Selim Bekar

Uzunköprü

Uzunköprülü liseli genç Doğuş Tavukçu’nun 26 Şubat 2016 tarihinde tarihi köprüden atlayarak intihar etmesi ile birlikte nehirde arama çalışmalarına katılan ekibin Ergene Nehri’nin kirli olduğu iddiasıyla arama kurtarma çalışmalarına devam etmemesi sonrası Ergenin kirliliği tekrar gündeme geldi. Bunun üzerine Uzunköprü Belediyesi’nin ev sahipliğinde Uzunköprü’deki Oda ve STK (Sivil Toplum Kuruluşu)’lar tarafından 4 Mart 2016 Cuma günü “Ergene Nehri kirliliği için ne yapılabilir?” toplantısı yapıldı.

Uzunköprü Belediyesi meclis salonunda yapılan toplantıya Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen, Belediye Meclis Üyeleri, Ergene Platformu hukuk komisyon başkanı Av. Bülent Kaçar, Kent Konseyi Başkanı Dr. Mehmet Akbal,  Ticaret Borsası Başkanı Egemen Aslan, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ercan İhtiyar, Çiftlikköy Muhtarı İsmail Şencan, Muradiye Mahallesi Muhtarı Ahmet Taşvuran, Panko Birlik Başkan yardımcısı Ramiz Özgen, Ziraat Odası temsilcisi Cemal Durmaz, Şöförler Odası Başkanı Kemal Cingöz, Kahveciler Odası Başkanı Kadir Kaşkaval, Terziler Odası Başkanı Hüseyin Guşa, Berberler Odası Başkanı Seyfi Günay, Pazarcılar Odası Başkanı Mehmet Can, Madeni Eşyacılar Odası Başkanı Emin Kilci, Minibüsçüler Odası Başkanı Levent Şahin, Uzunköprü ÇGD (Çevre Gönüllüleri Derneği) Başkanı Hacer Doğrugüven, TÜKD (Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği) İlçe sorumlusu Saniye Çakır ve Özlem Becan, CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) İlçe Başkanı Veteriner Hekim İnanç Sülüş, AK Parti İlçe Başkanlığını temsilen Işık Ali Gürez, MHP (Milliyetçi Hareket Partisi) İlçe Başkanı Ayhan Yeni ve gazeteciler katıldı.

İŞBİLEN: ERGENE’NİN KİRLİLİĞİ BİZLERİ ÖLDÜRÜYOR

“Ergene Nehri kirliliği için ne yapılabilir” gündemli toplantının açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen; son olayla birlikte Ergene’nin kirliliğinin tartışmasız olduğunu; herkesin daha temiz akan bir Ergene talep ettiğini söyledi. İşbilen sözlerine şöyle devam etti:

“Daha temiz akan bir Ergene için yerel yönetimlere, sanayi tesislerine ve elbette ki sorumlu hükümeti temsil eden bakanlık nezdinde devlete bir takım görevler düşüyor. Artık Uzunköprü olarak fikir birliğiyle bir karar vermemiz gerekiyor. Bölgede hızla artan kanser vakaları da gösteriyor ki Ergene’nin kirliliği bizleri öldürüyor. Bir takım zorlayıcı kararları alma sorumluluğu hükümette. Son olay Ergene kirliliğini ulusal basında bir kez daha ilk sayfalara taşımış durumda ve bu sefer nehrin kirliliğinin yanı sıra nehirden sulanan tarlalarda yetişen ürünlerin de zehirli olduğu konuşulmaya başlandı. Bu durum Uzunköprü markasına da, ilçeden dışarıya yollanan gıda ürünleri hakkında önyargı oluşması sebebiyle ilçe ekonomisine de tehdit oluşturuyor. Bu durumu beraberce tartışmamız ve doğru yolu bulmamız gerekiyor. Ergenenin suyuyla yetişen ürünlerde sağlığa zararlı maddelerin olup olmadığı araştırılmalı. Kendimizi kandırmamamız gerekiyor. Ürünlerimiz zehirli midir değil midir sorusunu bilimsel olarak belirlemez ve mevcut şekliyle devam edersek insanları hasta etmeye devam ederiz. Gerçekten nehrin suyuyla yetişen ürünler sağlığa zararlıysa devlet diyecek ki bu tarlalarda tarım yapamazsınız, ben sizin zararını öderim. Aman Uzunköprü’nün adı kötü anılmasın, ekonomiye de zarar gelmesin devam edelim yaklaşımı doğru değil. Gerçek neyse yüzleşmeliyiz. Zaten Uzunköprü yükselmiyor, üreticinin, tüccarın geliri devamlı aşağıya gidiyor. Şehir dışında olması sebebiyle burada olamayan Çeltik Üreticileri Birliği Başkanı Ergene’den beslenen ürünün sadece pirinç olmadığının altını çiziyor. Eğer ürünlerimizde bir sıkıntı yoksa zaten mesele yok. Cihanı aleme bunu duyururuz. Eski Edirne valisinin Ergene kanser yapıyor diyen doktor hanım hakkındaki yaptırımı malumunuz. Artık bunu bir daha görmek, duymak istemiyoruz. Şahsi kanaatim Ergene’de üretilen ürünler için her yıl analiz yapılması gerekir. Ergene kirlidir denildiğinde Uzunköprü’de yetişen ürünlerin fiyatı düşer görüşüyle hareket ederek bilgi kirliliğine neden olan birileri var. Uzunköprülüler olarak hastayı masaya yatırarak nasıl iyileşire bakmamız gerekiyor oysaki.

AKBAL: ERGENE’DE YETİŞEN TÜM ÜRÜNLERİN SAĞLIK ANALİZİNİ TEK TEK RAPORLAYALIM

İşbilen’den sonra söz alan Uzunköprü Kent Konseyi Başkanı Dr. Mehmet Akbal, bu konuyla ilgili bir kurul oluşturulması ve toplantı sonuç bildirgesinin ne ilçe halkına nede üreticiye zarar vermeyecek bir statüde yayınlanması görüşünden hareketle şunları söyledi:

“Dünyanın her tarafında kirlilik var. Sadece Uzunköprü’ye, Ergene’ye mahsus değil. Sonuç bildirgesini burada bulunan tüm kurumların ortak görüşü olarak verelim. Ergene’de yetişen tüm ürünlerin sağlık analizini tek tek raporlayalım. Söz konusu ağır metaller nedir ve diğer bölgelerle kıyaslandığında nasıl bir bilimsel sonuç çıkartılır hakkında ilçe halkını bilgilendirelim.

İHTİYAR: DEPOLARDAKİ ERGENE HAVZASINDA YETİŞMİŞ ÜRÜNLERDEN ÖRNEK ALIP ANALİZİNİ YAPTIRTALIM

Akbal’dan sonra konuşan Uzunköprü Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ercan İhtiyar,  konunun çok hassas olduğunu kaydettikten sonra şunları ifade etti: “İlçede işlerin iyi gitmediğinden ve ilçe ekonomisinin tarım odaklı olduğundan bahsediyoruz. Sempozyumlar, paneller vs iş uzar. Benim şahsi önerim depolardaki Ergene havzasında yetişmiş ürünlerden örnek alıp analizini yaptırtalım. Ben tarımdan anlamam ama bildiğim bir ürün vardır ağır metali kökünde bırakırken, diğeri gövdesine taşır. Hangisinin oranı nedir raporlarla tespit edilir. Burada önemli olan, beni çok rahatsız eden bir şey var. İlçemiz harikulade tarihi köprüsüyle gündeme gelmesi gerekirken; intihar vakası, nehrin kirliliği ve insan kaçakçılığıyla gündeme geliyor. Dr. Akbal başkanıma katlıyorum. Türkiye’de kirli suyla sulanan tek topraklar burada değil. Ama şu demek değil ki ürünler zehirliyse yiyelim ve yedirtelim. Gereken tedbirleri mutlaka almalıyız. Zaten bir platform kurmuştuk. Biz bu platformda Uzunköprü’yü özellikle sosyal medya üzerinden nasıl daha iyi tanıtabiliriz diye düşünürken nereye döndük. Ergene kirlidir, arama faaliyetleri bile bu yüzden yapılamıyor gibi ısrarlı söylemlerin birazda şov amaçlı olduğunu düşünüyorum. Hızlı hareket edelim. Eğer analiz raporlarının sonucu çok kötüyse toplantıları buna göre şekillendirelim. Lakin değilse herkese deklere ederiz. Tarım ve tarım ürünleriyle bilinen bir bölgeyiz. Bu meseleyi kendi kendimize aleyhte bir propaganda malzemesi haline getirmemeliyiz. İşbilen Başkanın dediği gibi ilçe ekonomisi zor durumda ama Egemen Başkanla Brüksel’deki ticaret odaları toplantısında gördük ki sadece Türkiye’de değil tüm dünyada ekonomi kötü durumda. Bu yüzden Uzunköprü’deki durumu daha da zorlaştırmayalım.”

ÖZGEN: İLÇEDEN BİR EKİP BAKANLARI ZİYARET ETSİN BURAYA GETİRSİN

Ergene hakkında daha önceden Trakya ve Yıldız Üniversitelerinin hazırladığı bir rapor olduğunu hatırlatarak söz alan PANKO Birlik başkan yardımcısı Ramiz Özgen de şunları söyledi:

“O raporda havzada yeraltından çıkan suyun bile zararlı olduğu söylenmişti. Maalesef tedbir alınmadı ve sorun bu boyuta kadar geldi. Doğuş kardeşime Allah rahmet eylesin ama sanki ölümü Ergene’ye faydası olacak gibi. İnşallah yukarıdakiler buna kulak verirler ve Ergene’yi yerinde görürler ve artık bir şeyler yaparlar. İlçeden bir ekip bakanları ziyaret etsin buraya getirsin. Ulusal basından takip ediyorlar ama yeterli değil. 2002 yılında da bir komisyon kurulmuş ve hatta üst düzey yetkililerle Ergene Hotel’de toplantı yapılmıştı. Hala daha hiçbir şey olmuyorsa eylemse eylem, ne yapmamız gerekiyorsa yapmamız lazım. Bu iş Meriç’teki taşkınlar gibi. Bulgar kapakları açıyor, her yeri su basıyor, yetkililer geliyor, konuşuyor ama hiçbir şey değişmiyor. Şimdi ilçede 5-6 kişilik bir ekip oluşsun bakanlara gidilsin. Olmuyorsa son çare olarak Uzunköprü kendi başının çaresine baksın.”

DEBRELİ: İLÇE TARIMININ SALT ERGENE’DEN İBARET OLMADIĞINI BELİRTELİM

Uzunköprü Belediye Meclisi’nin AK Partili üyesi Özcan Debreli de Uzunköprü tarımının tamamının Ergene havzasından teşekkül olmadığını hatırlattıktan sonra şöyle konuştu: “Burada susuz tarım da yapılıyor, Ergene’den hariç Meriç ve barajlardan sulama da yapılıyor. Söz konusu çalışmaları yaparken ilçe tarımının salt Ergene’den ibaret olmadığını belirtelim.”

CİNGÖZ: PİRİNCİMİZİN % 70’İ GÖNEN’DE İŞLENİP GÖNEN PİRİNCİ OLARAK TÜRKİYE’YE PAZARLANIYOR

Debreli’den sonra söz alan ve Ergene’de yetişen ürünlerin zehirli olduğu söyleminin üretici kadar işletmeciyi de olumsuz etkileyeceğini ifade eden Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Kemal Cingöz, “Ürünlerde Ergene’nin kirliliğinden dolayı nasıl etkileniyor bunlar araştırılmalı. Ergene pirincinde insan sağlığını tehdit eden unsurlar var ise bundan en büyük zararı üreticiden daha fazla buradaki işletmeciler çeker. Çünkü pirinci alıp gönenliler işliyor, bugün bizim pirincimizin % 70’i Gönen’de işlenip Gönen Pirinci olarak Türkiye’ye pazarlanıyor. Eğer ki pirinçte bir arıza varsaydı metal ağırlıklardan dolayı burada en fazla zararı çekecek olan işletmecilerdir.” dedi.

KAÇAR: BU TOPRAKLARI SAVUNMAK ZORUNDAYIZ

Ergene kirliliği konusunu Trakya bazında ele alan Ergene Platformu Hukuk İşleri başkanı Av.Bülent Kaçar; devletin istese acil tedbirlerle kirlenmeyi kısa sürede engelleyebileceğinin altını çizerek şöyle konuştu: “Bu çerçevede yetkilide var mevzuatta var. Ama harekete geçme yok. Bence Uzunköprü ve Trakya kamuoyu bunu sağlamak zorundadır. Bu toprakları savunmak zorundayız. Burada yaşıyoruz, buradan ekmek yiyoruz. Trakya Üniversitesinin, Namık Kemal Üniversitesinin, Uzunköprü Ticaret ve Sanayi Odası ve Uzunköprü Belediyesinin ortak bir girişimle sempozyum düzenlemesini öneriyorum. Devlet istese bakanlık istese derhal acil tedbirlerle çok kısa sürede bu kirletmeyi durdurur ve engeller. Bu çerçevede yetkili de var yetkileri içeren mevzuat da var ama harekete geçme yok. Bence Uzunköprü ve Trakya kamuoyu bunu sağlamak zorundadır.”

ASLAN: SAĞLIKLI YAŞAM ANAYASAL BİR HAKTIR

Ergene kirliliği ile ilgili bir çalışma grubunun kurulması gerektiğinin altını çizen Uzunköprü Ticaret Borsası Başkanı Egemen Aslan, “Yapabileceğimiz her türlü analizi yapmalıyız. Kanuni kısmı atlamamalıyız çünkü sağlıklı yaşam anayasal bir haktır. Bunu kimsenin ihlal etmeye hakkı yoktur. Bugüne kadar konuşmaktan öte gidemedi. Sonuç odaklı olmamız gerekli. Biz ergeneyi 30 sene kaybettik. 1980’lerde Çorlu ve Çerkezköy’e sanayinin gelmesiyle birlikte Ergeneyi kirlettik. Ne gerekiyorsa, Avrupa’daki hukuk sistemini de bu işin içine dâhil ederek ses getirerek devreye sokmamız lazım.” dedi.

Ergene ile ilgili dünden bugüne birçok eyleme katıldıklarını ifade eden Uzunköprü Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Hacer Doğrugüven şunları söyledi: “2000 senesinde Uzunköprü’de yaptığımız Marmara Çevre Platformu toplantısında konuşan Prof. Dr. Hayri Kök hocamız ‘Trakya’nın toprakları zehirlidir’ dedi. 2004 senesinde Ergene Havzası Eylem Planı hazırlandı ve bu Trakya’nın anayasası olarak kabul edildi. Söz konusu eylem planına da uyarılara da Uzunköprülüler hiç sahip çıkmadılar. Bilakis 2004 eylem planının rafa kaldırılarak 2009 yılında İstanbul Metropolitan AŞ’ce hazırlanan yenisinin devreye sokulmasına hep sessiz kaldılar. Uzunköprü ve Meriç resmi olarak tarım bölgesi ve Ergene tarımı kirletiyor. Kitlesel söylemlerimiz dikkate alınmadı. Onca açılan ve kazanılan davaya rağmen hiçbir şey yapılmıyor. Hani şimdi diyoruz ya şöyle şöyle yapalım. Aslında her şey yapıldı.”

Söz alan AK Parti İlçe Başkanlığı yöneticilerinden Işık Ali Gürez de şöyle konuştu: “Hükümet temsilcisi olarak bu konuda bizde görüşlerimizi söyleyeceğiz. Biz çevreye duyarlıyız, çevreyi seviyoruz. Bu konuda genel başkan yardımcımız Çiğdem Karaaslan’la birlikte; kentlerimizin yeniden yapılandırılması adına  Çevre Şehir ve Kültür isminde yeni bir birim açtık. Hükümet olarak Ergene kirliliği için çoğunluğu Çerkezköy hattında olmak üzere 8 tane arıtma tesisi inşa ettik. Bu kirlilikten belediyelerimizde suçlu. Bugüne kadar yapmadıklarını biz hükümet olarak ele alıyoruz. Arıtma tesisleri su tesisatı döşemek gibi değil. Bu tesislerin devreye girmesi, müteahhidinin iflas etmesi, hava şartları gibi nedenlerle uzayabiliyor. Bunun için 1 Milyar liralık Şafak Eylem Programı hazırladık. Burada tek önemli olan ilçe üreticisinin mağdur edilmemesi. Uzunköprü’nün tek gelir kaynağı bu. Sağlığımız tabii ki önemli ama çiftçiyide yok etmememiz gerekiyor.

SÜLÜŞ: ‘O KİRLİ NEHİRDEN ÜRETTİĞİNİZ PİRİNÇLER Mİ BUNLAR’ DİYE SORDULAR

CHP İlçe Başkanı İnanç Sülüş: “Artık Ergene kirliliği hakkında söylem zamanı bitmiştir eylem zamanı da geçmiştir. Bir şeyler yapmamız lazım. Analiz mi yaptıracağız, Ankara’ya mı gideceğiz, bir karar vermemiz lazım ve bu kararı da ivedi olarak hayata geçirmemiz lazım. Ama bence önce sesimizi duyurmamız lazım. Nasıl sesimizi duyuracağız bunu daha önce paylaşmıştık kamuoyuyla şimdi de paylaşıyorum. Bir Ergene günü belirleyelim kendimize, nasıl ki senenin değişik aylarının ilk Pazar günü kutlanıyorsa böyle bir gün bulalım. Şu köprüden daha önce yürümüştük yakın zaman içinde bir kere daha yürüyelim şu kirliliği Türkiye’ye bir duyuralım. Ben 2001 yılında Askeri Veteriner okullunda yedek subaylık eğitimi alırken, tabip yüzbaşı dedi ki: ‘Nerelisin sen?’, ‘Uzunköprülüyüm komutanım’ dedim ‘Sizin pirinçlerde kadmiyum var’ diye 2001’de söylemişti adam bana. Geçen sene CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Edirne’ye geldiğinde kendisine Uzunköprü’nün pirinci dünyada birinci bir pirinç çuvalı hediye ettim. Kapısında beklerken oradaki insanlar ‘O kirli nehirden ürettiğiniz pirinçler mi bunlar’ diye sordular. Yani bu aslında bizim sandığımız kadar duyulmamış bir kirlilik değil ama bizim sesimizi bunun temizlenmesini istediğimizi daha gür ve istekli bir şekilde duyurmamız lazım. Ve bu konuda da en fazla taşın altına elimizi sokmamız gereken insanlar da hepimiziz. Herkes burada. Sayın Kent Konseyi Başkanımıza Ergene’nin kirliliğinden etkilenen Kent Konseyleri başkanlarıyla ortak bir toplantı çağrısında bulunabilir. Sayın belediye başkanımız bu ilçelerin belediye başkanlarıyla toplantılar organize edebilir. Bu toplantıdan bir sonuç bildirgesi çıksın ileriye dönük ivedi olarak hayata geçirmemiz lazım. Yoksa geri dönüşümsüz bir şekilde Çernobil gibi Hiroşima gibi topraklar olacak burası bu kirlilik bir süre daha devam edecek olursa artık yapacak bir şey kalmayacak. Şunu da paylaşmak isterim. 2 sene önce yasa dışı sol örgütün temsilcileri köprünün üstünden geçip ergene kirliliği ile ilgili bir eylem yapmak istedi. Bizi de davet ettiler, biz de kendilerine katılamayacağımız bir organizasyon olduğunu söyledik. O gün merakla arabalarla oradan geçtik. O arkadaşlar polisle de konuşurken sizin bu eylemi yapmak için izniniz yok dedi. Arkadaşlar da polislere şu cevabı verdiler: ‘Burayı kirleten insanlar sizden izin mi aldılar da biz de sizden burada yürümek için izin isteyelim.’ Sayın Ayhan Başkanımın dediği gibi Bülent Beyin çalışmalarını saygıyla takip ve takdir ediyoruz. Uzunköprü’nün belki de artık geç kalmış şekilde kirlilik için bir araya gelip bu konuyla ilgili ivedi adımlar atması gerektiğin söylüyorum.”

YENİ: KAPALI DEVRE SULAMA SİSTEMİNE GEÇEBİLİRİZ

Kapalı devre sulamaya dikkat çeken MHP Uzunköprü İlçe Başkanı Ayhan Yeni, “Ben de bir çiftçi olarak acil bir çözüm noktasına ihtiyaç duyulduğu noktasındayım. Bu vesileyle toplantının sonuç bildirgesi derhal yayınlanmalıdır. Acil çözümler neler olabilir? Mesela Ergene’nin İstasyon altından Adasarhanlı’ya kadar olan yaklaşık 80 km tutan her iki yakasında kapalı devre sulama sistemine geçebiliriz. Ama şu var ki, kısa vadede alınacak acil tedbirler üreticiyi bir miktar rahatlatacak olsa bile uzun vade planlamaya ihtiyacımız olduğu da açık. Benim bildiğim Ergene’den sulanan Uzunköprü tarlaları 56.000 dönüm. Bir üretici olarak ızdırap duyarak söylüyorum ki mahsulümüzün çokta sağlıklı olduğunu söylemek mümkün değil.” dedi.

Toplantı sonuç bildirgesinin ileri tarihte açıklanması kararlaştırıldıktan sonra sona erdi.