu ve anız yakmaya gerekçe gösterilen nedenlerin ortadan kaldırılmasıdır.