Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan olayları protesto etmek amacıyla Keşan’da düzenlenen yürüyüşlere, geçtiğimiz Pazartesi günü bir yenisi daha eklenirken, DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB Keşan Temsilcilikleri de 1 günlük iş bırakma eylemi ile Gezi Parkı’na müdahaleyi protesto etti.

Öceki akşam saat 20.30 sıralarında, Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan yaklaşık 600 kişilik grup, burada kortej oluşturarak, İsmail Saraç Caddesi üzerinden yürüyüşe başladı. Daha sonra Demirciler Caddesi’nden Rasim Ergene Caddesi istikametinde yürüyüşlerine devam eden gruba, bazı vatandaşlar, evlerinin camlarından alkışlarla destek verdi. Pankartlar açarak ve hükümeti protesto içeren sloganlar ile yürüyüşe devam eden grup, Necati İşcan Caddesi ile Rasim Ergene Caddesi’nin kesiştiği yere geldiğinde durdu. Burada, Taksim Gezi Parkı’nda polis tarafından yapılan müdahaleyi, 1 günlük iş bırakma kararı alarak protesto eden, DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB Keşan Temsilcilikleri adına açıklama yapıldı. Açıklama Eğitim Sen Keşan Temsilcilik Başkanı Rasim Yağcı tarafından yapıldı. Yağcı, polis şiddetine ve meydanların etrafındaki ablukaya son verilmesini istediklerini söyledi. “Taksim Gezi Parkı’nın ranta kurban edilmesine karşı gelişen yurttaş duyarlılığını polis terörü ile bastırmaya kalkışan AKP iktidarı Türkiye halkının vicdanının, hak ve adalet arayışının güçlü duvarına çarptı.” diyerek sözlerine devam eden Rasim Yağcı, AK Parti iktidarının, halkın onurlu tepkisine devlet terörüyle karşılık verme yolunu seçtiğini dile getirerek, “Hak ve adalet isteyen insanlarımız öldürüldü, onlarcası sakat bırakıldı, binlercesi yaralandı. Medya-iktidar ablukası altına alınarak, Türkiye halkının özgürlükçü muhalefeti hakkında muazzam bir çarpıtma ve karalama kampanyası başlatıldı. Gezi Parkı direnişinin başından bu yana en geniş kesimler tarafından sahiplenmesinde önemli bir görev üstlenen Taksim dayanışması ile muhatap olmak yerine, bu süreçte bir kez bile Taksim ve civarına inmeyenlerle görüşülerek kamuoyu yanıltılmaya çalışıldı. Ancak halkın direnişi kırılmadı, önüne konulan bütün barajları birer birer aştı. Türkiye halkının vicdan, hak ve adalet direnişiyle sarsılan AKP iktidarı, halkın büyük direnişini kıramayınca, çevre duyarlılığına indirgemeye, yaygın polis terörü ve despotik yöntem tarzına karşı halk tepkisini gayrı meşru hale getirmeye girişti.” dedi.

“DÜNYA’NIN GÖZÜ ÖNÜNDE, ÖLÇÜSÜZ POLİS ŞİDDETİ YAŞANDI”

Türkiye’nin özgürlüklerinden vazgeçmeyen ısrarlı direnişi karşısında, AK Parti iktidarının, halka karşı, tüm dünyanın gözleri önünde akıl almaz ve vahşi bir saldırı kampanyası başlattığını söyleyen Yağcı, “Halk direnişinin simgesi haline gelen Gezi Parkı ve Taksim Meydanı, iktidarın polisi tarafından kimyasal gazlar ve sıvılarla işgal edildi. Bu da yetmezmiş gibi başta Kızılay olmak üzere ülkenin dört bir yanındaki kentlerde, Dünya’nın gözü önünde, ölçüsüz polis şiddeti yaşandı. İnsanların, kaybettikleri dostlarını uğurlamak için yapacakları anma törenine dahi korkunç bir polis saldırısı yapıldı. Çocuklar ve yaşlıların tüm insani değerleri ayaklar altına alınarak gaza boğuldu, hırpalandı. Bu vahşi saldırılarda yaralanan insanlarımız için oluşturulan revirler dağıtıldı, doktorlar, hemşireler gözaltına alındı, tedavi araçları ve malzemeleri tahrip edildi. Halk muhalefetine sahip çıkan milletvekilleri, uluslar arası gözlemciler, gazlandı ve coplandı. Bu acımasız polis şiddeti, bizzat Başbakan tarafından miting meydanlarından verilen talimatlarla harekete geçirildi. Bu vahşetin sorumluluğu faşizan politikaların talimatını veren AKP hükümetinin yanı sıra, bu politikaları uygulayan başta valiler olmak üzere kolluk güçlerine aittir. Kimden gelirse gelsin halka karşı insanlık suçu içeren talimatları uygulayarak bu suçları işleyenlerin, hesap vereceklerini akıllarından çıkarmamaları gerektiğini hatırlatıyoruz.” şeklinde konuştu.

“JANDARMA TOMA’LARI VE ASKERİ BİRLİKLERİ DE GÖRMEYE BAŞLADIK”

Açıklamasının son bölümünde, özgürlüğün, onurun, halkın ve adaletin direnişinin devam ettiğini ve tüm Türkiye’yi sardığını dile getiren Yağcı, sözlerini şöyle tamamladı; “Başbakan Tayyip Erdoğan, halkımızın bu büyük direnişi karşısında giriştiği iç savaş kışkırtıcılığının AKP tabanında karşılık bulmamasından çılgına dönerek, dizginsiz bir baskı rejimi kurma yoluna girdi. Artık sokaklarımızda polis TOMA’larının, akreplerinin yanında Jandarma TOMA’ları ve askeri birlikleri de görmeye başladık. Bizler Türkiye halkının hak, adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin en köklü emek ve meslek örgütleri olarak, AKP iktidarının despotik bir rejim oluşturma yönündeki bu saldırganlığının durdurulmasının bugünün en yakıcı demokratik görevi olduğu kanısındayız. Bu nedenle AKP hükümetinin polis tarafından uygulanan şiddete derhal son verilmesi ve başta Taksim olmak üzere şehirlerin meydanlarında uygulanan polis ablukasının kaldırılmasını talep ediyoruz.”

Yürüyüş, Hastane Caddesi’ndeki Şehitlik Parkı’nda sona erdi.