AYŞİN SEÇİL GEZER

Saat 13.00 sıralarında başlayan toplantıda önceleri de bu kanunun geçerli olduğunu ancak konuya esnek bakıldığını dile getiren İşçimen, OHAL süreciyle birlikte denetimlerin daha sık yapılacağını ve mazeret kabul edilmeksizin yaptırımların olacağının altını çizdi.

İşçimen’in detaylı açıklaması şu şekilde: “26.06.1973 tarihinde 1774 sayı ile kabul edilen ‘Kimlik Bildirme Kanunu’ bugüne kadar genellikle otel, pansiyon, motel, diğer konaklama tesislerinde ve günübirlik kiralanan evlerde uygun daha esnek olmak kaydı ile uygulanmaktaydı. Lakin 2017 yılbaşı gecesi Reina’da yaşanan elim olayın failinin günübirlik evde yakalanmış olması olayın ehemmiyetini daha da ön plana çıkardı. İç işleri bakanlığı 1774 sayılı kimlik bildirim kanunun 2. Maddesinin ek fıkra 31/10/2016-KHK-678/4. Mad. KHK ile çıkarıp tüm valiliklere gönderdiği genelge ile bu konudaki kontrollerin daha düzenli ve daha sık yapılması için kolluk kuvvetlerine yazı gönderdi. Bu yazı gönderilirken gerek ülkemizde yaşanan terör olayları ve yasa dışı örgütlerin ( FETÖ Grubu, PKK v.b gibi) faaliyetleri nedeniyle günübirlik kiralanan evlerin denetlenmesi konusu daha da önem kazandı. Bu nedenle bugüne kadar bölgemizdeki tesis ve işletmelerin uyguladığı kimlik bildirim sistemi (K.B.S) tüm yetkili ve kayıtlı emlak ofislerine yüklenmekte ya da yüklenmeye devam etmektedir. Lakin burada İç İşleri bakanlığının KBS sistemi için vereceği şifre sadece işletmeler için geçerlidir. Şahıslara bu bildirim şifreleri verilmemektedir. Bu nedenle dernek olarak ev sahiplerini uyarma gereği duyduk.” oldu.

PARA VE HAPİS CEZASI VAR

Ev sahiplerini uyaran İşçimen, 1774 sayılı kimlik bildirim sistemine uymayanlar için para ve hapis cezalarının olduğunu söyledi. İşçimen konu ile ilgili şu tavsiyelerde bulundu: “Sizlere vereceğimiz bu tavsiyeler doğrultusunda bölgenizdeki kolluk kuvvetlerine lütfen danışınız. Aksi takdirde 5.000 TL – 10.000 TL para cezası ya da aranan örgüt üyesi bir kişinin evinizde yakalanması ile ilgili yardım ve yataklıktan 3 yıl hapis cezası ve de mahkemeye çıkacağınız tarihin belli olmadığı bir durum ile karşı karşıya kalabilirsiniz.  Kolluk kuvvetlerinin tuttuğu tutanağın bir nüshası da Vergi Dairesine gönderilecek ve orada ayrı bir mali işleme maruz kalabilirsiniz. Önerim, lütfen evlerinizi güvendiğiniz bir emlak ofisi ile kiralayınız. Tüm sorumluluğu bu ofislere bırakınız. Evinizi sezonluk bile verseniz sözleşme yapıp evde konaklayacakların kimlik bilgilerini kolluk kuvvetlerine teslim ediniz. Siz geçici bir süre için evinizi akrabanıza ya da arkadaşınıza tahsis etseniz bile o kişileri bilgilerini kolluk kuvvetine gitmesini sağlayınız. Kayıtlı ve ruhsatlı emlak ofisleri ile çalışınız. Bu yapılan kontroller daha güvenli ve daha yaşanabilir bir Saros içindir.”

JANDARMA KONTROLLER YAPACAK

Emlak ofisi ile çalışmak istemeyen ev sahipleri için İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinde yayınlanan evrakları düzenleyip, bölgedeki kolluk kuvvetlerine teslim edilme zorunluluğu olduğunu söyleyen İşçimen, gerekli olan evrakları şu şekilde sıraladı: “Bölgenizde bağlı olduğunuz (Jandarma ya da Polis) kolluk kuvvetine içerisinde IP numaranız olan bir dilekçe, noterden tasdikli imza sirküleri, evin ruhsatı, ticaret sicil belgesi, vergi levhası fotokopisi, kimlik fotokopisi. Evlerini kiralamak isteyenlerin, bu evraklar ile birlikte kolluk kuvvetlerine başvurması gerekmektedir.”

İşçimen, konuya şu şekilde örneklendirdi: “Bir ev sahibi X kişinin kiraladığı bir ev var diyelim. Bu kişi evini Y kişiye üç günlüğüne kiraladı. Kimlik bildirim sistemine kayıtlı da değil. Erikli’de jandarma rutin kontroller yapıyor. Bu yıl jandarma karakol komutanlığı her gün ev kontrollerine çıkacağını duyurdu. Jandarma kiralanan eve geldi. Evde bulunanlara güvenlik nedeniyle kimlik kontrolü yapacağını söyledi. Bu arada jandarma bu bölgede kayıtlı tüm evlerin sahiplerini belirten dosya ile vede KBS sisteminden gönderilen kayıtlar ile kontrol yapacak. Bu kişi evi X kişisinden 200 TL günlük ile 3 günlüğüne kiraladığını söyledi farz edelim. Jandarma hemen ev sahibine ulaşacak. Kimlik bildirim sisteminde gözükmediğini tespit ederse; 1774 sayılı kimlik bildirim kanunun 2. Maddesinin ek fıkra 31/10/2016-KHK-678/4. Mad. gereğince 10 bin TL idari para cezası uygulayacak. (Bu idari para cezaları vergi affına girmez ve iptal edilemez). Fakat yapılan kimlik kontrolleri sonucu kiracı olan Y kişisi Terör ya da FETÖ diye adlandırılan yasa dışı örgüt üyesi ise işte o an ev sahibi yardım ve yataklıktan 3 yıl hapis  (paraya çevrilemez) istemiyle gözaltına alınacak ve tarihi belli olmayan bir mahkeme sürecini tutuklu olarak bekleyecek.  Evdeki kişi ben X kişisinin akrabasıyım kiracı değilim dedi. Doğru ise sorun yok ama ev sahibi kimlik bildirmemekten 10 bin TL cezadan kurtulamayacak. Lakin kiracı Y kişi yalan söylüyorsa ve bu tespit edilirse ev sahibinin yediği ceza yanında kiracıda yalan beyanda bulunmaktan ceza alacak. Kısaca, ev sahipleri lütfen bu kanunu iyi okuyup gerekirse bölgenizdeki kolluk kuvvetlerine danışınız. Özellikle OHAL olduğunu düşünerek daha dikkatli olunuz. Bölgemizdeki Valilerimizin çok geniş yetkilerle görevlendirildiğini ve bu sene çok sıkı denetim olacağını lütfen unutmayınız.”

EMLAKÇILARA ÖNERİLER

Kayıtlı ve ruhsatlı emlakçılar için ise İşçimen’in tavsiyeleri şu şekilde: “Lütfen sizler de ayakçı tabir edilen ve ruhsatsız emlakçıları aranızdan ayıklayınız. Ev sahiplerini kollayınız ve sizlere emanet edilen evlere kendi evinizmiş gibi sahip çıkınız. Kiraya vereceğiniz evi sözleşme ile kiralayınız. Kalacak kişi sayısını ve kimlik bilgilerini sözleşmeye yazınız. Sözleşmenize yapılan kontrollerde ‘yukarıda kimliği belirtilenler haricinde kalan tespit edilirse ev derhal tahliye edilir ve kiracıya geri bedel ödenmez’ maddesini ilave ediniz. Kiraya verdiğiniz evleri kontrol ediniz. Sizin bilginiz dışında kalan varsa yapılacak kontrollerde kolluk kuvveti ile sıkıntı yaşamamak adına eve müdahale ediniz. Örnek: 3 kişi evi kiralayıp sonra yanına 5 kişi daha almasını engelleyiniz. Lütfen bölgemize gelen misafirleri bu konuda uyarıcı el broşürü ya da tabelalarla bilgilendiriniz. Yanınızda çalıştıracağınız elemanlarınıza işletmenizin adının da belirtildiği bir kimlik ya da yaka kartı düzenleyiniz. Bölgemize gelen kişileri müşteri gibi değil misafir gibi görünüz. Kiraladığınız evlerin özelliklerini doğru ve dikkatli anlatınız. Kiraladığınız evlerdeki misafirlerin sorunlarına yapıcı ve çözümsel yaklaşınız. Kiralayan misafirlerin sizlere 7/24 ulaşabilme imkânını sağlayınız.” dedi.

KAMYONLAR İÇİN SAAT DÜZENLEMELERİ YAPILACAK

Yüksekdağ, Keşan ve sahil bölgeleri arasındaki yolun, kamyonların kullanım saatleri ile ilgili bir açıklamada bulundu. Belirli saatlerde girişlerine izin verilmeyeceğinin başvurusu yapıldığını dile getiren Yüksekdağ’ın açıklaması şu şekilde: “Karayollarında Mecidiye Keşan arasındaki kamyonlar ile ilgili, saat uygulaması yaklaşık 5 yıldan beri var. Bunun ile ilgili saat uygulamalarının dilekçelerini gerekli kurumlara vereceğiz. Tam uygulanmıyordu ya da sezona yetişemiyordu. Geçen yıl sezon ortasında ancak yetişmişti. Yasanın da söylediği gibi haziranda başlayıp ağustosun sonuna kadar belli bir saat diliminde araçların çıkması yasaklanacak. Saat dilimiyle ilgili bir düzenleme yapılması gereklidir.”

TURİZM BÖLGESİNDE TAŞ OCAĞI OLMAZ

Basın mensuplarının sorduğu ‘Mecidiye ve Saros’da taş ocağı ve kalker ocakları ile ilgili son gelişmeleri değerlendirir misiniz?’ sorusuna İşçimen: “Sayın Milletvekilimiz geldiğinde bununla ilgili açıklama yapmıştı. Bildiğiniz gibi ben yaklaşık olarak 8 yıldır taş ocaklarıyla ilgili hem dernek olarak hem şahsi olarak uğraştım. Turizm bölgesinde taş ocağı olmayacağını herkese anlatmaya çalıştık. Ama ne hikmetse her geçen yıl daha da fazla taş ocağı oldu. Bize söylenen savunma; buranın taşı yolun bağlayıcısı, kalker olduğu için asfalta bundan başka bağlayıcı olmuyor dendi. Buradan çıkarılan taşı aldık Karayollarına incelenmesi için gönderdik. Testleri yapıldı ve esasında bu taşın çok yola uygun olmayan bir taş olduğu ortaya çıktı. Onun yerine bazalt kullanılması daha mantıklı dendi. Ama buna rağmen her geçen gün, özellikle Saros’u yukarıdan seyrederseniz, Saros’da her geçen gün doğanın mahvolduğunu göreceksiniz. Biz yıllardır su sporları ile uğraşıyoruz. Bundan 10 sene önce, İbrice’de daldığımızda su altı çekimlerimiz pırıl pırıl oluyordu. Şimdi daldığımızda beyaz bir kireç tabakası görüyoruz. Benim kabullenemediğim ve benimseyemediğim bir şey var. 2006’da Bakanlar Kurulu kararı ile turizm koruma ve geliştirme bölgesi ilan edilen bir yerde, taş ocağı, maden gibi şeylerin olması tamamen bir çelişkidir.” dedi.